Çocukluğumdaki Kış…
Kış; yağışı,soğuğu, karı ile bilinir.
Yağışlar yoksa kışa kış mı denir?
Kar deyince tabi çocuklar sevinir.
Kar yağmazsa kışa kış mı denir…
Çocuklar çok sevinir yağmana,
Tertemiz bembeyaz yapmana,
Elbette sende bulur güzel mana.
Kar düşmezse kışa kış mı denir…
Olmasaydın bilemezdik ki soğuğu,
Giyemezdik sıcak tutan şu gocuğu,
İnsanlara aratır her şeyin yokluğu.
Soğuk olmazsa kışa kış mı denir…
......................................
......................................
İnsan çocukluğunda olan bir çok olayı sever, çocukluğundaki güzel olayları tekrar yaşamak ister. Çocuk işte aş kaygısı yok iş kaygısı yok… Ne mutlu çocuk olanlara ne mutlu çocukluğunu doya doya yaşayanlara. Her insan çocukluk dönemini yaşar, doğduğunda hemen büyümez birden adam olmaz ya…Yavaş yavaş büyür kendini okul öncesi eğitimde sonra ilkokulda derken ortaokulda bir bakarsın lisede bulur ama farkına varmadan da çocukluğu geride kalır.
Ne mutlu bana ki çocukluğumu havası temiz, çocukların koşup oynayabileceği bir alanda; köy yerinde geçirdim. Hassa’nın Nuhuşağı mahallesinde uçup giden çocukluğumu doya doya yaşadım. Şimdiki çocukların çoğundan şanslı biri olarak sosyal medyadan ve kapalı dünya olan apartmanlardan uzak alanda; açık alanda, köyde çocukluğumu yaşadım…
Hatırlıyor musun haftada bir gelen çerçinin peşinden koştuğun o günleri…Çerçiden aldığın bilyelerle oynadığın o zamanları…Ne kadar da değerli idi plastik topun…Sabahın olmasını güneşin doğmasını sabırsızlıkla nasıl beklerdin. Hatta Güneşe ne olur bugün gitme günümüzü daha çok aydınlık yap daha çok oynayalım derdin ya…Unuttun mu o günleri…Asla unutulur mu o günler?
Ama en çok da çocukluğumdaki kışı sevdim, severdim. O zamanın kışları sanki daha uzun sürer bulutlar havada daha çok görülürdü. Bir iki gün değil aralıksız yağmur yağar,Çocukların çok sevdiği beyaz örtü ile kaplanırdı her yer.Çocuklar karın ne demek olduğunu bilir,kar topu oynar kardan adam yapardı.Görülen dağlarda 7-8 ay kar eksik olmazdı. Bu yüzden de şimdi kupkuru olan çaylar taaa Haziranın ortasına Mayıs sonuna kadar sürekli akar, o sıcak günlerde akan çaylara gölde yıkanmaya giderdin… Hatta bu çaylarda balık olur kuruyacak ve suyun azaldığı zamanlarda bol bol balık tutardın.
Geçmişin; eskinin güzel olmayan, özlenmeyen neyi yok ki…
Kış mevsiminin girdiği gün; 1 Aralık tarihinde İlimizin en büyük ilçesi olan İskenderun’a yolum düştü. İlçemiz Hassa’dan İskenderun’a giderken Belen geçidinde çocukluğumdaki kışı tekrar yaşadım. Hava kapalı ne güzel yağmur yağıyor, dağların her tarafı dumanla kaplı gittiğimiz yolu da birden sis kapladı göz gözü görmüyor. İşte çocukluğumda da kış mevsiminde böyle her tarafı sis kaplar göz gözü görmez olurdu, dedim. O güzel günleri; kış mevsimindeki çocukluğumu tekrar yaşadım. Kış; yağmuru, karı, soğuğu ile güzel. Ne yazık ki küresel ısınmadan dolayı son yıllarda kış kışlığını gösteremez oldu. Sanki yağışların ardı arkası kesildi yağmaz oldu. İşte bu yüzden akan çaylar akmaz oldu toprak ise suya doymadı.
Yaratana çok şükür bölgemize üç gündür yağış yağıyor ama toprak hala doymamış. İnşallah çocukluğumdaki kışlar gibi aralıksız yağış yağar toprak suya iyice doyar. Bunun için de yaşadığımız çevreye sahip çıkmamız gerekir. Ne olur üzerinde yaşadığımız şu çevreyi kirletmeden hakkını vererek koruyalım, çevremize sahip çıkalım. Çocukluğumuzu tekrar getiremeyiz ama çevreye sahip çıkarsak çocukluğumuzdaki kışı tekrar getirebiliriz…
03.12.2016
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.