- 879 Okunma
- 6 Yorum
- 1 Beğeni
Devrilmiş Devrimci sayıklamaları
Öteden beri devrik cümleler kurarım hayata dair...Cümlelerim benim gibidir. Çünkü benim devrilmiş bir devrimci yanım vardır. Paçamdan yakalamış bir kere komşunun iyi eğitimli kara köpeği, istesem de kaçamam...Savaşır da kaçarsam , gülüşüm ele verir beni...Hemen oracıkta infaz ederler dudaklarımı...Uç derim,şairin dediği gibi, "uç benim boynumun soytarısı"...Benim devrilmiş devrimci yanım her şeye ve hiç bir şeye karşıdır...Tina Turner’a, Arif Susam’a...
Oysa bu günlerde adını bilmediğim bir kız çocuğu rüyalarıma giriyor ve onun sonbahar rüzgarlarını hatırlatan, kestane rengi saçları, saçlarıma dolanıp uzak denizlerden umut devşirmeye çıkıyor. Böğrümden bir deniz ,küçük bir dereye akıyor. Bütün dereler dağlarımdan aşağı ölümü büyütüyor. Yalvaran ve aç hışırtılarla,inadına içimden akıyor bütün ceset isimleri...Şarkı söylemek istiyorum, aykırı makamlarda ve dudaklarımı utandırmadan. "Şarkı söylemek sesi güzellere mahsustur" yazıyor bir yargıcın arkasında.Ve bu ifade devrilmiş devrimci yanımı bir baharın üzerine yıkıyor. Eziyor bütün biriktirdiğim çiçek kokularını...
Bu güne kadar üretip de tükettiremediğim bütün yazmışlıklarımı,her gece karanlığın koynuna bir ayin ritüeli gibi üflerim...Karanlığın elleriyle oynadığından habersiz bütün bebeklere, ninni tadında okurum....Bütün avutulmamışlara Ve tükenirim,öylece tükenirim bir kenarda...Çocukların çalıntı rüyalarıyla kavga ederim sessiz, sessiz... Kimse duymaz,kimse görmez,kimse bilmez devrilişimi...Sonra söverim...Kafatasım yıldızlara çarpar,güzelleşirim...Çocuk uyur büyür. Ben uyumam,küçülürüm...Öfkem geleceğimin üzerine devrilir ve ezer bütün biriktirdiğim sözcüklerimi...
Hep içimde üşüyen bir çocuk vardır.Yarınlarını kurda, kuşa...börtü böceğe yem etmiş çocukların yumrukları kadardır aslında yüreğim. Her Çarpıntısında çocuklar ağlar ben ağlarım. Kirli Ankara akşamlarından , Ege’nin soğuk sularına gömüp çıkardığım çocukluğumdur. Benim o eğri duran boynum ise içimdeki çocuğun avutulmamış yanıdır. Devrilmiş devrimci yanım o çocuğun üzerine yıkılır.Ve hiç olmayan ve hiç olmayacakmış gibi duran geleceğinin üzerine...
Dedim ya; Paçamdan yakalamış bir kere komşunun kara köpeği...Adım...Bana sormadan seçilen adım,kimliğimin üzerindeki damga kadar belirsiz ve soğuk...Alıp başımı gitmek oluyor her maceramın sonu...Deniz böğrümden akıyor...Böğrüm yollara saçılıyor.Yollara devriliyorum.Beynim ezilmiş bir hayvan leşi gibi yapışıyor sıcak asfaltın üzerine...Geçmek isteyen bütün yolcular yolda kalıyor..."Uç benim boynumun soytarısı"...Hoşşt be! Yeter artık hoşt! Bırak paçamı...Nefes almak ve ağlamak istiyorum...
YORUMLAR
Bu yazınızı okumadım ama sesli kayıdını dinlemiştim.O kadar beğendim ki bir sesli chat programının şiir odasında sık sık çaldım,herkes beğeniyle dinledi.Ancak bir gün bir odada Nazım'ın eseri sanılıp "vatan haini" olan birinden çaldığım gerekçesiyle oda sahibi tarafından odadan atıldım :) Odadaki tüm oplar tanıdığım olduğu için tekrar odaya alındım.Girdim," bu Nazım'dan değildi,Nazım sandığınız için teşekkürler,demek ki başarılı olmuş yazan" ve "Nazım vatan haini değildir ,bir şaire vatan haini denilen,yargısız infaz yapılan odada kalamam" diyerek odayı terkettim,bir daha da girmedim.Şimdi o odada op olan arkadaşlarım da odaya girmiyor...Neden yazdım bunları yazınız/kaydınız beni odadan attırdı ama demek ki Nazım sanılacak kadar da başarılı...Sizi kutluyorum, sayıklamalarınız bol olsun diyorum.dostlukla.
hep içimizde büyümeyen bir çocuk var...ona ait olmayan, ona yaşadıkça acı verecek bir dolu olumsuz duyguyu yüklenir yaşadıkça...cesurdur korkuyu bilmez, ama öğretirler...sevgidir nefreti bilmez, ama öğretirler...hayata ve insanlara güvenir, endişeyi bilmez, ama öğretirler...üşüdüğünü hissettirir, titrer, arada sırada hatırlatır kendini...tut elimden artık yeter, beni yeniden cesaretle, sevgiyle ve güvenle büyüt diye haykırır...büyütebilirseniz yeniden başınız dik ve geleceğiniz sıcacık olacaktır...
güzel bir yazıydı...içimizde ki çocuklar beni çok ilgilendirir...o bölüme katkı yaptım kendimce...kutlarım...
paçalara yapışan o kara köpek,başka paçaları görmeyecek körlükte midir?Öyle olmalı ki devrik cümleleriyle ,şiirimsi konuşan yürek dilini ancak kıskacına alır ve sürükler kimselerin itiraza cesaret edemediklerine-gidemedikleri diyarlara,dosdoğru hem de.Kişinin kendisiyle konuşması da belki sadece devrimci yanı devrik olanlara hastır,ve okur yazıyı okurken devrilmiş umutlarını ayağa kaldırıyorsa,yola koyuluyorsa umutlar...İşte Yazı...İşte 10 puan.(sanırım yazılarda puanlama var diye 10,yoksa da binlerce puan,yüreğimden:))
Hocam ,kaleminize saygılar.