- 1342 Okunma
- 13 Yorum
- 4 Beğeni
YALNIZ YAŞAYAN KADINLAR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
YALNIZ YAŞAYAN KADINLAR
Sevgili okurlarım, yalnız bir kadın olarak yaşamak zor vesselam. Göz önünde olduğumu biliyordum fakat attığım her adımı kontrol ettiklerini hatta evime getirdiğim erzak poşetlerini dahi saydıklarını bilmiyordum…
Çarşamba pazarından meyve sebze köy ekmeği köy yumurtası köy peyniri köy çökeleği aldım ve evime geliyordum. Binamıza yaklaştığımda yan binadan komşularımdan birisiyle karşılaştım. Komşum meraklı gözlerle: "Sen yalnız yaşamıyor musun? Bu kadar erzakı ne yapacaksın? Çürümüyor mu?" Diyerek soru yağmuruna tuttu.
Beni hiç tanımayan çayını kahvesini içmediğim özel herhangi bir sohbetimizin olmadığı komşumun soruları karşısında şaşırmıştım. Ben sıcacık yürekten bir gülüşle içten bir “merhaba” beklemiştim olmadı. Lakin böyle olumsuz durumları çok fazla yaşadığımdan dolayı Antalya’da beni ağırdan hazır cevap yapmaya başlamışlardı. Komşumun meraklı gözleri arasında sorduğu soruların cevabını o an veremezsem gece uyuyamayacaktım. İğneleyici sözler karşısında sabaha kadarda stresten uykusuz kalacaktım…
Komşumun arka arkaya sıraladığı sorular karşısında sessiz kalıp gece uykusuz kalmayı göze alamamıştım: "Evet, doğrusunuz yalnız yaşıyorum. Fakat yalnız değilim. Ayrıca sizi anlamakta zorlanıyorum. Yalnız yaşayan kadınların evinde ocakları yanmıyor mu? Yalnız yaşayan kadınlar karnı acıkınca yemek ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorlar acaba? Yalnız yaşayan kadınlar evinde yemek yapmıyorlar mı acaba?" Dedim.
Sanıyorum komşum sorularının karşılığını sorularla beklemiyordu. Karşımda kızıl bozul kesildi. Cevap verebilmek için doğru kelimeler bulamaya çalıştı ve: "Haklısın öylede." Demekle yetindi.
Yüreğindeki sinsiliği yüzünden okumak mümkündü soruları kadar yüz ifadesi de ortaya çıkmıştı ve yüzünün renginden sorularının anlamını okumak da çok kolaydı. Bu sinsiliğin gerekçesi ne olabilirdi acaba?
Çevremizde yaşayan insanların totalini aynı kefeye koymamız yanlış olur. Aynı tartıyla tartmamız yanlış olur. Aynı tarakla taramamız yanlış olur. Maalesef çevremdeki sayısı epeyce fazla olan bu türden bazı insanları anlamakta algılamakta çok zorlanıyorum. Yalnız yaşayan kadınları göz hapsinde tutarak özel hayatlarını neden bu kadar merak ediyorlar acaba?
Yalnız yaşayan kadınların illa da başkalarına neden ihtiyaç duyduğuna kanaat getirip erkeksiz olamayacağını düşünüyorlar acaba?
Geçmişte benim ülkemin kadınları bağda bahçede tarlada dağda kendi işlerini kendileri yapıyorlardı. Şimdi neden başkalarına ihtiyaç duyuyorlar acaba?
Yılın uzun bir dönemini Antalya’da geçiriyorum. Çevremdeki bu tür insanları hala çözemiyorum. Kendini akıllı sanıp akıl ölçmeye kalkanlarınsa kişiliklerine şaşıyorum. Antalya Türkiye’nin göz bebeği, kılcal damarı bir şehrimizdir. Vatanımızın diğer illerindeki ilçelerindeki köylerindeki başka insanlara örnek olacak insanların olması gerekmiyor mu?
