- 1099 Okunma
- 5 Yorum
- 3 Beğeni
FAŞİZM KENDİNDEN OLMAYAN HERŞEYE DÜŞMANDIR./ ve BİR ÖZÜR
Hemen dalalım konuya…
Öncelikle belirteyim ki başlık her ne kadar bana ait bir ifade olmasa da yerden göğe kadar doğru bir ifadedir. Evet..Faşizm, kendinden olmayan her şeye düşmandır. Yani bu lafın asıl sahibi olan mahluk, bozuk bir saatin günde iki defa da olsa doğru zamanı gösterdiği gibi yazdığı oldukça uzun yazısında doğru bir laf da etmiştir her ne kadar bu lafı ederken amacı tamamen farklı olsa da.
‘’Yazdığı uzun yazısında’’ Dediğime göre demek ki birinden bahsediyorum yine.
Peki kimden bahsediyorum?
Çok kısa bir zaman önce ‘’ Aliye katil diyenlere de mi susalım’’ Başlıklı yazımda söz konusu ettiğim herif-i nâ şeriften( şerefsiz) bahsediyorum. Yani Hz. Aliye ve diğer üç halifeye ( Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman) Katil diyen mahluktan bahsediyorum.
Bu herif-i nâ şerif şimdi de Adana’daki yurt yangınını ele almış sözüm ona… Bir ton laf etmiş… Ettiği bir ton lafla söylemek istediği ise aslında tam olarak şu:
( Aynen kendi cümleleri ile aktarıyorum )
‘’Dinciliğin ne olduğunu biliyoruz, islam da bir din olduğuna göre onun da nasıl bir din olduğunu çok iyi biliyoruz. Yaptığı tek doğru şey, sürekli kan kusan katillerin bir dini olduğunun gerçeğinden başka birşey değildir.’’
Böyle bir ifadenin Adana’daki -katliam gibi- yangınla ne alakası olduğu tamamen ayrı bir konu olmakla birlikte bu herifin asıl söylemeye çalıştığı şeyin ne olduğu altı çizili ifadelerinde gayet açık bir şekilde belirtilmiştir.
Evet..Faşizm, kendinden olmayan her şeye düşmandır ama bu yüreği insan sevgisiyle dolu(!) kişiliksiz kişi kendinden olmayana düşman değildir(!)
İşte bu yazıya bir arkadaşım yorum yazarak eleştirisini dile getiriyor. Şöyle:
‘’Yazınızın ilk bölümünü okudum ve önyargılı bir düşünce olduğunu gördüm.İslâm kan kusanların dini değildir.Asıl bunu yapan -eğer dinle ilişki kurarak yaparsak- hıristiyanlardır.
Müslümanlar arasına nifak ve kötülük sokanlar da onlardır.Yalnız Müslümanların bir suçu var bu batı denilen güruhun oyuncağı olmak.Kendilerine gerçek islâmın Kur’anın öğrettiği gibi bilimle, barışla ve insancıllıkla kendilerine çeki düzen vermelidirler. İslâm bir barış kardeşlik ve sevgi dinidir.’’
Arkadaşın bu gayet kibar, gayet zarif, hiç kimseyi asla irrite etmemesi gereken yumuşacık, pamuk gibi yorumuna, kendinden olmayan her şeye düşman olmayan(!), yani mesela benim gibi faşist olmayan, bu yüreği insan sevgisi dolu(!) herifin verdiği cevaba bakalım şimdi de:
‘’Kuran safsatalar düzmecesi ve eski incilin size kakaladığı içi boş, fos, bilimsel bir niteliği olmayan, kadınları aşağılayan, kendinden olmayanlara kafir diyen (ben kafirim ve bununla gurur duyuyorum) gerici, çağ dışı birikimlerin muhammed denen birisi tarafından kopyalanmış bir hiçtir.
Kendinden olmayana karşı ne kadar insancıl, ne kadar medeni, ne kadar hoşgörülü bir yaklaşım değil mi?
Aslında yurdumuz dışından havlayan böyle uyuz itler beni hiç de üzmüyor. Neticede benim mahallemde de sokak köpekleri sabaha kadar havlar durular. Onlar havlıyor diye ne üzülürüm ne de rahatım huzurum kaçar ama...Aması var maalesef.
