- 858 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ANNEM VE ÜLKEM
Annemiz hasta...
Yoğun bakım servisinde diyaliz makinesine bağlı, bir yandan da solunum cihazına takılı yatan annemize bakarken Türkiye’ye bakıyorum aynı zamanda.Solunum cihazına bağlanmış olan annem değil de sanki Türkiye! Doğurmuş, büyütüp yetiştirmiş beni. Sevmeyi, inanmayı, çalışmayı, namuslu, ahlaklı dürüst olmayı öğretmiş bana. Hata yaptığımda uyarmış. Yanlış yola saptığımda doğru yolu göstermiş.
Kendisine olan borcumu, Türkiye’ye ödememi sağlayan annem! Görmemişiz, anlamamışız. Bir de kanser sarmış var vücudunun dört bir yanını. Şimdi böyle çaresiz yatan, çıkartın beni burdan diye adeta yalvaran gözlerle bakan annem, Türkiye!
Kimliğinde yazan tarih doğruysa 82 yaşında. Bir Kurtuluş Savaşı gazisinin sonuncu çocuğu. Annesinin ona söylediğne göre ’Ot biçme zamanı’ymış. Bir de büyük ümitler zamanıymış. Adını Atiye koymuşlar. Atiye’nin a’sı bir elif boyu uzatılacak ki, anlamı gelecek olsun. Dünü bugüne, bugünü yarına bağlayarak kaç seksen yıla ulanan bir gelecek.
Oysa doğduğu günü hiç bilmedi. Mektep medrese görmedi, hiç okula gitmedi. Adını yazacak kadar abece’yi yetmişinden sonra öğrendiyse de pek çok okumuşa taş çıkartacak kadar aydındır. ’Okusam mebus olurdum’ der ve gerçekten de mebus olurdu...Okuyamaması babasızlıktan.
Belleği pek çok aydınınşimdi çoktan unuttuğu şeyleri hatırlayacak kadar güçlüdür! Savaşın getirdiği yıkımları mesela,çocukluğundan hatırlar. Babası yedi yıl askerlik etmiştir seferberlikte ve Kurtuluş Savaşı’nda, bunu hatırlar. Annesi altı çocuğunu fırıncılık yaparak büyütmüştür;bunu hatırlar. Heybenin bir gözüne buğdayı, bir gözüne en küçük oğlu Memet’i koyar, Zara’dan Hafik’e değirmene gidermiş, bunu hatırlar. Dört abisini birden askere göndermiştir İkinci Dünya Savaşı’nda, bunu hatırlar. Beş numara idare lambalarında yakmaya gaz, çorbaya koymaya tuz yok; bunu hatırlar. Ekmek karneye bağlanmıştır, dırıl bezi karaborsada...Sırtı entari, ayağı ayakkabı görmemişse bundandır ve bunları hatırlar. Ama savaşın acılarını bir daha yaşatmamıştır Cumhuriyet, hep bunu söyler.
Yoğun bakım servisinde diyaliz makinesine bağlı,bir yandan da solunum cihazına takılı yatan Türkiye’ye bakarken anneme bakıyorum aynı zamanda. Solunum cihazına bağlanmış olan, çıkartın beni buradan diye adeta yalvaran gözlerle bakan Türkiye değil de annem! Doğurmuş,büyütüp yetiştirmiş beni. Sevmeyi, inanmayı çalışmayı, namuslu , ahlaklı, dürüst olmayıöğretrmiş bana. Hata yaptığımda uyarmış. Yanlış yola saptığımda doğru yolu göstermiş...
Çıkartacağım, borçluyum Türkiye’ye anneme borçlu olduğum kadar;borçluyum annemeTürkiye’ye borçlu olduğum kadar.
Çıkartacağım,seviyorum Türkiye’yi annemi sevdiğim kadar.Türkiye kadar güzel annem, annem kadar güzel Türkiyem...
.........
Annemi kaybettik.
Türkiye’yi kaybetmeyeceğiz.
YORUMLAR
Annenize çok üzüldüm. Başınız sağ olsun. Allah rahmet etsin.
Benim anneme benziyor sanki. Annem de 83 yaşında.
Bazı şeyleri hatırlama konusunda hepimize taş çıkartır.
Hesabı çok kuvvetlidir. Şarkıyı türküyü çok sever.
Bunu dün akşam daha iyi anladım. Tv de trt müzik kanalını açtım.
Önce türkü programı, arkasından sanat müziği konseri. Annemin
kulağı duymadığı için tv'nin sesini iyice açtım. Her günkü gibi uyuklamadı.
Kendini müziğe kaptırarak seyretti.
Her akşam olduğu gibi birazdan anneme gideceğim.
Onu kaybetmeyi düşünemiyorum.
Allah size sabır versin.
Ve iyilik sağlık.
Üzüntüden hastalanır insan..
selamlar..