- 590 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Bugün hep annem gibi koktunuz !
Benim sizlere bir armağanım olsun bu hikaye!
Öğretmenin adı Bayan Thompson’dur.
Öğrencinin adı da Teddy’dir.
Dilimize İngilizceden Doğugül Kan çevirmiştir.
Yazarı bilinmemektedir.
Mesleğimde uzun dönem bu "mektubu" bir kaynak olarak kullandım.İnsanları /öğretmenleri çok etkilemişti.
Dilerim size de aynı etkiyi yapar.
Hep öğretmenlere hediyeler alınacak değil ya...
Bu da benim eski bir öğretmen olarak size hediyem olsun.Ancak bu girişin bana ait olup,mektubun ise sahibinin bilinmediğini demeliyim ki "intihal" olmasın.
Ancak özellikle bayanlara çok "dokunacağını" da tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok sanırım.
Hediyemi okumaya başlayabilirsiniz! SA.
5. sınıf öğrencilerinin önünde ayakta durduğu ilk gün, sırasına adeta çökmüş gibi oturan küçük bir öğrenci dikkatini çeker. Öğrencin adı Teddy Stoddard’tır.
Bir önceki yıl, Bayan Thompson Teddy’yi gözlemiş, onun diğer çocuklarla oynayamadığını, giysilerinin kirli ve öğrencinin de banyo yapması gereken bir halde olduğunu görmüştü.
Teddy her zaman çok mutsuz görünüyordu.
Çalıştığı okulda Bayan Thompson, her öğrencinin geçmişteki kayıtlarını incelemekle de görevlendirilmişti. Ve Teddy’nin bilgilerini incelemek üzere en sona bırakmıştı.
Onun dosyasını incelediğinde şaşırdı. Çünkü birinci sınıf öğretmeni, "Teddy zeki bir çocuk ve her an gülmeye hazır. Ödevlerini düzenli olarak yapıyor ve çok iyi huylu... ve arkadaşları onunla olmaktan mutlu..." diye yazmıştı.
İkinci sınıf öğretmeni: "Mükemmel bir öğrenci, arkadaşları tarafından sevilen, fakat evde annesinin amansız hastalığı onu üzüyor ve sanırım evdeki yaşamı çok zor.." diyordu.
Üçüncü sınıf öğretmeni: "Annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Babası ona yeterince ilgi gösteremiyor ve eğer bir şeyler yapılmazsa evdeki olumsuz yaşam onu etkileyecek" diye yazmıştı.
Dördüncü sınıf öğretmenine gelince: "Teddy içine kapanık ve okula hiç ilgi göstermiyor. Hiç arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor" demişti.
Okuduğu bu belirlemelerden sonra Bayan Thompson sorunu çözmüştü.
Ve öğrenciler ona güzel kağıtlara sarılmış, süslü kurdelelerle paketlenmiş Noel hediyeleri getirdiğinde, kendini daha da kötü hissetti. Çünkü Teddy’nin öğretmene armağanı kaba bir kesekağıdına beceriksizce sarılmıştı.
Teddy’nin armağanını diğer öğrencilerin önünde açmak ona çok acı verdi. Öğrencilerin bir kısmı, paketten çıkan bazı taşları düşmüş ve sahte taşlardan yapılmış bileziği ve üçte biri dolu parfüm şişesini görünce gülmeye başladılar.
Fakat öğretmen, bileziğin ne kadar zarif olduğunu söyleyerek ve parfümden de birkaç damlayı bileğine damlatarak onların bu gülmelerini bastırdı.
O gün okuldan sonra Teddy, öğretmeninin yanına gelerek "Bayan Thompson, bugün hep annem gibi koktunuz" dedi.
Çocuklar gittikten sonra öğretmen uzunca bir süre ağladı.
O günden sonra da çocuklara okuma, yazma, matematik öğretmeyi ikinci plana bırakarak, eğitimi öne çıkardı. Teddy’ye özel bir ilgi gösterdi. Onunla çalışırken zekasının tekrar canlandığını hissetti. Ona cesaret verdikçe çocuk gelişiyordu. Yılın sonuna dek, Teddy sınıfın en çalışkan öğrencilerinden biri olmuştu.