Daha bir iki ay önce Hz. Ali’nin şehit edilişini anlattığım ‘’ Hz. Ali ve secde etmekten alnı, dizleri nasır bağlamış kafir’’ başlıklı yazıma ‘’ Okurken inanın ağladım, içim ürperdi’’ Diye yorum yazan bir başka arkadaşım, Hz Ali’ye katil diyen bu herifin yazısına da ‘’ Kocaman tebrikler arkadaşım. İmzaladım yazınızı’’ Diye yorum yazar; işte buna üzülürüm.
Başka neye üzülürüm?
Beni yazılarımdan tanıyan arkadaşlarım bilirler. Sivri dilliyimdir. Agresifimdir ki kendime ‘’Agresif Şair’’ Demişimdir. Çoğu kez de frenlerim tutmaz. Frenlerim tutmayınca da - hiç de bu huyumdan hoşlanmasam bile- zaman zaman çileden çıkar araya küfürler de koyarım yazılarımda.
İşte o küfürlerin muhatabı bellidir aslında. Ama gel gör ki hiç alakası olmayan ya da en azından benim nezdimde alakası olmaması gereken değerli arkadaşlarımdan bazıları üzerlerine alınırlar ve bana ağır sitemler, eleştiriler yaparlar.
Evet..Her şeye rağmen bir emekli öğretmen olarak daha sakin, daha edepli olmalıyım. İllevelakin insanız. ‘’İnsan beşer, beşer şaşar’’ demişler.
Beşer şaşar da şimdi size iki video linki vereceğim. Allah rızası için seyredin. Allah inancınız yoksa sizin için en önemli şey adına, mesela insanlık namına seyredin şu çok kısa iki videoyu. O zaman benim niçin çileden çıktığımı, zembereğimin boşaldığını belki daha iyi anlarsınız.
1. Videonun linki: www.youtube.com/watch?v=dUnSgzOIsIo
Bu video bir dakika bile sürmüyor.
Videoda anlatılan ise Halep’te yaşanan katliam.
Bir dakika bile sürmeyen bu videoyu sonuna kadar izleyebilirseniz( Ki sanmıyorum. Yüreğiniz elvermez ) daha sonra ikinci videoya geçin.
2. Videonun linki: www.yenisafak.com/…/halk-tvde-halep-soykirimina-ovgu…
Bu videoda da Halep’te yaşanan o katliama ‘’ Temizlik’’ diyen bizim ülkemizden insan müsveddelerinin sevinç çığlıkları var.
Şimdi.
Ben Halep’te bombalarla parçalanan, cayır cayır yanan çocukların görüntüsüne bakıp ‘’ temizlik’’ Diyen insan müsveddelerinin Adana’daki -katliam gibi- yangında ölen o minik canları kesinlikle umursamayacaklarının bilincinde olarak Adana’daki o yangından sonra timsah gözyaşları döken o kahpe zihniyete ağzıma ve kalemime ne geliyorsa döşenince ne oluyorum biliyor musunuz? Kendimden olmayan her şeye düşman bir faşist oluyorum.
Ben hiç bir zaman kendimi faşist olarak görmedim. Hatta her zaman ‘’ Komünist ya da faşist olmak gibi iki şıktan birini tercih etmek zorunda kalsam komünizmi tercih ederim’’ Demişimdir ki benim faşist denen arkadaşlarım da aynı düşüncededirler. Ama eğer ben böyle iki yüzlü, sahtekar, adi, insanlıktan ve şeref denen mefhumdan habersiz insanlara sövüp saydığım için faşistsem aha da açık açık söylüyorum: ‘’ Böyle bir faşistlikten gurur duyarım.’’
Bu arada.
Öncelikle şu Aladağ’daki yurt yangını olayını getirip ille de dine/ dinciliğe bağlayan vatandaşlara da sormak isterim.
İki gün önce Aydın ASTİM OSB sınırları içerisinde yer alan 2 nolu genelevde bir yangın çıkmış ve yangında H.D.V isimli bir kadın hayatını kaybetmiş. ( Yangının resmi yukarıda) O yangının da dincilerin açtığı bir kurumdaki vurdumduymazlık ve ihmal sebebiyle çıktığını mı düşünüyorsunuz?
