VEKALETEN DAYAK YEMEK
1985 yılının kış mevsimi Kozan’dayım.Okulların tatile girmesine bir hafta var.Fazla devamsızlık sıkıntım yok.Derslerim de iyi. Nasıl olsa gelen hafta sonunda okullar tatil olacak. İki gün hafta sonu,bir gün de pazartesiyi ilave ederek üç gün portakal toplamaya gidersem hem yol paramı hem de köyde kaldığım sürece ihtiyacım olacak çay paramı çıkarabilirim düşüncesiyle çalışmaya gittim.Salı günü okula geldiğimde arkadaşlar,
-Hakkı, Müdür muavinimiz Hasan bey seni sordu mutlaka gelsin beni görsün dedi, diye söylediler.
Ben de derse girmeden doğruca müdür muavinimizin odasına gitim. Baktım yerinde yok. o esnada Müdür vekilimiz orada.Aramızda şöyle bir diyalog geçti hiç unutamadığım bir kaç dakika
-hayırdır neden derse girmedin?
-Hocam beni çağırmış ben de dün yoktum onun için geldim.
-Bekle o zaman şimdi gelir.
Elindeki dosyaları dolaba yerleştiriyordu işini bitirdi ben halen Hasan bey gelecek diye bekliyorum
-Sen ne diye kendini yok yazıp da okuldan kaçtın?
-Hocam ben dün okula hiç gelmedim ki...
-Ulan bir de yalan mı söylüyorsun!
Çat, pat gümm...
Biraz sonra dışarı çıktım, saat sabahın dokuzu gök yüzünde yıldızlar görünüyor.Ne ağlayabildim ne gülebildim.Evet okula gelmedim suçluyum.Amma bir sor mübarek neden gelmedin diye..Meğer başka bir sınıftan bir arkadaş okula gelmiş kendisini tahtaya yok yazıp çekip gitmiş.Bu hadise doğal olarak idareye intikal etmiş.Ben de dün okulda yoktum hocam beni sormuş diyerek varınca kaçan arkadaşa vekaleten dayağı yemişim.
Aradan yıllar geçti ama bende bu hatıra hep taze duruyor.Zaman zaman portakal toplamaya giden işçileri gördüğümde ya da pazardan manavdan portakal alırken,fakirliğin şamar olup suratımda patladığı o günü hatırlıyorum.
Belki hayattadır belki değildir.bilemiyorum.Unutamadığım bu öğretmenimin ve unutmadığım tüm öğretmenlerimin öğretmenler gününü kutluyorum
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.