- 1246 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
ONUN ARDINDAN
On yıldır gitmiyordum. On saat yolculuktan sonra vardım memleketime. On gün kaldım.
On yaşındaki çocuklar delikanlı, genç kız olmuşlar. En az on akrabamı ziyaret ettim.
Onlara sarıldım. Öptüm. Onlarca anımızı paylaştık.
Müzelerini gezdim. Padişahların, şehzadelerin heykellerini gördüm. Onlarca şehzade yetiştirmiştir AMASYA. On numara olmuş güzel memleketim.
Hani sitem etmedim de değil.
“Bize miydi kahrın, boynu büküklüğün, garipliğin, ihmal edilmişliğin, yoksulluğun” dedim memleketime.
Sadece bayramlarda yediğimiz Amasya çöreğine, yağlısına fırınlar kurulmuş.
Yeşilırmak kenarı Ferhat’la Şirinin, müzeler padişahların, şehzadelerin heykelleriyle dolmuş. Belki de Türkiye’de mumyalar sadece Amasya müzesinde var.
İnsanları sıcakkanlı. Bir yeri sorduğunda düşüyorlar önüne sorduğun yere kadar götürüyorlar.
Emir komuta ablamdaydı. Nereye gideceğimizi o planlıyor, kim keşkek, kim baklalı dolma pişirecek o belirliyordu.
Babamın dediği gibi akrabalarımız – Dallanmışlar, budaklanmışlar.- Sağlığında sormuştum babama:
“Baba dallanma çoğalmak demek. O nu anladım da budaklanma ne?”
“Oğul, budak ta evden ayrılan gelin olan kızın gövdede kalan izidir” demişti.
Mezarlığa gittik. Annemizin, babamızın ağabeylerimizin, yengemizin mezarlarını ziyaret ettik. Dualar okuduk. Ağladık.
Evine misafir olduğumuz ağabeyimin burukluğu dışında her şey çok iyiydi. Çok güzeldi. Yengemiz aramızdan ayrılalı iki yıl olmuştu. Ağabeyim yalnızdı koca evde. Bir gece sabaha kadar konuştuk.
“ Duvarlar üzerime geliyor. Yengenizi çok özlüyorum. Geldiniz evim şenlendi. Siz gidince ben ne yapacağım? Dertlerim yine depreşecek. Bir can bir nefes olsun istiyorum evimde.-Yalnızlık Allaha mahsus- derlerdi. İnanmazdım. Ne kadar haklı bir sözmüş meğerse. Evet, çocuklarım var. Ama onlar da kendi hayatlarını kurdular. Kadın nereye olsa sığar. Erkek öyle değil. Kimseye yük olamam ben. Ne olur beni ayıplamayın. Evleneceğim ben”
Haklıydı ağabeyim.
“Nikâhla ölüm vaktini beklermiş ağabey” dedim.
Elimden gelen başka bir şeyde yoktu zaten…
Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperek ayrıldık memleketimizden.
Bundan sonra sık sık gideceğim. Her ne kadar hayat bizleri sonbahar yaprakları gibi diyardan diyara sürüklemiş olsa da insanın doğduğu, büyüdüğü yerden kopmaması gerekiyor.
Yolunuz düşerse –ya da- yolunuzu düşürün Amasya’ya. Müzelerini gezin. Kaleye çıkın. Oradan seyredin Amasya’yı. Tarihi soluyun. Semaver çayı için. Elmasından yiyin.
Güzeldir Amasya.
İyidir Amasya’nın insanı…
YORUMLAR
Amasya'dan ayrılalı 14 yıl oldu, mecburdum ama şimdi eskisinden daha çok seviyorum orasını. Gerçekten doğasıyla, tarihiyle çok güzeldir şehrimiz. Sıcakkanlı insanları çoktur biraz şehirleşme yok etmeye çalışsa da. Bu arada mumyalar Niğde müzesinde de var söylemek istedim.
Defterde çok zaman geçiriyorum ama doğrusunu söylemek gerekirse bazı kişilerin yüzünden bütün listemi silmiştim. sadece takip etmek için yeni üyeleri almıştım. O yüzden de çok yazıyı şiiri kaçırıyorum. Bir öfke yüzünden bir günde nasıl terkettiysem şehrimi yine onu yapmıştım. Geri dönme zamanı geldi diye düşünüyorum. Eski listemi yeniden oluşturacağım. Yazınız içimi sıcacık etti, nedense bu gün mutluydum, mutlu bir şiir yazmıştım, şimdi katlandı o da. Yazının ana konusu belki amca olarak görülebilir ama bence şehrim anlatılmıştı. Her yaz giderim, o zamanlarda gelmek isteyen olursa gezdiririm de. Selamlar ağabeyim.
Bedri Tokul
Güzel şehrimizin nadide insanı.
Selam ve saygıyla...
Sevgili Dost boğazım düğüm düğüm okudum güzel yazını. Kendimi koydum yerine. Çevremiz boşaldı garip kaldık. Allah sonumuzu hayır eylesin. Ölümün bile hayırlısı olsun.
Bir kaç defa gitmişliğim var Amasya'ya. Ama tam gezmedim açıkçası. Bir yeri tam gezebilmek için orayı çok iyi bilen biriyle gezmek lazım.
Selam ve saygı bırakıyorum buraya.
Allah'a emanet ol.
Bedri Tokul
Gezdireyim size Amasya'yı.
Gariplik, yalnızlık kötü bir duygu.
Allah tüm gariplerin yardımcısı olsun.