Derme çatma kulübelerden başka bir şey olmayan yurtlar(!) gibi aynı şekilde derme çatma kulübelerden başka bir şey olmayan genelevlerin kapatılmasını da düşünüyor musunuz?
Evet… Madem ki konuyu hep Aladağ’daki yangın ile ilişkilendirdik bu arada yaptığım bir hatayı da düzelteyim ve özür dileyeyim. ( Özür dilemek bir erdemdir. Hiç bir zaman da gocunmamışımdır -eğer hatalıysam- özür dilemekten.)
Efendim, Öğrenci Yurtları yönetmeliğinin 5. Maddesi der ki: Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri, bu yönetmelikte belirtilen esaslara uygun olmak kaydıyla ortaöğrenim veya yükseköğrenim öğrencileri için yurt açabilir.
Yani T.C. Vatandaşı olan herkes adının Adem, bıyığının badem olmasına bakılmaksızın özel öğrenci yurdu açabilir.
Ancak.
Ortaöğrenim ya da orta öğretim denen şey 4+4+4 sistemine göre ilk sekiz seneyi değil son 4 seneyi kapsamaktadır. Yani daha açık ve anlaşılır bir şekilde ifade etmek gerekirse kanunen ilkokul ve ortaokul öğrencileri için öğrenci yurdu açılamaz.
Bu durumda Aladağ’daki öğrenci yurdu kanunlar çiğnenerek açılmış bir yurt mudur?
Hiiiiç kıvırmaya, lafı oraya buraya çekmeye gerek yok. Evet kanunlar çiğnenmiş görünüyor.
Fakat…Bu tür yapılar zaten hiç bir zaman öğrenci yurdu olarak açılmıyor. Dernek olarak açılıyor, ya da vakıf olarak açılıyor veyahut da ( genelde) Kur’an Kursu olarak açılıyor.
Peki dernekler ve vakıflar öğrenci yurdu açabilir mi?
Evet..Dernekler kanununu incelediğinizde dernek ve vakıfların da özel öğrenci yurdu açabildiklerini görüyorsunuz. Ancak onlar da Lise düzeyinin altındaki öğrenciler için öğrenci yurdu açamazlar.
Peki ben neyin özrünü diliyorum?
Aladağ’daki faciadan sonra yazdığım yazımda ‘’ Bu ülkenin Atatürkçü geçinenleri, zengin para babaları niçin öğrenci yurdu yaptırmıyor da öğrenciler tarikat- cemaat yurtlarına’’ Gönderiliyor? Diye sormuştum ya işte bu sorumdan dolayı özür diliyorum. Ancak özür dilerken bir hususun da altını çizmeden geçemeyeceğim. Hiç bir arkadaşım bana ‘’ Hocam ! İlk ve orta okul düzeyindeki çocuklar için öğrenci yurdu açılamaz. O bakımdan da bahsettiğiniz kişiler devletin kanunlarını çiğnememek adına böyle yurtlar açmıyor, açamıyorlar.’’ demediğine göre bu kadar yazıp çizdiğimiz, üzerinde fikir beyan ettiğimiz konu hakkında neredeyse hiç kimse bir şey bilmiyor.
Arkadaşlardan özür dilerim zira konumuz ilkokul, orta okul düzeyindeki çocukların kaldıkları yurtlar olduğu halde ben sanki bu yurtlar yasalmış da yasal olan bu yurtlardan, Süleymancı ve diğer dini grupların dışındaki çağdaş insanlar niçin yaptırmamış gibi bir algı yarattım.
Ama yine de bizim millet o yurtların derme çatma, içleri dökülen yapılar olduğunu (!) biliyor lakin kanunen öyle bir yurt açılamayacağı hakkında bir bilgileri yok..