Hani: "İnsana uzaktan davulun sesi hoş gelir." Diyorlar ya…
Belki asıl sebep Ana-vatanımdan yıllarca uzak kalmış olmam olabilirdi. Ne yazık ki, bu ülkelerle alakalı bir durum değildi. Bu bir kişilik sorunuydu, bu bir karakter sorunuydu. Bu tür insanlardan dünyanın her ülkesinde var ve gönül gözünüzle görün kafi. Başkalarını küçümseyerek kendini Kaf Dağında görenler merakınız için macera aramayın. Gözcü koyup kullandığınız yavrularınız ve gereksiz meramınız sizleri cehennem ateşine götürebilir. Ülkeyi tehlikeye sokacak çocuklar yetiştiriyorsunuz. Tıpkı sizler gibi başkalarının özel hayatına meraklı nesiller geliyor. Bilginiz olsun!..
Aşırı fazla merak sağlığa zarardır. Yalnız yaşayan kadınlar ağaç koğuğundan çıkmadılar. Onlarında eşi dostları arkadaşları var. Ailesi akrabaları kardeşleri var. Amcaları dayıları halaları teyzeleri kuzenleri var. Vatanımda bazılarınızın zihniyeti o kadar çok kirlenmiş ki, Akdeniz’e bir damla kanınız aksa okyanusu bulandıracak. Yüreği vicdanı temiz olan insanlardan uzak durun ve onlara ama fakat nokta virgül soru ve damga yüklemeye kalkmayın. O yükün altında ezilirsiniz haberiniz olsun!..
Sevgi ve saygılarımla Zekiye Doğan
YORUMLAR
Değerli kalemdaşım,herkesin bir özel hayatı,bir özel yaşam tarzı,bir hayata bakışı vardır
Kimsenin kimseyi,hayatını,yaşantısını sorgulamaya hakkı olmadığı gibi,yargılamaya,yadırgamaya hakkı da yoktur.
Günümüzde insan ve insanlık ilişkileri düşük profilde seyrediyor,seviyesiz,haddi olmayan tutumlar sergiliyor,bunlar bir cehalet ürünü,bunlar bilgisizliğin,kültürsüzlüğün getirileri
Yalnız olmak suç mu?,yalnız kalmak suç mu? yalnız yaşamak,sakin bir yaşam tarzını seçmek suç mu? hayır değil ,lakin menzili belirsiz insanlar,meraklı olurlar,güdülmeden yaşanmanın ne olduğunu,nasıl olduğunu hep merak ederler,çünkü itilmişler,kakılmışlar bu hayata alışmışlar
Sakin yaşamayı,kaliteli yaşamayı,düşünerek,anlayarak,huzurlu yaşamayı bilmezler,özgür yaşamayı bilmezler
Yalnız yaşayan kadınlar,düşünen,hayatı bilerek,yaşayarak,tartarak yaşayan kadınlar
Evinde yalnız olsalar bile,sosyal medyada sayısız dostları var, duygu düşüncelerini sanalda paylaşırlar,
Tıpkı yazınızda olduğu gibi
Yalnız yaşayan tüm kadınlara selam olsun
Manidardı
Saygılar
Zekiye Doğan
Yalnız yaşayan öylesine çok kadın ve erkekler var ki, hayal bile edemezdiniz Zekiye hanım.Pek çok evliliklerde, insani ilişkiler, sevgi, saygı, dinlemek, aanlamak, anlaşmak açılarından yalnızlıklar diz boyudur. İnsanlar, kendi evlerinin içindeki, yanıbaşındaki, adına eş dediğimiz kişilere dahi yabancılar inanınız. Kaldı ki, yalnız yaşayan başka insanlara. Elbette çok daha fazla yabancı kalıyorlar.
Dost bir yürek, sevgi dolu, hassas bir yüreğe sahip olamayışlar büyük etken.
Güzel ve etkili bir yazıydı.Gülüm Çamlısoy hanımefendinin de yazıya yorumu beni de büyük ölçüde etkiledi. Bu tür yazıların , toplumsal açıdan büyük yararları olduğuna inanıyorum. Yüreğinizi kaleminizi kutluyorum.
Zekiye Doğan
Aslında, yalnızı evlisi yok, diye düşünüyorum.
Belki biz daha çok kulak kabartıyoruz hakkımızda denilenlere,
ya da daha çok kaile alıyoruz.
