- 1103 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MOLLA MESTAN..(5)
SAVAŞ...
Sarışabanın Olucak Köyündeki dostlarını ziyaret,baba oğula ilaç gibi gelmişti...
Kazanın en çalışkan yerleşkelerinden biri olan mekan,bölgede yetiştirilen en semiz ve leziz koyunlarında merkezi idi...
Köyün girişindeki asırlara meydan okuyan büyük çınarın altında binlerce koyunun melemeleri
insanları çok değişik iklimlere götürüyordu...
Molla Mustafanın adaşım dediği güler yüzlü bir muhteremin evine geçtiler..
Yuvarlak bir tenekede hediye olarak getirdkleri,Molla Mestanın elleriyle sağdığı balla...
Hazırlanan öğlen taamını afiyetle yedikten sonra,ihtiyaç olunan koyun alışverişi ardından,kariyedeki tütün üreticileri ile bağlantılar yapıldı.....
Hane sahibinin,Molla Mestanın yaşıtı olan oğlu Hasan Efendi ile tesis edilen dostluk,o günün en büyük kazancıydı......
İki ebedi dost kurulan yeni Cumhuriyette yıllar süren hac yasağından sonra,birlikte çıkacakları bu kutsal yoculukla;dünya ve ukba arkadaşlığını taçlandıracaklar,kardeşliklerini ötelere taşıyacaklardı......
Kuloğullarından Hasan Efendi ile,Feyzullah Oğullarından.Mestan Efendinin ebedi dostluğu......
Bu birliktelik.Trabzon Vilayeti,Canik Sancağı,Bafra Kazasına kadar taşınacaktı...
Babasını ilk defa bu kadar müsait buluyordu Yazıhanesinde..İlk olarak Reji Şirketi hakkında bilgi istedi...
Molla Mustafa,oğlunun bu sorusundan oldukça memnun olmuştu...Demek ki ilgi can alıcı noktalara ulaştırmaya başlamıştı onu...O da memnuniyetle ,sorusunun cevabını aktarıyordu mahdumuna...
-Reji Şirketi her yıl 25 bin altın bedelle 30 yıllığına Devleti Alinin Tütün ve Mamullerini işleten bir yabancı menşeyli şirketler gurubudur...Devletin Duyunu Umumiyyeye olan borçlarını bu şirket işletme bedelleriyle öder..Üç ortağı vardır...Osmanlı Bankası,Viyanada kurulu Credit Anstalt,Berlinli Banker Blayhrud..Üçünde de yoğun hisseler İngiliz Finansör Yahudi Rothsehild Ailesinindir...Kraliçenin Sadık Bankeri...Üç Osmanlı İlinde Sigara Fabrikası bulunur..İstanbul Cibali...Selanik ve 1887 yılında yapılan Canik Sigara Fabrikası...İç ticarette tek sorumlu bu şirkettir...Bütün Tütün Üretimimizin Ülke Genelinde %60 nı oluşturur bu işlem...İhracatında yarısı Rejinin elindedir,diğer kalanıda yani ihracatın yarısınıda,
Devleti Alinin vatandaşları bu ticareti yapar,yani Tüm Ülkenin yaptığı üretimin binde üçü bile değildir bizim yaptığımız dış ticaret.....
Tütün İhracatının da büyük kazancını başta Reji Şirketi olmak üzere Selanikli Yahudi Tüccarlar elde ederler,bizim gibi öz vatandaşlarının sayısı iki elin parmaklarını zor geçer..Rejinin Tütünden bu topraklardaki kazancını yıllık milyonlarca altına kadar çıkaranlar bulunmaktadır..Devlet yıkıp devlet kurabilecek devasa kaynak,para.....
Abdülhamit Handan Filistinde toprak karşılığı Devletin borçlarını sıfırlamayı öneren Yahudi Gurubunun Lideri Lord Rothschild,Reji Şirketinin gerçek patronudur...
Molla Mestan o gün babasının anlattıklarından pek bir şey anlamamıştı ama gelecek yıllar bu İngiliz Aileyi beyninin en müstesna köşesine kazıyacaktı...Bir devletin malesef tütün pararaları ile yavaş yavaş yıkılıuşına şahitlik edecekti...