Evet..Aslında işin gerçeği bu gün konuşan, yazıp çizenlerin neredeyse yarıdan fazlası o yurtlar hakkında hiç bir şey bilmiyor. Mesela yurtların tamamını Aladağdaki gibi derme çatma bina gibi zannediyorlar. Oysa Süleymancı yurtları denilen bu yurtlar son derece konforludur. Bir tanesinin iç ve dış görüntüsünün resimleri yukarıda… Aladağdaki zaten devlete ait bir yurdun- genişletilmek amacıyla yıktırılması neticesinde açıkta kalan öğrenciler için - alelacele bulunmuş bir bina.
Evet… İçinde dört yaşında bir yavrunun da öldüğü ve yaş ortalamaları on iki olan on bir yavruya mezar olan o yurt ve onun gibi daha yüzlercesi( sadece Adana’da seksen tane varmış.), hatta binlercesi kanunsuz olarak açılmış.
Ancak şöyle bir durum daha var:
Aladağ’daki yurt yangınından sonra Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği adına yazılı açıklamada bulunan Avukat Bayram Sayar Uzunca bir açıklama yapıyor. O açıklamasını buraya aynen kopyalamayacağım ama çok ilginç bir detay var o açıklamada. Diyor ki: ‘’Derneğimiz 1976 yılından beri yöremizde yaşayan eğitime muhtaç öğrencilere hizmet vermektedir.’’
Yani Dernek, Süleyman Demirel başbakanlığındaki 40. Hükümetten bu yana faaliyette…Dernek faaliyette olduğuna ve avukatın belirttiğine göre eğitime muhtaç öğrencilere hizmet verdiğine göre demek ki 1976 yılından bu yana o ilçede bu derneğin yurtları var.
Şimdi gelin sayalım bu yurtları o günden bu güne kimler görmüş, gördüğü halde ses çıkarmamış.
1- Süleyman Demirel 2- Bülent Ecevit 3- Tekrar Süleyman Demirel 4- Tekrar Bülent Ecevit 5- Bir daha Süleyman Demirel 6- Bülend Ulusu 7- Turgut Özal 8- Bir daha Turgut Özal 9- Yıldırım Akbulut 10- Mesut Yılmaz 11- Süleyman Demirel12- Mest Yılmaz 13- Tansu Çiller 14- Bir daha Tansu Çiller 15- Ve bir daha Tansu Çiller 16- Mesut Yılmaz 17- Necmettin Erbakan 18-Mesut Yılmaz 19- Bülent Ecevit 20- Bir kez daha Bülent Ecevit…
Bundan sonra Ak Parti Dönemi başlıyor malum ve onlar da görmüyorlar.
Bunca zaman adlarıyla sanlarıyla Süleymancı olarak bilinen bu gurup yanında Fethullahçı denen grup da okullar, dersaneler, yurtlar açıyor ama hiç bir hükümet görmüyor.( daha doğrusu ses çıkarmıyorlar) Ya da belli dönemlerde sıkı denetimler hatta kapatmalar oluyorsa da varlıklarına tamamen son verilemiyor. Taa ki Fetö Darbesine kadar... Fetö Darbesi ile de sadece onlara yönelik olarak kökünü kazıma operasyonu başlatılıyor. Yani bu da bir şey aslında..O güne kadar dokunulmamış olanlardan en azından Fetö’ye dokunuluyor.
Ancak…1 Dolarcılar( Fetöcüler) temizlenirken bir de görüyoruz ki Mavi Takkeliler ( Süleymancılar) de onlardan hiç de az sayılamayacak kadar önemli bir yekun teşkil ediyor. Üstelik 1 Dolarcılar ile Mavi Takkelilerin faaliyet alanları aynı: Eğitim- Öğretim…
Yine hiiiç kıvırmadan, lafı sağa sola döndürmeden açık açık konuşalım: Bu durum, devlet için çok çok büyük bir tehlikedir.Geçmişte Şeyh Sait ve Nakşibendileri, dün Fetö, yarın Süleymancı, öteki gün İsmail Ağa...Bunların Demoklesin kılıcı gibi kafamız üzerinde sallanıp durmalarına devlet asla izin vermemelidir.
Neyse..Dağıttım biraz.