Onlar, yani evlerinde kalabalık olan komşularımız, bizler kadar birbirlerini de merak ediyorlar inanın.
Hem olmadı kurarız derneğimizi. Örgütleniriz bile. Yeter ki üzmesinler sizi.
Merkezi Alanya yapalım, derim. Burada yalnız olmayanlar azınlıkta çünkü :)
Okudum, anladım ve paylaşmak istedim.
Selamım saygım ile Sayın Doğan.
Zekiye Doğan
sizin ya da sizlerin evinize gelip gidenden kime ne, bana ne, komşunuz bilmem kim teyzeye-bacıya ne? köy ekmeği, köy peyniri, köy çökeleği almışsınız, afiyet olsun. ona ne, bana ne, şuna ne... yazınız okuttu, ilgi çekici ama gerek var mıydı cevap vermeye, bilmiyorum. insan doğası garip. konuşması gereken yerlerde çoğu zaman sus pus oluyoruz. yalnız yaşayan kadının derdi bir başka yalnız yaşayan (evli olsa bile, imrenmektir çoğu zaman saldırı, yani karşı tarafı ele geçirmek) kadını alt etmek mi? veyahut pes etmek mi kendi çömleğinin başında pazardan alınan katık ile?
............
yazınız okuttu... ilgimi çekti daha doğrusu... yalnızlık kokuyordu... emeğinize sağlık...
Zekiye Doğan
Sevgili yazarım, yazınızı günde görmek adına çok mutlu oldum hele ki yaşadıklarımı düşününce yalnız yaşayan bir bayan olarak...
Sizin yazdıklarınızın bin beterini yaşadım: Sorgulanmak ya da dedikodu malzemesi olmak.
Evet, her davranışımı bir suç unsuru olarak gördüler ki ailemin bile bana gelip gitmesi yadırganıyordu ki onların haricinde gelenim gidenim de olmadı bazen akrabalarım haricinde de. Erkek kardeşimi tanımadıkları için bol bol malzeme geçti ellerine. Alışveriş poşetlerinin içine dahi düştüklerini söyleyebilirim.
Benim kanayan yaramdır ele aldığınız mevzu hele ki yüksek lisans yaptığım ve çalıştığım dönemde yalnız yaşamaya başladıktan sonra ve dile getiremediğim daha nice olumsuzluk sonra ne mi oldu? Bu da bana kalsın aslında en önemli ve en olumlu getirisi şu oldu ki: Evimi boşalttıktan sonra içine düştüğüm boşluğu yazarak gidermeye başladım. Ailemin yanına yeniden dönmem bu sefer yadırgandı.
Yalnız yaşamayı bırakınız insanlar her konuda bol bol dedikodu yapma mahiyetiyle aklıma durgunluk veriyor.
Çok çok sıkıntılı bir süreç yaşadım şu son beş altı yıldır ve hala da bir çözüm getiremedim daha doğrusu getiremedik ailecek.
Ayrı yaşadığım evim olsun annemin bana her gün gelmesi ya da elindeki torbalar hatta içindekiler bu da yetmezmiş gibi arkamdan atıp tuttukları ve ne yazık ki hala sıkıntım sürmekte şimdi de ailemle olan birlikteliğimin alt yapısı merak unsuru ve ne yazık ki hala düzenimi oturtamadım bu da pek çok şeye set çekiyor ama en büyük avuntum: BU SIKINTILI VE BUNALIMLI ZAMAN DİLİMİNDE SİZLERİN ARASINA KATILIP YAZMA SERÜVENİME BAŞLAMAM BU BAĞLAMDA ŞÜKÜR DOLUYUM.
Dün yazınızı okudumdu ve yorum yapıp yapmama konusunda çekincem vardı lakin ben bir suç işlemedim ya da başka birinin evini gasp etmedim sadece ailemin imkanları dahilinde onlara çok yakın diğer evimimize taşınmıştım ve gerek öğrenci gerekse öğretmen kimliğimle ama en önemlisi haysiyetim ve namusumla kendime tek kişilik bir dünya kurmuştum ve ne yazık ki sevgili yazarım, mutluluğumu ve düzenimi çaldı insanlar. İçimdeki yara çok derin ve ne yazık ki hala savunma aşmasındayım kendimi yakın çevremdeki KENDİNİ BİLMEZ İNSANLARA.
