- 996 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Fetocu Yazar Olur mu?
.
Bazen deli sorular geliyor aklıma. Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan. Fazlaca delirmemişim daha anlaşılan, yoksa derdim yumurtadan çıkar balık da, yılan da, hatta Ahmet ile Mehmet de diye de.
Oysa oturup şimdi, en romantiğinden bir şiir yazmam gerekirken, sen al eline kalemi, sazı, başla aydınlanmışlığın gölgesinde tekme tokat türküsünü hem yazıp hem söylemeye.
Duymadınız değil mi? İçimden, içimden.
Biliyorsunuz hepiniz, aynı dünyanın dönekliği ile dönüp, aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz. O zaman başlayalım hep birlikte delirten sorularımızı sormaya.
1- Bütün memleketin girilmeyen namahremi kalmamışken ve en güvenilen insanların ve makam sahiplerinin bir dolara kendini ve milletini ve de devletini, haysiyetini, şerefini… sattığını bilirken, acaba gazetelerde ve dergilerde de bu it sürülerinin nasıl birer ikişer çoğalıp sistemi ele geçirmek için kendi yazarlarını nasıl yüceltip kendilerinden olmayanları nasıl sistemden attıklarını bilirken, TÜRK EDEBİYAT sitelerinde nasıl bir yapılanmaya girmişlerdir acaba?
2- Kimler bunların sayesinde ün ve ünvana erişip toplum üzerinde söz sahibi olmuşlardır?
3- Kimler bunları seçip, kimler bunları eğitmişlerdir?
4- En önemli ve son sorum; bunlardan kaçını belirleyip içimizden uzaklaştıra bildik?
Fetocu edebiyatçı, daha doğrusu Fetocu TÜRK EDEBİYATÇISI olur mu? Diye söylene söylene giderken, şimşekler çakıyor, din tüccarı, satılık levhalılar sözleri eşliğinde, içimizdekileri bildik mi?
.