Aladağ’daki yurt yangını ile ilgili olarak Avukat Bayram Sayar şunları da söylüyor: ‘’Derneğimiz ve buna bağlı olarak hizmet veren yurdumuz yürürlükteki mevzuata göre gereken ruhsatı haizdir’’
İşte bunu anlayamıyorum: Bahsi geçen ruhsat - yürürlükteki- hangi mevzuata uygun olarak alınmıştır? Kanunlar açık açık ‘’ Ortaöğrenim ‘’ ifadesinin 14 yaş üstü ve liselerde okuyan öğrencileri kapsadığını, ilk okul ve orta okul çağındaki öğrenciler için öğrenci yurdu açılamayacağını belirttiği halde 1976 dan beri faaliyette olan bir dernek hangi- yasadan da üstün olan- mevzuat hükmünce böyle bir yurdu açabilmiştir? Ancak…Bu sözleri eden kişinin de neticede bir Avukat olduğunu göz önünde bulundurursak demek ki kanunlarımızda esneklikler var. Bu esnekliklerden yararlanılıyor. Nasıl bir esneklik bilmiyorum ama var bir şeyler…
Haa. Bilmiyorum derken hemen belirteyim. Bu gün adına yurt dediğimiz bu yapıların lise öğrencileri için olanları zaten ‘’Öğrenci yurdu ‘’ olarak açıldığından orada yasal bir sıkıntı yok. Ancak ilkokul ve orta okul öğrencilerine ait olanları yurt ya da pansiyon adı altında değil Kur’an kursu adı altında açılıyor. İlk okul ya da orta okul çağındaki çocukların Kur’an kurslarında barınabileceğine dair bir kanun ya da yönetmelik var mı bilmiyorum. Ama bu çocuklar genelde adı yurt olan değil kur’an kursu olan binalarda barındırılıyor ki halk dilinde zaten hiç bir veli ‘’ ben oğlumu/ ya da kızımı öğrenci yurduna verdim’’ demez. ‘’ Benim kızı/ ya da oğlanı, Kur’an kursuna verdim’’ der.
Sonuç olarak diyorum ki:
1- Adalet Mülkün temeli, kanunlar da adaletin temelidir. Bu gün göz göre çiğnenen kanunlar yarın karşınıza bir başka Fetö darbesi olarak çıkabilir. O halde Ey bu ülkeyi yönetenler ! Kanunları çiğnemeyin, çiğnettirmeyin.
2- Ülkemizin yarınları olan çocuklarımızın her türlü eğitim ve bu eğitimi görmek için ihtiyaç duydukları yurt, yatılı okul, pansiyon vesaireyi açmak elbette ki sosyal bir devletin başta gelen görevidir. Ancak sosyal devlet demek özel teşebbüse ya da sivil toplum kuruluşlarına ‘’ Sen dur, her şeyi ben yaparım’’ Diyen devlet değildir. O halde - İlk ve orta okul öğrencileri için açamıyorsanız bile- Lise ve üniversite öğrencileri için yurtlar açın ey benim rezidanslarda oturup ülkeye tepeden bakan, sonra da bir felaket olunca Anıtkabir’e koşup ‘’Ata’m Bıraktığın ülkeyi ne hale getirdiler’’diye ağlayan sevgili vatandaşlarım ! Mavi Takkelilerden ya da 1 Dolarcılardan daha fakir değilsiniz.
Ama…Yukarıdan bahsettiğim herif-i nâ şerif gibi dindarlığın -ya da dinciliğin( yobazlığın ) diyelim- karşısına alternatif olarak dinsizliği, kafirliği koyarsanız hiç bir zaman başarılı olamazsınız ve ülke yine mavi takkelilerin, bir dolarcıların ya da yarın bir gün bir başka renk takke ile karşınıza çıkacak olanların elinde kalır ve siz de alışkanlığınız olduğu üzere Anıtkabir’i Ağlama Duvarı yapıp ağlar durursunuz karşısında.
3-Yangın denen şey insanın ikamet ettiği evde, çalıştığı işyerinde de olabilir ve o yangınlarda da can kayıpları yaşanabilir. Bu durumda bütün evleri boşaltıp, bütün iş yerlerini kapatalım mı ( ‘’Tüm yurtlar kapatılmalıdır’’ Diyenlere bu laflarım da )
4- Yurtların yönetici, eğitici, belletmen, müstahdem, kısacası her türlü personeline tacizci ve tecavüzcü diyenlere, ilgili kişiler versin artık cevabı. Aynı şekilde taşımalı eğitimin servis şoförlerinin alayına da tacizci-tecavüzcü diyenler var. Gereken cevabı ilgili vatandaşlar versin artık.
