- 609 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KAPI
Hep kapılar bizi uğurlar,hep kapılar bizi karşılar.Bazen kavuşmadır,bazen sonsuz vedadır bir kapı.
Yurtta gece sessiz ve soğuktu.Aslında pek soğuk olmazdı buralar.Ama kış işte gece,nem,soğuk, anne sesi,kardeş, baba sesi olmayan odaları,koridorları daha da soğuk hissettirirdi.Boş, hissiz, duygusuz,sevgisiz duvarlar annesiz yürekleri daha çok üşütürdü..Çocuklar minicik ellerini ovuşturup,birbiriyle şakalaşarak itişe kakışa ısınmaya çalıştılar.Yurtta kalan kızlar henüz on,onbir yaşlarındaydılar.Ana kuzuları.Yalnızlık,annesizlik,sahipsizlik duyguları ile birbirlerinin herşeyi olmuşlardı.Oyunlar oynar,geleceğe dair hayaller kurarlardı. Şu kapıdan çıkıp özgür olduklarında yaşayacakları dünyayı kimseler duymasın diye en güvendikleri arkadaşlarıyla paylaşırlardı.Anaları,kardeşleri yerine arkadaşlarına sarılarak yatarlar,aynı yastığı,aynı ekmeği bölüşürler,çoğu zamanda aynı bardaktan su içerlerdi.Şu kapı açılıp da özgürce dışarıya bir çıksınlar ilk analarına sarılacak,ilk onlarla hasret gidereceklerdi.Anaları onlar geldi diye nasıl da sevinirdi.Etekleri uçuşarak evin içinde koşuşturur şehirdeki okulda okuyup gelmiş kızını özlemle kucaklar,öper koklardı.En çok sevdikleri yemekleri yapardı hemencicik.Kardeşleri de özlemiştir şimdi onları.Evlerine bir kavuşsunlar bir daha hiç gelmeyecekler buralara.Neden sanki köyde okul yoktu.. Anasının kardeşinin yanında neden okuyamıyorlardı? Bazen televizyonda dizilerde görürlerdi.Çocukları okula öpe koklaya hep anneleri uğurlardı.Beslenme çantaları koyarlardı okulda acıkınca yesin diye.O çocuklar akşam olunca sıcacık evlerine dönerler çoğu zaman sobanın başında kestane kızartıp,mısır patlatırlar neşeyle annelerine babalarına kardeşlerine sokulurlardı.İşte o zaman özlem daha da büyürdü küçücük yüreklerinde.Birbirlerinden gözlerini kaçırırlar,nemlenen gözlerini,yanaklarından yuvarlanan yaşları kimse görsün istemezlerdi.Şu kapıdan bir çıksınlar kim doktor,kimi öğretmen,kimi hakim olcaktı.Onların da televizyonda gördükleri gibi yuvaları olacaktı.Annelerinden ,babalarından hiç ayrılamayacakları günleri hayal ederlerdi hep..
Gecenin ilk saatleriydi daha.Yatma hazırlığı içindelerken yurdu bir kargaşa bir duman sardı. Odalara merdiven boşluğuna doldu öldürücü bir sıcak.Hepsi birden çığlık çığlığa kapıya koştular.Hep çıkmayı düşledikleri o kapı duvar olmuş onlara geçit vermiyordu.Bağırışarak gitgide yaklaşan alevlerin uzun öldürücü dilinden korunmak için birbirlerine sarıldılar.Yangın çok hızlı bir şekilde tüm yurdu kaplamıştı.Tüm güçleriyle kapıya yöneldiler.Başka çıkış,kaçış yolları yoktu.Kapı sanki bir duvar olmuştu.
Tüm gayretlerine,küçücük elleriyle çabalamalarına rağmen açılmıyordu kapı. Oracığa çöktüler.Korkuyla ağlayarak,çırpınarak çaresizlikle birbirlerine sarıldılar...
Neden sonra itfaiye yetişip geldiğinde artık oniki can için vakit çok geçti. O hep çıkmayı düşledikleri,açılmayan lanet kapının önünde birbirine sarılmış olarak bulundu yanmış,kömürleşmiş bedenleri.Kısacık yaşadıkları bu dünyadan çoktan gitmişlerdi.Ateşlerin o uzun, acımasız dilleri saçlarına ulaşmadan önce hayalleri,yürekleri yanmıştı zaten..Özlemlerle,gurbet acısıyla kavruktu o küçücük yürekler.Dalında çiçek açmadan kuruyup gitmişlerdi bu dünyadan.
O cehennemden kurtulan çocuklarda vardı.Peki kalanlar nasıl yaşayacaklar artık bu tarifsiz acıyla.Anaları kardeşleri yerine koydukları arkadaşlarının alevler arasındaki hallerini nasıl unutacaklar? Ne zaman bir bardak suya uzansa elleri hep yine,yeniden yanmayacaklar mı?..
Ah şu kapı.Hep çıkmayı hayal ettikleri kapıdaydı bütün suç.Ne olurdu açılsaydı. Şimdi onlar da yaşıyor olacaklardı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.