- 672 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
UTANÇ GEMİSİ
Geçtiğimiz yıllarda, on bir kara Afrika’lı yolcuyu, açık denizde gemiden atan Yunan kaptan, mahkemede hakimin ’Bu insanları denize atarken, onları köpek balıklarının parçalayacağını hiç düşünmedin mi?’ sorusuna şu yanıtı veriyordu:
’Pis kokan zencileri köpek balıklarının yiyeceğini sanmıyorum..!’
Utanç gemisi sadece Afrika’dan Yunan karasularına doğru değil, yüzyıllardır dünyanın her yanında yol alıyor.
18.Yüzyılda okuma yazma öğrenmek isteyen zenci köleler ABD de parmakları kırılarak cezalandırılıyordu.
1820’de Kübalı siyah ozan Monzano’nun on bir yaşında, şiir yazıp okuduğu için ağzı dikilmişti...
’Beyaz Adam’ yüzyıllardır kara Afrika’yı yeraltı, yer üstü, tüm zenginlikleriyle talan etti.Hayvanat bahçelerine taşıdığı vahşi hayvan mantığının benzeri bir mantıkla zincire vurduğu Afrikalı insanı kölesi olarak ülkesine taşıdı. Ve ona tüm insani hak ve gereksinimlerini yasaklayıp, kendi isteği doğrultusunda, kırbaç altında’evcilleştirme’ yöntemlerini uyguladı.
’Beyaz Adam’ çocuklarına Afrika’yı ’Tarzan’ filmleriyle anlatıyordu.Yakışıklı, insan güzeli, üstün güçlü beyaz ’Tarzan’,balta girmemiş vahşi ormanların kralıydı. Kısa pantolonlu, şişman elmas arayıcısı beyaz tüccar, ardında valizlerini taşıyan sıra sıra zenci köleleriyle, Afrika ormanlarının derinliklerinde yol alırken, başına olmadık belalar gelir, tam elmas madenlerine ulaşmak üzereyken, kara tenli vahşi Afrikalıların saldırısına uğrar, son anda Tarzan onun imdadına yetişirdi!
Beyaz çocuğun gözlerinde,kara Afrikalıya ilişkin en belirgin motif, başı üstünde insan kemiği bağlı ’yamyamların’, yakaladıkları beyaz adamı pişirdikleri kazan çevresinde tam tam çalarak dans edişleri motifiydi.
Sadece rengi kara diye, bir insanı tüm insani haklarından yoksun bırakırken, beyaz adam aslında, insanlık tarihinin sömürgecilikten can alan kara sayfalarını yazıyordu.
Irkçılığın zenci-beyaz ayrımına dayalı biçimi, vahşetin en üst doruklarından örnekler vererek günümüze dek süregeldi.
Dünden bu güne, beyaz azınlığın yönetiminde olduğu Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yaşananlarla insanlık ırkçılığın en vahşi biçimlerinden birine tanık oluyor.
Ne var ki, kara tene karşı her türden ırkçılığın yasal ve kanun güvencesi altında olduğu Güney Afrika bandıralı utanç gemisi alabora olmaya başladı. Güverteden kırılan zincir sesleri ve kavga haykırışları geliyor.
Kara tenli insanlar, insanca yaşama haklarını, beyaz tüccardan geri alıyor.
Gerek ABD ve İngiltere gibi ülkelerde, gerek Afrika da İngiliz Fransız sömürge bölgelerinde yüzyıllardır süregelen zenci düşmanlığı kara tenli insanı aşağılama tutumu bu tutuma karşı başkalarında anlamını bulan ortak bir zenci kültürünün oluşmasını da sağladı.
Bu nedenledir ki bu gün dünya kültürü içinde İngilizce Fransızca ve yerel Afrika dilleri gibi ayrı ayrı dillerde de olsa, ortak özelliklere sahip bir zenci kültüründen söz edebiliyoruz.
Kölelikten kurtulma, eşitlik, zencinin insan olarak varlığı, aşağılanmaya karşı isyan duygusu gibi temalar, değişik dillerde ortak bir zenci kültürünün özelliklerini oluşturdu.
Dünya edebiyatı içinde kendine özgü bir zenci şiir geleneği gelişti. Bu geleneği temsil eden yazar ve sanatçılar için önemli temel nokta zenci olmaları değil, dünyaya zencinin gözüyle ve duyarlılığı ile bakmaları, hayatı zencinin gözü ve duyarlılığı ile yorumlamalarıdır.
Bu nedenledir ki, zenci şiir geleneğinde bir çok beyaz ozan da yer almaktadır.
Geçen yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan zenci şiiri, bugün kendi geleneği içinde evrensel boyutta birçok ünlü, büyük sanatçı yetiştirmiştir. zenci haklarının elde edilmesi mücadelesinde bu sanatçılarının son derece önemli bir yeri vardır.
Zencilere karşı uygulanan baskılar ,eğitim ve kültürel gelişmelernin zorbaca engellenmesi gibi nedenlere zenci halk yüzyıllar boyu sadece kendi halk dansları şarkıları içinde duyarlığını yoğurdu.
Bir yanıyla böle kendi kültürel köklerini korurken bir yanıyla böyle kendi kültürel köklerini korurken bir yanıyla böyle kendi kültürel köklerini korurken bir yanıyla yeni hayat tarzları içinde, yeni bileşimlerle özellikle müzik dalında evrensel boyutlarına ulaşan ürünler ortaya çıktı. caz ve soul müzikleri bunun en belirgin örnekleridir.
Çocuğuna zenciyi ’yamyam’ olarak öğreten beyaz adam zencilere karşı ırkçılığın her biçimini körüklerken zenci kültüründen duyulan ise sadece eşit yaşama özlemi kardeşlik ve sevgilerin sesiydi.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nde beyaz adamın utanç gemisinin Alabora eden kara tenli rüzgar, o sesle söylüyor şarkısını şimdi.
Güney Afrikalı ozan Rive’ nin şiirindeki gibi:
’Ne siyah ne de beyaz şarkı var aslında
Yalnızca müzik var kardeşim.’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.