5- Değerli tüm Vatandaşlarım !
Çok sevgili bir parti başkanımız iki gün önce ‘’ Yurt sorununu bir yılda, Terör belasını dört senede çözerim’’ Demiş. Hatta ‘’Benim adım … Ben yapamazsam istifa ederim.’’ Bile demiş. Bu durumda öküzlüğün, bidon kafalılığın, göbeği kaşımanın gereği yok değil mi? Hemen ilk seçimlerde oylar nereye belli artık.
6- Herkesi kendisi gibi …..yle fındık kıran zannettiği için fakir fukara halkın, -evlatlarını okutabilmek adına- nelere katlanmak zorunda olduğunu bilmeyen, bu yüzden de o insanlar için ‘’ Çocuklarını tarikat yurtlarına gönderenlere lanet olsun’’ Diye beddualar eden kraliçeleri zaten kaale almıyorum.
7- Dört yaşındaki öz evladı yangında cayır cayır yanan bir yurt müdürü babaya evladının bu şekilde ölümüne sebebiyet vermesinden dolayı duyacağı vicdan azabı ve üzüntüden daha ağır bir ceza veremezsiniz.
8- Kırk yıl önce ne diyorduk? Bir kez daha diyelim de herkes iyice öğrensin:
Ötüken yolu yokuştur.
Kafaları tokuştur. [*]
Bize Faşist diyenler
Ya haindir ya puşttur
[*] Kafa yerine kımız tokuşturan da bizdendir. Zira ne demiş şair:
Atanın içkisi köpüklü kımız
Arpa suyu içme dedi bir Kırgız.
ZİYA GÖKALP.
RESİMLER:
1- Mavi Takkeliler … 8 Eylül 2016 da vefat eden liderleri Ahmet Arif Denizolgun’un cenazesinde... ( Ahmet Arif Denizolgun, Süleyman Hilmi Tunahan’ın torunu olup kısa bir dönem Ulaştırma Bakanlığı yapmıştır. ( 1998-1999 yılları arasında)
2- Aydın genelevindeki yangın.
3-4-5-6- Yıkık dökük virane yapılar denilen o yurtlardan bir tanesinin dış ve iç görüntüleri…
YORUMLAR
Hocam,
bazi uyelerin yazilarini okumak hem cesaret ister hem de psikololik guc ister. Daha kaba bir ifadeyle izah edeyim, ..oka basmaktan hic bir farki yoktur... o " junk" denen mahlukun yazisini okumak tam anlamiyla ... oka basmaktir....
hocam diger bir konu ise Itikatli biri oldugunuzdan aldigim cesaretten dolayi bir hatirlatmada bulunmak istiyorum. Sulayman Hilmi Tunahan (ks) ve onun gibi buyuk zatlarin faaliyetleri, calismalari, fedakarliklari sayesinde memleketimizde halen Kuran' i Kerim unutulmadi. Sagir Ismet denen komunist herife kalsaydik halimiz nice olurdu, onu da artik siz dusunun....
selamlar,
abdullah konuksever
hotamisli tarafından 12/5/2016 12:12:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
hotamisli tarafından 12/5/2016 12:15:30 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Daha geçenlerde bir bayanın II. Abdulhamit'i tarihin çöplüğüne atma gibi bir densizliği üzerine ona çok sert bir cevap vermiş ve '' tarihe mal olmuş şahsiyetleri tarihin çöplüğüne atmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini'' söyledikten sonra saygıya davet etmiştim.
Aynı şey İsmet İnönü için de geçerlidir. Bu ülkede hâla seveni bir hayli çoktur İsmet paşa'nın. O halde ondan bahsederken de hele hele de fiziksel bir rahatsızlığı ile hitap etmeyi asla doğru bulmam.