Tek korkum Allah'a çünkü O'ndan başka kimseye hesap verme zorunluluğum yok ve ne yazık ki bir ömür örselendim ve bu yüzden evet, bu yüzden ben SİZLERİN DOSTLUĞUNA VE EDEBİYAT GÜNCESİNE SIĞINDIM.
Kutluyorum tüm yüreğime asil kaleminizi ve varlığınızı.
Sonsuz sevgiler, selamlar değerli gönül dostum...
Zekiye Doğan
Sosyal konumu ne olursa olsun, ülkemde kadın olmak zaten başlı başına bir takım zorlukları beraberinde getiriyor. Hele dul, boşanmış ve tek başınıza yaşıyorsanız o da ayrı bir dert. Haliyle merak bir kat daha artıyor. "Boşverin, kafanıza takmayın" diyecem ama, bunun da pek mümkün olmadığını biliyorum.
Ne diyim? Kolaylıklar diliyorum.
Zekiye Doğan
Size katılmıyorum. Bana neden kimse sormuyor bir şey? :)
Sanırım ben "dede" yim de ondan. :)
Hımm... Biraz daha yaşlanın tüm bu dertlerden kurtulursunuz.
O zaman muhtemelen hakkınızda şöyle konuşacaktır meraklı melahatler: Zavallı yaşlandı iyice; çöp dolduruyor boyna eve...
Yazı güzellik dolu, tebessüm ettirdiniz.
Çok saygımla.
deniz_tayanç tarafından 11/29/2016 6:23:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
Zekiye Doğan
Meşgalesi olmayan dedikoduya yönleniyor sanırım. Erkekler içinde kadınlar içinde bol bol kültürel faaliyetlerde bulunabilecekleri alanlar olsa ne güzel olur.
Emeğinize sağlık, selamlarımla
Zekiye Doğan
kişi kendinden bilirmiş işi
aslında yalnız yaşayanları göz hapsinde tutup kendi yaşam alanlarını genişletiyorlar
evli erkek veya kadından kimse şüpheye düşmüyor
ve ahlaksızlığın dibine vuruyorlar
kimse onlardan şüpe etmesin diye de sağa sola saldırıl sözüm ona ahlak bekçiliği yapıyorlar
durum bundan ibaret malasef
Zekiye Doğan
Zekiye Doğan
Zekiye Doğan
Zekiye Doğan
Zekiye hanim,
kotu insanlar her zaman ve her yerde olmuslardir ve olmaya maalesef devam edecekledir...
slm,
abdullah
Zekiye Doğan
Groetjes uit Antalya
Efendim, "yaşanılır bir çevre..." deyince, çoğunun aklına parklar, bahçeler, sahillerdeki banklar geliyor...
Bu dar bakış açısının, daha doğrusu, bizim için hâlâ müzmin olan bir köylülüğün 'yaşanılır bir çevre' ile çelişkisini, yollarda koloniler halinde yürüyenlerden; biraz şizofren, biraz embesil gibi oturduğu yerden, selam versen problem çıkaracak bir tipolojiden de anlayabiliyoruz...
Bir kadının gülümsemesi, nazik olması; bir erkeğin beyefendi görünmesi, söz konusu tipolojinin saldırganlaşması için yeterlidir, değil mi?...:)))
Evet, efendim, 'yaşanılır bir çevre'nin ilk şartı, yaşadığı maddi çevrenin öznesinin medeni birey olduğunu, ona uyumun, ona uymaya çabalamanın, söz konusu çelişkiyi aşmada ilk adım olduğunu bilmektir... Sonrası ise uygun eğitim anlayışını kurgulamaktır...
Dolayısıyla, yerel yönetimlerin kültür hizmetlerinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor...
O kadın ise, sizinle arasındaki kültürel mesafeyi sizi sorgulama cesaretini göstererek, kendi güdük aklınca sizin özel hayatınıza vakıf olma becerisini gösterdiğini sanarak, yani sizi kendi ilkel anlayışına göre küçülterek kapatabileceğini sanıyor...
Saygılarımla.