Teşekkür ederim.
Selam ve Saygıyla...
iki yıl önce görmüştüm Amasya'yı ve çok beğenmiştim
Yalnızlık Allaha mahsus derler, Mevlam ağabeyinizin yardımcısı olsun
usta kaleminizden güzel bir anı yazısı okudum ağabey
saygılar
Bedri Tokul
Gerçi yurdumuzun neresi güzel değil ki?
Teşekkürler Can Bacı...
çok erken yuvalarımızdan uçtuk. kısıtlı olan izinlerimizde kah düğüne kah ölümlere gittik. memleketimiz gözümüzde puslu olarak kaldı şimdide doğduğumuz yerde değilde doyduğumuz yerdeyiz ne diyelim güzel kalem sabah sabah memleket özlemiyle tutuşturdun bizleri seni okumakta çok ayrı bir keyif kalem sana yakışıyor usta....
Bedri Tokul
Ekmeğimiz dışarıda, nüfus kayıtlarımız memleketlerimizde.
Olsun. Canımız sağ ya.
Buna da şükür.
Selamlarımla Gardaş.
İnsanın kökleri olması ne kadar güzel...Bir yerlerde "toprağım" diyeceğin ,çocukluğundan kalan anıların hala yaşadığı yer olması ve bu kadar güzel anlatılması ne kadar hüzünlü ve hoş oluyor.
Amasya güzel..İnsanı güzel...
Yalnızlık güç.
Ve çetindir sabah kahvaltı yapmak bir başına...
Ve akşam söndürmek ışıkları ,gürültüsüz yaşamak zor.
insan kavga etmeye dost arar derim bazen.
İçlendim,
Selam ve saygı ile değerli bedri ağabey.
Bedri Tokul
Hoşlukla,sana yakışan çok güzel bir yorumla geldin.
Öperim gözlerinden Hasretle...
Tokatlı olmama rağmen Amasya'ya öyle aşık oldum ki bir gün senin adını içeren bir roman yazacağım demiştim ve de sözümü tuttum yazdım: Suskun Kaldı Yürek.
Bedrisoş abicim, valla kendi kendime sorup duruordum; " gomutanım nerelere kayboldu," diye. Böyle sürpriz yazılarınla karşımıza çıkışına çok sevindim.
Ben de aşığım Amasya' ya. Her tarafından tarih fışkırmakta. İmk<3anı olup da gezip görmemek büyük bir kayıp bence.
Ağabeyinin yalnızlığına gelince dramatik bir sahne perdesi gibi. Hepimiz bu oyunun içinden geçmekteyiz. Diyorum ki önce ben tahtalı köye gideyim yoksa halim perişan olacak şimdiden sezmaktayim sonumun ne olacağını...
Kemmur hocamın dediği gibi bir tarafa giderken dipnot bırakırsan "kayıp ilanı" vermekten kurtulur, yüreklerimize su serpersin böylece.
Mars gezegeni kadar seviyom seni.( Buzlu dağ resimleri gönderilmiş dünyaya...)
Selam ve saygıyla bedosiş abicim.
Bedri Tokul
Sen o kadar içten o kadar samimi bir insansın ki, emin ol senin yazıların, yorumların beni dinlendiriyor. Neşelendiriyor.
Senin gibi bir dostum olması benim için büyük bir kazanç.
Ankaraya bir gelişimde senin bende olmayan romanlarını piyasanın iki katı fiata alacağım senden. Çünkü 80 lerdeki uzun saçlı adamın dediği gibi "Gün gelecek" senin romanlarının değeri anlaşılacak.Kitapların aransa da bulunamayacak...
Tamam pes.
Sen beni benim seni sevdiğimden daha çok seviyorsun !!!
Öperim gözlerinden hasretle gerçek Dost...
Ayhan Sarıkaya
Sen senden çok seven garip pazarcı kardaşın Ay(h)an.
Selamlar.
Bedri Tokul
Hakikaten AMASYA çok güzel olmuş.
Sıra sıra tur arabalarıyla geliyor yerli turistler.
Fırsatınız olursa gidin görün. Seveceksiniz.
Selamlarımla...
Biliyorum.
Merak edileceğimi biliyorum.
Sevildiğimi biliyorum.
Can Dost bende sizleri çok seviyor ve bundan da çok mutlu oluyorum.
Evet !
Abimin durumu maalesef öyle.
Evlilik proğramındaki insanlara kızardım. Haklılarmış.
Selamla, hasretle öperim gözlerinden.
Kemnur
Can komutanım bir kayboluyorsun, bir dönüyorsun, olan bize oluyor, özlüyoruz seni. Bundan sonra hiç değilse on gün yokum, filan diye bir not düş de git.... Abinin durumuna üzüldüm. Benzerini ben abimle yaşamıştım. Kemal beni bir huzurevine yerleştir, ev yalnız başına mezardan beter, orası hiç değilse insan olan yer demişti de Erzincan'a yanıma getirip üç ay kadar misafir etmiş, ama huzurevine çıkma arzusunu silemedim. 61 yaşındaydı, huzurevleri de o zaman 63 yaştan aşağı almıyordu. Adamını bulup yerleştirdik. Rahmetli 64 yaşındayken orada vefat etti.... Hoş geldin komutanım. Selamlar, saygılar...
Bedri Tokul
On günlük ayrılık yoruma nasıl cevap verileceğini bile unutturmuş bana.
Abinize Allah rahmet etsin. Yattığı yer nur olsun Can Dost.