Süleyman Hilmi Tunahan ve Süleymancı grup işin doğrusu 1990 lı yıllara kadar bize kök söktürdüler. İmam- Hatip öğrencilerini yurtlarına kabul etmeme, cuma namazlarını bile tamamen ayrı camilerde kılma, İmam Hatip Lisesi mezunu imamların arkasında namaz kılmama velhasılı Müslümanlar arasında fitne ve ayrımcılığa yol açacak ne varsa yaptılar. 1990 lı yıllarla birlikte bu ayrılık gayrılıklara son verildi.
Bu grubu ne kadar tanırsınız bilmem. Ben oldukça iyi tanıyorum zira kayınpederim de bunlardan biriydi. Ayrıca 13 sene İmam- Hatip liselerinde çalışmış olmak sebebiyle ben iyi bilirim.
Ben, devletin içinde ikinci bir devlet gibi yapılanmaları hiç bir zaman kabullenemem. Bu insanlar liderlerinin bir işaretiyle aynen Fetö darbesi gibi bir darbe yapar mı? Yapar...İşte ben buna bakarım.
Neyse konu uzun ve buradan tartışılacak gibi değil.
İlgin için çok teşekkür ediyorum
Selam ve sevgilerimle.
adam görevli işte niye okuyorsun okunma sayısına katkı sunuyorsun.
Süleymancıların yurdunda bırak yangında ölmeyi tarikatçıların bahçesinde sinek ısıramaz bir çocuğu.O adamlarım yurt açması zaten Anayasaya göre SUÇ!
Devletin sessiz kalması ayrı suç, Suçluyu savunduğunu farketmeyip dinini savunduğunu sanmak ise hepten garabet. Elin cahili iki süslü kelimeyle küfür edince alim mi oluyor, salla gitsin.Koyverin küçükenişteyi atsın tutsun.
o değilde Zahide Uçar'ın SÜLEYMANCILAR adlı köşe yazısını sana yolladım mı?
Siyonist Yahudilerin
"Türkiye'de 72 tarikatı biz kurduk" ifadesiyle başlayıp sarmalı oluştur sonra geç karşıdan izle. Müslümanın cahil olmak gibi bir lüksü yoktur. cahilden müslüman olmaz.
gerisi hikaye
Mustafa Kemal'den sonra gelenler makaranın geriye doğru sarılmasına ama yardım etmişler ama destek vermişler olmadı görmedim duymadım bilmiyorumla hareket etmişler ya da zorlanmışlar
o sebeplendir ki
her taşın altında bir yılan ve biz artık sadece yılanın renginin derdindeyiz.Genelde bizi yeşil ve kara yılan sokar.
Filiz Şahin.
BU PEK MUHTEREM YARDIMSEVER AMCALAR neden eğitimle bu kadar ilgililer?
sorumu yanıtlarsan sevinirim ve şu bilgiler ışığında yanıt rica edeyim, mesaj kutunda mektup var
sami biberoğulları
Okunma sayısı dediğin nedir ki
Benim yazılarımdan biri 15.000 in üzerinde okunmuş . Konu ''Arkanızdaki duvarda adalet yazıyor, ona gülüyorum'' Yani Deniz Gezmişin son sözleri...Millet bu tür şeyler olduğunda bulup okuyor zaten yani ben okumasam da okumasam da bu tür yazıların okuyucusu çok. Orhan Pamuk Nobel Edebiyat ödülünü nasıl aldı?
Öteki konuya gelince:
Valla Yahudiye soruyorsun ''Türkiye'de 72 Tarikat kurduk'' Diyor, bizim din alimlerine soruyorsun, yarısı '' peygamberimiin ''z ahir zamanda benim ümmetim yetmiş iki fırkaya ayrılacak, içlerinden sadece biri doğru yol üzeride olacak '' dediğini söylerken bir kısmı bu hadis uydurma diyor. Neyin gerçek, neyin uydurma olduğunu ben de şaşırdım.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
O amcalar sanırım Atatürkçü amcalardan çok daha iyi anlamışlar Atatürk'ü.
Ne diyordu Atatürk: Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.'''
Bilmem aradığın cevap oldu mu?
sami biberoğulları
Aynen dediğiniz gibi Faşizm. sana düşman, bana düşman, yürüyen canlıya düşman.... Hatta ekleyeyim. Yürümeyen canız varlıklara bile düşman.