İtalyanların,Osmanlı Devletine Savaş ilan etmeleri şok etmişti onları...Nerdeyse yanıbaşlarında olan Çanakkaleyi, İtalyan donanmasının bombardıman etmeleri acizliklerini haykırır gibiydi...
Devleti Ali İtalya Krallığı ile savaşa girmişti...İngiliz Fransız destekli...
Büyük bir facianın işaret fişekleri atılmaya başlanmıştı bile...
Aylar önce Avusturyalı Direktör Bay Walther’in söyledikleri gerçek oluyordu...
Çanakkaleye kadar,ulaşmıştı savaşın korkutucu naraları..
Babası Katip Mehmet Efendi ile Sancak Merkezi Dramaya;İstanbuldaki yedek Galatasarayı İdadisinin sonucunu öğrenmek için gönderdiğinde çok karasızdı Molla Mestan....
Acaba bu seneyi yine Gümülcine Kayalı Medresesinde Hadis ve Tefsir bilgisini ilerleterek geçerebilirmiyim diye düşünüyordu...Ama babasının gayretini de kırmak istemiyordu...
Drama Hükümet Konağında, Galtasaray İdadisine telgraf, ilgili birim tarafından çekildi ve cevabı iki saat içinde ellerindeydi..
’İdadimizin bu seneki boş kontenjanları Trablusgarp Savaşına iştirak eden subaylarımızın mahdumlarına tahsis edildiğinden bu yıl için talebiniz karşılanamamıştır...Bilgilerinize rica olunur....’
Savaş umutlarıda alıp götürmüştü...Daha sonraki yıllar neleri götürecekti onu bu günden kimseler bilemiyordu...
Mahmatlıya Seferberlikle ilgili evraklar ulaşmıştı bile...Babasının kayın pederi,üvey annesinin babası;Sıhiye Çavuşu Şaban Efendiyede hazırlıklı ol tezkeresi gönderilmişti...Savaş Mahmatlıya kadar ulaşmıştı...
Sarışabanda mağazalarındaki masanın üzerindeki gazeteden Trablusgarp Savaşının gidişatını takip ediyorlardı...Gidişat hiçte iç açıcı değildi...İngilizlerin yapımı ölüm makinaları ilk defa bu savaşta kullanılıyordu...İngilizler Büyük Savaşın provasını ilmek,ilmek yapıyorlardı...
Manşet İtalyan uçakları Osmanlı askerlerini Bingazide bombaladı idi..Bu tarihin ilk uçakla bombardımanıydı...
Beyrut açıklarında iki Osmanlı savaş gemisi İtalyan hücümbotları tarafından batırılmıştı...
Daha fazla bakamadı gazeteye...
Yenice-i Karasudan aldığı on civarı el yazması Tefsir ve Hadis kitabı,Kayalı Medresesinde bu yıl okuyacağı kitaplardı...Bu ilim yuvası onun ruh dünyasını dinlendiriyordu,hocası Müderris Salih Efendi ile bu yılda dolu dolu geçecekti......
Gümülcinede duymuştu Devleti Ali tarafından boğazların kapatıldığını...Dünya ticareti büyük sekteye uğrayacaktı...Acaba bu yıl alınan tütün siparişleri Viyanaya ulaşabilecekmiydi....?
1912 nin yazı çok sıcak geçiyordu...Haziran sonu gelmesine rağmen bir dirhem tütün gönderilmemişti Avusturyaya,mustahsil perişandı tongalar, nerede nasıl depolanacaktı...Tütünler teslim edilemediğinden paralarıda ödenemiyordu......
Babasını Yazıhanede yine sıkıntılı yakalamıştı Molla Mestan...Hem Selanik Gazetesini gösteriyor hem de hayıflanıyordu...70.000 asker Balkanlardan İttihat ve Terakki Fırkası karşıtı olduğu için emekliye sevk ediliyordu...Bu düpedüz Balkanları düşmana teslim etmekti...
Eski yeni çekişmesi koca devleti bitiriyordu ama kimse farkında bile diğildi...
Babasını bu kadar asabi görmemişti Molla Mestan şimdiye dek...
