1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
762
Okunma
Hep en masum yerlerimizden kırılıyoruz...Yırtılan bir kumaşı nasıl yama ile kapatıyorsak kırılan hayallerimizi de öyle kapatıyoruz.Kırıldıkça kesiyoruz, kanatıyoruz dokunanları.
Ne kadar çok kaçsak o kadar kapılıyoruz, o kadar kapaklanıyoruz yere...Kalkıp hayaller kuruyoruz tekrar, yara bere içinde olan ellerimize tekrar alıyoruz umutlarımızı.
Öğreniyoruz ki illaki birilerinden yaralar alacağız , yaralanacak kurduğumuz hayaller,umutlarımız...İşte o zaman anlıyoruz ki aslında biz hayallerimize ortak değil bize yaralar açacak insanlar buluyoruz...
Çok sonradan öğreniyoruz ki birini hayatınıza almak " sana kalbimde yaralar açmaya izin veriyorum" demekmiş.
Daha çok yara alacağımızdan da eminiz...Bu yüzden biz de " gel yara olacaksan da sen ol " diye bir yaraya daha yer açıyoruz kalbimizde...
Bir kürtaja kurban gitmediyse eğer içimizde hala bir çocuk var annesi kızdığı halde yine anne diye ağlayan...Yaralarımızı sevmemiz bundandır belki de.
Bir zamanlar geleceğin ufuklarına umutla bakan gözlerimiz şu an kapanmak istiyorsa uykusuzluğumuzdan değil elbet umutsuzluğumuzdan.