- 983 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Toplum Vicdanı-Vatandaşlık Sorumluluğu, Yanlışa Göz Yummamayı Gerektirir!
Yıllardır ülkemizde yaşananlarla ilgili, malum gidişatla ilgili dile getirdiğim duygu-düşüncelerim konusunda bir dipnot düşmek istiyorum müsaadenizle...
Düşünecek olursam; şahsen benim, şahsi olarak benim ne akp’den, ne akp yandaşlarından-fanatiklerinden(körü körüne inananlardan demek daha doğru olur) ne başbakandan, ne cumhurbaşkanından velhasılı akp ile bir şekilde ilişiği bulunan hiç kimseden bir zarar görmüşlüğüm, bir kötülük görmüşlüğüm olmadı, olamaz!
Ben, olanlarla ilgili veryansın ettikçe kimse, benim akp’lilere topluca bir kinim-nefretim-öfkem-intikam alma gibi bir düşüncem var sanmasın. Böyle bir düşüncenin küçücük bir zerresi bile söz konusu değil...
Ancak, toplum vicdanı, vatandaşlık sorumluluğu diye bir durum var. Her şey kötüye giderken, insan aklını şaşırtan durumlar yaşanırken, sessiz kalmak; Hz.Ali’nin de dediği gibi "Dilsiz şeytan olmaktır!"
David Brower’ın dile getirdiği gibi; "Bu Dünya, bize Atalarımızın mirası değil, torunlarımızın emanetidir!". O nedenle, torunlarımızın emanetine en iyi şekilde sahip çıkmalı-koruyup kollamalı, günü gelince onlara en güzel şekilde emanetlerini teslim etmeliyiz.
Toplumsal vicdanımız ve vatandaşlık sorumluluğumuz bunu gerektirir. "Bize dokunmayan bin yaşasın...", mantığı ile yaşamak, anlamsız, faydasız ve çok tehlikeli bir düşünce yapısıdır.
Zira, bazı şeyler "iki ucu keskin bıçağa" benzer. Allah korusun, bu gün seni keserse, yarın da döner beni keser.
Demokrasi, halkın kendi kendi yönetebilmesi temelleri üzerine dayanır. Yani, "Egemenlik, kayıtsız-şartsız Milletindir!". Dolayısıyla, fikri-ilmi-vicdanı hür insanlar olarak, herkes özgür iradesi ile kendi duygu-düşüncelerini dile getirme hakkına sahiptir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
19/11/2016
Perihan METİN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.