"Bi de hele"
Ödevini yapmamış çocuk huzursuzluğu vardı nedense bugün içimde. Durup durup "havadan ya havadan" diyordum kendi kendime. Çay içtim soğuk kasvetli havaya inat sicak sicak. Gerçi çayı da hiç sevmem ya yine de içtim işte annemleymiş gibi. Didim’de nerdeyse üç senedir bir özlem de ona peydahlı içimde.
Çayın yanına bir iki kahvaltılık atıştırdım..Doydum da hala bi eksiklik var içimde . Elim kolum bi boş bi amaçsız. Sonra biri tarihi söyledi işyerinde. Önce "aaa dedim ay sonu gelmiş yine". Sonra "bu işyerinde işe başlayalı yedi ay olmuş bile" diye düşündüm . "Zaman ne çabuk geçiyor" diye bir kez daha hayıflandım Hava hala kasvetliydi ve hala içimde suçlu çocuk mahcubiyeti.
Bir anda gözlerim doldu içim kavruldu sesim aklıma karışıp dile geldi. Tam da bu saatlerdeydi bundan altı sene önce. Sen acil sedyesinde oturuyordun. Ağzında sana oksijen veren maske vardi. Takmiyordun boynuna doğru sarkmıştı. "Nefes alınca sırtım çok ağrıyor" dedin. "Ufak ufak nefesler al" dedim. Sanki doktorum da işte konuşmak olsun azıcık derdine derman olayım diye söylüyordum. O halinle yine beni düşünmen yok mu hala yakıyor canımı. "Ver Nebiye çantamı" dedin anneme. Elime bi yirmi lira sıkıştırdın. "Yol parası yap bunu" dedin... Çocukları Seçkin’i sordun .
Sonra daha bi ağırır oldu sırtın . Koştum hemşireyi çağırdım. Apar topar bizi asansöre aldılar Hala oturuyordun sedyede... Ve ben "ufak ufak nefes al" diye soyleniyordum senin bebek bakışlı gözlerinle gözlerime bakıp benden medet umarcasına " sırtım çok ağrıyor nefes alamıyorum" deyişlerine karşılık...
Bir anda sen yoğun bakima girdin biz annemle kapıda kalakaldık ... Sabırsızca bekleyişe inat geçmek bilmeyen bi iki saatti... Bak şimdi Cevriye Sultan o geçmeyen iki saate inat tamı tamına altı sene geçti buralardan gideli... Rüyalarıma geliyorsun hep gülerek ama ben sana sarılıp doya doya ağlıyorum...Çünkü sana doyamadım be sultanım yokluğuna nasıl alışayım bi de hele ???
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.