Öğretmenin, "hepinizi aynı derecede seviyorum" sözleri bir gerçek olmakla birlikte, Teddy onun en sevdiği öğrencisi olmuştu.
Bir yıl sonra, kapısının altında bir not buldu. Teddy’dendi. Tüm yaşantısındaki en iyi öğretmenin kendisi olduğunu yazıyordu.
Ondan yeni bir not alana kadar 6 yıl geçti. O notta, liseyi bitirdiğini ve sınıfındaki üçüncü en iyi öğrenci olduğunu ve Bayan Thompson’un hâlâ hayatında gördüğü en iyi öğretmen olduğunu yazıyordu.
Dört yıl sonra, bir mektup daha aldı Teddy’den. O arada zamanın onun için zor olduğunu, çünkü üniversitede okuduğunu ve çok iyi dereceyle mezun olmak için çok çaba sarf etmesi gerektiğini yazıyordu. Ve Bayan Thompson hâlâ onun hayatında tanıdığı en iyi öğretmendi.
Daha sonra dört yıl daha geçti ve bir mektup daha geldi. Ve çok iyi bir dereceyle üniversiteden mezun olduğunu, ama daha ileriye gitmek istediğini yazıyordu. Ve hâlâ Bayan Thompson onun tanıdığı ve en çok sevdiği öğretmendi.
Bu kez mektubun altındaki imza biraz daha uzundu. Theodore F.Stoddard Tıp Doktoru.
Bu hikaye burada bitmedi.
Sonra ilkbaharda bir mektup daha aldı Bayan Thompson.
Teddy hayatının kadınıyla tanıştığını ve evleneceğini yazmıştı. Ve babasının birkaç yıl önce öldüğünü ve Bayan Thompson’un düğünde, damadın anne ve babası için ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu.
Tabii ki oturabilirdi.
Ve tahmin edin ne oldu?
O törene giderken birkaç taşı düşmüş olan o bileziği taktı. Ve tabii ki Noel’de Teddy’nin ona verdiği ve annesi gibi koktuğunu söylediği parfümü de sürmeyi ihmal etmedi.
Birbirlerini sevgiyle kucaklarlarken, Teddy onun kulağına "Bana inandığınız için çok teşekkürler, Bayan Thompson. Beni önemli hissetmemi sağladığınız için ve beni böyle hayata bağladığınız için..." diye fısıldadı.
Bayan Thompson gözünde yaşlarla ona karşılık verdi: "Ben sana teşekkür ederim Teddy" dedi. "Sen yanılıyorsun. Ben değil, sen bana öğrettin. Seninle karşılaşıncaya kadar ben öğretmenliği bilmiyormuşum.!"
YORUMLAR
Bu yazıyı okuyan ve görüş bildiren herkese teşekkür ederim.Zaten bilinmeyeni "aktarmak" değildi muradım,tekrar edip bir hatırlama yapmak idi.
Klasik bir hikayedir sonuçta...Bu arada yaşayan öğretmenlerimi hürmetle anarken,aramızda ayrılanları da rahmetle anmak en insani bir görevdir demeyilim.
Hava kasım da olsa,İzmir'den ve özellikle Karşıyaka'dan esenlik dileğimle.Çarşı Camii'nin etrafındaki çay ocaklarından üstelik.Yarın ne olur bilemem ama şu an "şahane" bir hava var da...
sabri ayçiçek tarafından 11/26/2016 1:59:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
sabri ayçiçek
Öğretmen olup da bu yazıyı bilmeyen var mı diye hep merak ederim..
Öğretmenlerin en iyi bildikleri en güzel örneklerden biridir bu. Öğretmenler günlerinde mutlaka okul duvar gazetelerinde olurdu bu yazı. Pek çok öğrencimizin öğretmenlik mesleğini seçmesinde oldukça etkili olmuştur. Bir kez daha okumak zevkliydi.
Selam ve sevgilerimle.
sabri ayçiçek
Zamanıdı deyip paylaşmak istedim.Selamlarımla.