Selam ve sevgiler.
Değerli hocam, faşizm kendinden olana da düşmandır...
Komünizm ile faşizmi birbirine göbekten bağlayan bu durumdur...
Bölücü terörün (Emperyalizmin uşakları) en çok kime zarar verdiği malum...
Faşizmin en belirgin özelliklerinden biri de omurgasızlıktır...
İnkardır, vefasızlıktır, orostopolluktur...
Karşısında 'dik duran bir vizyon' varsa, ona saldırmak için her yol mübahtır...
Çünkü faşizm/komünizm "Tanrı öldü!" der...
Subjektiftir, keyfidir, kaypaktır, ahlaksızdır...
Türk milliyetçiliği, onun/onların yakın tarihteki, her kılıkta pervasız saldırıları sonunda aklanmış, paklanmıştır...
İnsanlığa söyleyebilecekleri söz kalmamıştır...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Dünyanın en cins papağanı dört yüz kelime konuşabiliyormuş.
Bizim papağanlar o kadar konuşabilseler bayağı bayağı anlaşabileceğiz))))))))))
Selam ve sevgilerimle.
Ben hiç bir zaman kendimi faşist olarak görmedim. Hatta her zaman ‘’ Komünist ya da faşist olmak gibi iki şıktan birini tercih etmek zorunda kalsam komünizmi tercih ederim’’ Demişimdir ki benim faşist denen arkadaşlarım da aynı düşüncededirler. Ama eğer ben böyle iki yüzlü, sahtekar, adi, insanlıktan ve şeref denen mefhumdan habersiz insanlara sövüp saydığım için faşistsem aha da açık açık söylüyorum: ‘’ Böyle bir faşistlikten gurur duyarım.’’
işte bu kısma imzamı atıyorum Hocam
hayatım boyunca ne parti taassubum oldu ne de kendimden değil diye bir diğerini ötekiledim
emin olun oy bile kullanmıyorum kaç seçimdir ve kullanmayı da düşünmüyorum
ve emin olun hala bir sıkıntım olursa ilk Doğuda ki dostlarımı arıyorum
edebiyata ve hatta türkülere bile ayrımcılık yapıldığı kin beslendiği günlere geldik
ben kendi adıma sitede beğendiğim her kalemi okuyor dinine diline milliyetine bakmadan yorum ve beğeni de bırakıyorum
ve beni ötekileyenler beni fikrimden dolayı asla okumayanlar tarafından faşistlikle suçlanıyorum:)))
ki biliyorsunuz fena da yazmıyorum:))
hiç kimsenin ne milliyeti ne dini ve siyasi tercihi beni ilgilendirmez
ve benimle taban tabana zıt görüşte ve o kadar iyi kalemler var ki onlar beni okumasa da ben onları okumaya devam edeceğim ve bir haksızlık yanlışlık varsa bendendir değildir demeden yine hep karşısında duracağım
insan olandır aslolan
bir kişinin milliyeti dini hayat biçimi onu kötü yapmaz bir insanı kötü yapan içinde ki kindir hainliğidir kaybettiği insan sevgisidir
ben hiciv yazacağım bundan sonra:)
yazı çok güzel ama bu yazıdan sonra Türkisch Nazi diyenler bile olacak nasılsa:))
sizi okumak hep güzel
ve evet gördüm Ötüken yolu gerçekten yokuş:)
saygı ve sevgilerimle Hocam
varolun...
sami biberoğulları
Ben de elimden geldiği kadar parti taassubu içinde hareket etmemeye çalışırım ve ben de 2007 yılından beri hiç bir siyasi partiye oy da vermem.
Her insana gönül kapım açıktır. İlle velakin bir noktaya kadar. Yani karşımdaki insan saygı ve hoş görüyü hep benden beklemeyecek. Farzedelim bir ateistle birlikteyim. Ben nasıl ki onun yanında dinden imandan söz etmiyorsam o da Allah'a, dine saydırıp durmayacak. Saydırmaya başladı mı orada ipler kopuyor işte.
Neyse..En iyisi hiciv yazmak galiba. Başla bakalım.
Selam ve sevgilerimle.