Temmuzun ikinci yarısından sonra güç bela gemilerle sevkiyat yapıldı..Hatta büyük bölümü Karadeniz üzerinden Tuna kanalı ile Viyanaya ulaştırıldı...Ağustos sonuna kdarda mustahsilin ödemeler yapıldı...Bir nebze olsun rahatlamıştı babası,dolayısı ile Molla MESTAN...
Gerçekler,gazete haberlerine kadar düştüğünde; Bulgaristan,Sırbistan,Karadağ ve Yunanistanın birleşip Osmanlıya Savaş ilan ettiğinde iş işten geçmişti...İkmal yolları düşman tarafından kapatılmış...Doğu ve Batı Rumeli Ordusu arasındaki irtibat koparılmış üstünlük dünkü devletlere geçmişti bile..
1912 Ekim ortalarında Bulgarlar yakın çevrede görülmeye başladı...Bölgeyi savunmakla görevli Kırcaali Müfrezesi,Doğu Trakyaya çekildi...Akabinde Bulgar işgali başladı...Beşyüz yıllık topraklar düşmanın elindeydi artık...Zulüm günleri başlamıştı...Tarihler 1912 son aylarını gösteriyordu....
Molla Mestan hayatının en acılı günlerini yaşıyordu....
Annesizlikten sonra Vatansızlık...
Çok acılı günlerdi yaşadığı zaman dilimi....
Bulgarlar Çatalca yakınlarındaydı..Sırplar Batı Mekedonyayı,Yeni Pazarı Kosavayı almış,Dramada Bulgar askerleri geziyordu...Büyük Savaş çok çok hızlı başlamıştı.... Yıldırım Hızıyla...
İngiliz destekli Yunan Donanması Saroz Körfezinde,Selanik Körfezinde kuş uçurmuyordu...
Devleti yönetenler, çok gafil yakalanmıştı Balkan Savaşına...
Üvey annesinin babası savaşa Sıhiyye Onbaşısı olarak katılmış...Makedonyadan Şaban Efendinin şahadet haberi geldiğinde evlerini hüzün kaplamıştı...
Şehitlik Makamı paha biçilmez Teselileri idi...Hamd ettiler Mevlaya...
Şehidin iki oğlu Hasan ve Mümin dostlarına özlemle sarılırken,sırada biz varız Vatan.... Bizde şahadete hazırız der gibiydiler...
Kasım başı gelen haberler oldukça kötüydü...Yunanlar güneyden,Bulgarlar kuzeyden Selanik Şehrine doğru ilerliyordu çok yüzeysel bir direniş vardı karşılarında...Kentin Bulgarların mı yoksa Yunanlılarınmı olacağı tartışılıyordu artık...Molla Mestana bütün bu olanlar kabus gibiydi...Birisinin gelip bütün yaşananların rüya olduğunu anlatması...Kabusun bittiğini söylemesini o kadar istiyordu ki....
Hasan Tahsin Paşa,hiç direnmeden 2.Murat Hanın Şehrini Yunanlılara teslim etti...
Tarihler 8.Kasım.1912 yılını gösteriyordu...Lozanda yazdığı hatıratında;Bulgarlarda şehrin önündeydi ben tercihimi Yunanlılardan yana yaptım diyecekti...Divanı Harpte gıyabında idamla cezalandırıldı...Halk arasında 70.000 altına Selanik i sattığı konuşulacaktı...
Üzüntünün zirvesindeydi Molla MESTAN...
Pum demeden bir silah...
Verdik gitti Selanik...
Hüngür,hüngür ağlıyordu Molla Mestan...Kadim kent Selanik Yunanlıların olmuştu artık...Başta Yahudiler olmak üzere bütün gayri müslimlerin alkışları ile girmişti Yunan ordusu bu kadim kente..Müslümanlar katledildi ...Bine yakın Osmanlı Askeri cephanelikle birlikte havaya uçuruldu...Osmanlı 1913 Mayıs sonu yaptığı Londra antlaşması ile Edirne,Kırklareli dahil bütün Rumeli topraklarını kaybediyor Midye-Enez çizgisine çekiliyordu...
Bu Türk Tarihinin en kara günlerinden biriydi...Ya Rabbi bu dehşet gecesinin yok mu sabahı...?
