- 845 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Bilgi kavramı üzerine
İnsan hayatını kolaylaştıran, farklılık yaratacak buluşlara & düşüncelere imza atılmasını sağlayan, gelecek nesillere bırakılabilecek değerler bütününü “bilgi” olarak tanımlayacak olursak; bilginin ışığı altında yetiştirilmemiş bireylerin, topluma ve dünya mirasına katkı sağlamasını beklemek, fillerin bir gün uçabileceğine inanmak ile eş değer komikliktedir. Bilgiye ulaşma arzusunu yitirmiş, sadece popülarite peşinde koşan milenyum lümpenleri; sığ bir nehir içerisinde yaşayan OT ‘un sahip olabileceği hayat görüşüyle, toplumun genelini etkileyen bilgi havuzunun tadını kaçıracak çıkarımlar yapmaya devam ettikçe, gelecek pek parlak gözükmemektedir.
Üniversite parkurunun son yüz metresini koşan, eğitim sistemi gazileri! İlkokul ile emeklediniz, ortaokul ile sağa sola yalpalayan adımlar attınız, lise yıllarında yürümeyi öğrendiniz ve şimdi sıra, hayat parkurunda engelli koşu yapmaya geldi. Karşınıza farklı yükseklik ve değişik zorluklarda engeller çıkacak. Ebeveynlerinizin desteğinin giderek azalacağı ve kendi ayaklarınızın üzerinde durmak zorunda kalacağınız; orta yaş sendromuna merdiven dayayana kadar sürecek bir yolculuk… Bu sürecin kaliteli yaşam koşulları ve huzur ile tatlandırılması için satabileceğiniz yegâne değer bilgidir.
Eğitim sistemimizin rasyonel sonuçlarını çok uzaklarda aramamıza gerek yok. Düşünmekten yoksun, okuduğu verileri yorumlayamayan “diplomalı cahiller ordusu” yarattık. Sürekli değiştirilen sınav sistemleri, ben istedim oldu tadında yapılan müfredatlar ve adına eğitimci dedikleri BAZI öğretmen müsveddeleri yüzünden, genç beyinlerimizi harcadılar.
Sonuç mu?
İçi boş kafalar ve bir hayale inandırılmış, yitip giden yarınlar…
YORUMLAR
Şunu detaylıca tartışmamız gerekmektedir:Ne düşüneceğini mi öğretmeli okullar,nasıl düşüneceğini mi?
Ana problemlerden biri budur,öğretmen "faktörü" ise biraz daha detaydır bence...
İyi akşamlar.