- 640 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Tanrı Öğretmeni Korusun
TANRI ÖĞRETMENİ KORUSUN
Daha birinci sınıfta tutturduk, “Ben öğretmen olacağım” demeye. Neymiş, öğretmenimiz çok bilgili, annemiz, babamız kadar ilgili ve sabırlıymış. En önemlisi sevgi doluymuş. Onun mutluluk oyunlarında; sevmenin, sevilmenin kıymetini öğrenmişiz. Öğretmeni, “Mutluluğun Rehberi” diye adlandırmışız. Bu inançla çıkmışız yola. Büyüklerimizin “Kıçı kırık öğretmen olacaksın da ne olacak, olsana mühendis, doktor!” demelerine “Öğretmen her mesleğin üstündedir” ayak direnişini gösterip, idolümüz olan ilkokul öğretmenimiz gibi başlamışız idealist takılmaya…
İnkâr etmiyoruz biraz fazla idealist takıldık. Okulu evimizden, öğrencilerimizi çocuklarımızdan önde tuttuk. Kendi kişisel duygularımızı içimize gömüp, öğrencilerimiz için, okuduk, araştırdık, planlar yaptık, onlar için üzüldük, onlarla güldük. Kâh uykularımızı kaçırdık, kâh keçileri ama müfredat, müfettiş ve veliye rağmen her zaman dik durmayı başardık.
Şikâyetçi miyiz? Asla! Biz bunları zaten mesleğimizi seçerken göz önünde bulundurmuştuk ama bir yerlerde hatamız var galiba. Öküze bakar gibi öğretmeni dinleyen, eşekler varmış sınıflarımızda bunu fark edememişiz. Kişi kendinden bilir işi örneği, biz kendimize bir hayvan yakıştırması yapmadık ki başkasını o gözle görelim.
Gerçekten merak ediyoruz, çoğu okuma isteğinden fukara kişileri, medeniyet zengini, yapmak için canhıraş çalışmalarımız neticesinde, kağnıya koşulmuş “öküz” gibi bir görünüm mü arz ettik ki, “öküz” e benzetildik. Gerçi, “Veliler velinimetinizdir, siz onların hizmetkârısınız!” “Ben öğretmen olmak isteyenleri Eminönü Camisi’nin önünde bekleyen güvercinlere benzetiyorum, bekliyorlar ki biri önlerine yem atsın.” “ İki gün çalışıyor, üç gün okey oynuyor!” diyen eğitimden nasiplenmemiş, saygıdeğer devlet büyüklerimizin, gölgesinde otlayanlardan da bu beklenir, diyoruz.
Yine de “Kol kırılır, yen içinde kalır” düsturundan yola çıkarak sesimizi yuttuk, tam gaz çalışmaya devam ediyoruz.
Devletin öğretmenine sahip çıkmadığı yerde avamı çıkar mı?
Öğrencimize “hey yakışıklı” diye seslensek, veli bizi sapık ilan ediyor. “Kızım, oğlum rahat dur” desek, “oğluma, kızıma karışamazsın” diyor… Çok örnek vermek mümkün ama en son nokta, veli; “Paran kadar konuş” diyor ya… AFERİN DEVLETİME!
“Öğrenci müşteri, öğretmen köle”
“Öğretmen öküz, öğrenci eşek” niteleyen toplumda, biz hala idealist takılıyoruz. AFERİN BİZE!
“ Tanrı Öğretmeni Korusun!”
2015/ Mudanya