- 536 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KALAN SAĞLAR BİZİM MİDİR?
Hiç sokakta geçirmek zorunda kalmadım ben geceyi.
İliklerime kadar üşüdüğüm için birilerine sokulup yatmadım hiç.
Bir bankın üzerine kıvrılıverip, üzerime bilmem kaç yerinden yırtılmış paltomu örtmedim.
Bulduğum bir köprü altına, herhangi birine, ateş yakıp çevresine dizilenler arasında yer almadım.
Yazgıydı bu.
Kimisi zemheri soğuğuyla imtihan ediliyordu, kimisi sıcak döşekle. Kimisine mahpus damlarında adım saymak düşüyordu, kimisine gökyüzünü seyrederken kalbini yüzlerce kapı arkasına hapsetmek.
Bana hep iyi görünenler düştü. İyi görünenler diyorum zira hayır bildiklerimizde şer, şer bildiklerimizde hayır olduğunu söylüyor Mevla.
Bana hiç, bir gece vakti karanlığı yırtan bir sarsıntıyla uyanmak düşmedi. Kendimi dışarı atmak zorunda kalmadım hiçbir zaman. Ve sütunlar üzerime doğru gelmedi ezmek istercesine şimdiye kadar.
Bir çadır kurulmadı benim için. Bir tabak sıcak yemek için saatlerce sıra beklemek zorunda kalmadım ben. Hastalığa yakalanmak endişesiyle çaresizlik içinde oturup ağlamadım.
Şimdi…
Isıtmıyor battaniyem eskisi gibi bedenimi. Çayımın sıcaklığını hissedemiyorum içimde önceden olduğu gibi. “Çok şükür” bile diyemiyorum binlerce “can” çaresizlik içinde kıvranırken bencillik yapacağımı düşünerek.
Kafamı kaldırıp yıldızları gördüğümde havanın güzelliğinden bahsedip bir şarkı tutturamıyorum: “Benim gönlüm sarhoştur, yıldızların altında..” Biliyorum bu yıldızlar ısıtmıyor o küçük bedenleri.
Yüreklerindeki tüm dünyayı ateşe verecek yangından nasiplenmeli şimdi. Dertlerini dert bilmeli, çaresizliklerine bir nebze olsun, yangına giden güvercin misali, bi damla olsun çare olmalı.
Komşusu aç iken tok yatan güruhtan mıyız? Öyleyse biz kimdeniz? Bizden değildir diyorsa biz hangi tarafa düşüyoruz? Kendimiz için istediğimiz kardeşlerimiz için isteyebiliyor muyuz?
Pakistan.
Dost ülke. Biliriz ki dostluk her şeyi paylaşmaktır. Sevinci, kederi, tasayı… Mesafeler olsa da arada gönül köprüleri kurmaktır. Ellerini açıp duaya durmaktır. Biliriz ki ancak paylaşıldıkça azalacaktır acılar. Ancak birileri sarmaya gittiğinde kapanacaktır yaralar.
“Ölen ölür!” soğukkanlılığıyla yaklaşılabilir mi betonlar altındaki bedenlere? Ya geridekiler?
Sahi “Kalan sağlar bizim midir?”
YORUMLAR
öyle demiş dadaloğlu
amma ve lakin biraz yanlış demiş...
kalanlar kadar ölenlerinde yaşama hakkı vardı hani?
gönül isterki kimseler ölmesin...ölüm sadece ecel olsun...
ama birileri yaşamak için birilerini öldürüp kalan sağlar bizimidr derse yanlış der..
ölenler kara toprağın
kalanlar hüzünlerindir...
iyi bir yazı...tebrikler...