Kendi aralarında toprak paylaşımında ayrılığa düştüler ve tekrar savaş başladı...Bu kargaşada Edirne,Kıraklareli kurtarıldı...İngilizlerden tehdit geçikmedi...Bulgarların Sözcüsü (!)....:
’Bu eyleminizle İstanbulun güvenliğini tehlikeye attınız...’
Belki Dramaya kadar kurtarılabilecekti Vatan Toprakları ama Meriç sınır kabul edildi Osmanlı tarafından...
Molla Mestan yine elem içindeydi...Bir ağırlık vardı iç dünyasında...Neden neden ama Usturmaya kadar Müslüman Topraklar kurtarılmamıştı....BUNDA İNGİLİZLERİN TEHDİDİ Mİ ENGEL OLMUŞTU.....?
Gümülcine Kayalı Medresesine gidecekleri hafta, gözleri kan çanağına dönmüştü...
Babasının ikazı gecikmedi...Müslüman Şahsiyet,zor anları gayretiyle,fiiliyle,duasıyla değiştirmekle memurdur...Bizde onun gayreti içerisindeyiz...1913 Ağustos ayında...
10 Ağustos 1913 Bükreş Antlaşması ile Doğu Trakya Türklere,Batı Trakya Bulgarlara,Doğu Makedonya Sarışaban,Kavala,Drama Yunanlılara bırakılıyordu...Yani Molla Mestanın iş yerleri Yunan İşgalindeyken,Mahmatlı nın bulunduğu Karasu Nehrinin doğusunda hakimiyeti Bulgarlara geçiyordu...Beş gün sonra Enver Paşa Batı Trakya Müslüman Türklerini korumak üzere Kuşçubaşı Eşref komutasında 116 kişilik Gönüllü Müfrezesini Bölgeye yolluyor halk arasında sevinçle karşılanıyordu bu karar...Savaş yapılmadan Kırcaali geri alındı,31 Ağustosta Gümülcine,1Eylülde İskeçe kurtarıldı...
Medresede Mollaların yanında askerlerde bulunuyordu...Süleyman Askeri Bey Savaşın genel durumu ile ilgili bilgi verdi...Durum hiç iyi değildi...Hocası;Müderris Salih Efendideydi söz...
-Muhterem Hazirun memleketin gerçeklerini Süleyman Askeri Efendiden dinlediniz..
Benim konuşacaklarım kısa ve öz olacak...Bu gün,muhterem heyetle yaptığımız üç günlük istişare sonucunda...Batı Trakya Müstakil Cumhuriyetinin kurulmasına karar verildi...Bizim için Cumhuriyetin özü önemlidir...MüslümANLIK VE TÜRK KÜLTÜRÜ CUMHURİYETİMİZİN özünü oluşturacak...Burada bulunan değerli heyet Reisi Cumhuru reyleri ile seçecek...Şimdiden Cumhuriyetimiz İnsanımıza hayırlı olsun..Allah daim kılsın..
İleride Öz Vatanımızla birleşmeyi nasib etsin...
’Üç kişinin isabetsiz kararlarından daha hayırlıdır her zaman,Cumhurun kararları....’
Hoca Salih Efendi Batı Trakya Müstakil Cumhuriyetinin ilk Reisi Cumhuru seçildi...
Toplantıdan çıkarken Molla Mestanın yüzünde güller açıyordu....
SELANİK’E AĞIT...
kadim şehir
artık bize uzaksın
yunana yakın
ikinci murat hanın emaneti
koıruyamadık o aziz kenti
bu ne gaflet yarabbi
bir silah patlatmadan
teslim ettik cananı
affet bizi selanik
şimdi hüzün zamanı
böyle gafil mi avlanmalıydı
bu milletin evlatları
hasan tahsin paşa
ihanetini unutturmayacak
öz vatanın insanları
şimdi hüzün vakti
ağla gözüm ağla
tarihler
sekiz kasım bindokuzyüzoniki
karalara boyandı kanuninin görkemli hisarı
ah eman vah eman
kimlere kaldı vatan
Fon Müziği:Bülbülüm Altın Kafeste(Selanik Türküsü)
Youtube.com/wach?v=pThuxkPzB8U
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.