- 372 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sürur Garajı...
Şehirlerin tarihi dokusu oldum olası ilgimi çekmiştir.Halen de öyle...
Hatta "bedesteni,meydanı,camisi,çarşısı,arastası "olmayan şehirler bana biraz tatsız,tuzsuz ve "ruhsuz" gelir.
Görüp de beğendiğim ve bende "izler "bırakan birkaç mekanı yazmak istedim.
İlki çocukluğum geçtiği Kırklareli’deki "Arasta".
Fazla büyük değil ama ruhu var,buram buram tarih kokar.
Sonra gençlik yıllarımdaki Edirne’deki "Ali Paşa Çarşısı".
İnce uzun ve karşılıklı dükkanlar.
Hele ki ciğerci dükkanları.
Tarihi doku ile ciğerdeki ustalık birleşince sanki tadı bir başka güzel.Hatta burada,"Edirne Ciğercisi" diye bir lokantaya rastlamıştım.
Özlemle ciğeri yedim ama daha yerken aklıma bunun "çakma" olduğu geldi!
Sonra İstanbul.
Yazılacak o kadar yeri var ki ancak beni etkileyen yerlerin başında Çemberlitaş’taki "Çorlulu Ali Paşa Çarşısı" gelir.
Duvarlarında ot bitecek kadar "yaşlı",ortasında bir kamelya.Tahta sandalyeler ve tavşan kanı çaylar.İlle de sabah sabah da olsa "nargile" içen Japonlar...Yeri de tam İstanbul’un ortası...
Hele İzmir’deki Kızlarağası Hanı.
Çay da içilir tarihi dokuda,vaktiniz varsa da 2.katta içilecek bir kahvenin tadına da doyum olmaz!
Ama en güzeli de Mardin’deki "Sürur Garajı."
Adını ilk duyduğumda söylemesi bile zordu ama anlamı ise dağlar kadar "ıraktı" bana.Lakin yaşarken bunun Arapça bir kelime olup;neşe,sevinç,sevinçli yer anlamına geldiğini öğrenince daha da sevdim Sürur garajını.
Eskiden Nusaybin’e taksi dolmuşların kalktığı bir handı ama daha çok da garaj adıyla anılıyordu.
Hanın arka kısmında kalan küçük "konaklama" odaları geldi aklıma.Ve orada yapılan "muhabbetler".
Mimarisi ise belki 250- 300 yıl kadar eskiydi ama ruhu "müthişti".O yıllarda Eski Mardin’de bir cadde vardı ve tarifi de "1.Cadde üzerinde" diye yapılmaktaydı.Sonra şehir "Yenişehir" adıyla aşağılara inmiş.Ama çok sonraları...
Sanırım Sokrat,"Meraklarınız varsa seyahate çıkınız" demişti.
Bir gün bu "ruhu "olan mekanları görmeniz/tanımanız dileğimle.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.