- 687 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GARDAŞLIK
Günlerdir bir ağrı geliyor,kalbimin tam üstünde duruyor.Nefesim daralıyor,sesim kısılıyor.Düşünüp duruyorum!
---Acaba neden?Niye bu ağrı bu kadar göğüs kafesime bastırıyor?
Sanki canımı alacak gibi nefesim daralıyor,gözlerim kararıyor.Bir çok bahaneler düşündüm hiç biri değil.Günlük hayatım normal devam ediyor.Ama bende bir anormallik var.Bende ki bu sıkıntı bir türlü geçecek gibi değil.
Sonunda bugün bu sırrı çözdüm.Kalbimi sıkıştıran ve başımı bu kadar ağrıtan,bizim Gardaşlık!
Kim diye sormayın?Zaten sizlere biraz sonra anlatacağım.
Bizim oralar da kadın tarafına Ahretlik,erkek tarafına da Gardaşlık diye hitap edilir.Bazı yerler de bu Gardaşlığın karşılığı da Kirvedir sanırım.Gardaşlık ne ise Kirve de odur.İkisi de kıymetli saylır.
Adam eşine;
---Bizim Ahretlik,der!Analarsın ki, hanımından bahsediyor.
En yakın arkadaşına da;
---Bizim Gardaşlık,der.Anlarsın ki,canından çok sevdiği arkadaşıdır.Genellikle askerlik arkadaşları olanlar bunu çok kullanır.Ama bizim gibi arkadaşını sevenlerde bunu sık sık kullanırlar.
Bu kadar açıklamadan sonra biz hikayemize dönelim;
---Seni arıyordum Gardaşlık,dedi.
---Hayırdır,dedim?Neden arıyorsun?
---Biraz işim var da!...
---Ne işi ,dedim?
Önemsiz bir iş gibi;
---Hiç,dedi…Önemli değil.Bankaya kadar gidelim bir imza atacaksın.
Yüzüne baktım.O hiç oralı bile değildi.
Gidiyordu.
Arkasından seslendim;
---Ne imzası,dedim?
Geri döndü;
---Hiç dedi,Gardaşlık.Biraz para çekeceğim de kefil lazım bankaya..
Olduğum yerde kaldım.Çocukluk arkadaşımdı.İlkokulu köyde birlikte okumuştuk.Ben okumuş öğretmen olmuş,o da okumamış köyde kalmıştı.Şimdi Gardaşlığından bir iyilik istiyordu.
---“Yapmalımıym acaba?”diye düşündüm!
Bu yaşıma kadar kaç kişiye kefil olmuşsam hepsi beni kandırmış,yüz üstü bırakmıştı.Borçlarını ödememişler hep ben ödemek veya ödettirmek zorunda kalmıştım.Maddi ve manevi çok zorluklar çekmiştim.Defalarca tövbe etmiş,dayanamamış yine yakın arkadaşlarıma kefil olmuş,yine çok zorluklar çekmiştim.Kısacası artık;
---Kefilliğe yeminliydim,diye bilirim.
Bunu birden diyemezdim.
---“Gardaşlığım benden bir iyilik istemişti.Bunu mutlaka yapmalıydım.”
---Ama nasıl?
İlk hanımı ölmüş,ikincisini evlenmişti.Birinciden çocukları vardı.Hepsi evlenmiş gitmişti.Şimdi ki hanımının da babasından maaşı vardı.Kesilmemesi için resmi nikahı yoktu.Metres olarak yaşıyorlardı.
---Hanımın maaşı var,dedi.Onun üstüne çekiyorum.
---Ama sen kullanacaksın,dedim.
---Tabii dedi,benim paraya ihtiyacım var.Hanım parayı ne yapsın?
---Doğru,dedim.Hanımın parayı bilmez ama onun adına çekiyorsun.Onun maaşından kesecekler.O yemesini bile bilmez?Parayı ancak sen yersin.
İçimde bir sıkıntı olmuştu.Eşim aklıma geldi.Kaç kez;
---Bey, sakın ola bu devirde kimseye kefil olma.Kardeşin bile gelse para ver ama kefil olma diyordu.
---Gardaşlık dedim,parayı elin adına çekiyorsun,kefiller de el sayılır.Sen afiyetle yiyeceksin.Allah göstermesin birinize bir şey olursa bunu benim ödemem lazım.Bense senelerdir kefil olmamaya
yeminliyim…
Durdum.Derin bir nefes aldım.
Sonra sordum;
---Şimdi nasıl olacak bu iş?
Bana baktı,elini salladı.
---Yahu Gardaşlık,dedi.Sen de çok derin düşünüyorsun!Bu kadar pirpirikli olma.Karı benim, sen de Gardaşlığımsın ne olacak yani? Hiçbir şey olmaz.Biz öderiz.
--- Yok,dedim.Kusura bakma.Böyle yanlış işlerde ben yokum.
---Peki ne olacak şimdi,dedi?
---Kolay,dedim.Gel şimdi ben senin afiyetle karnını doyurayım.Bugün benden canın ne çekiyorsa ye..
Üstüne de birer bardak su içelim.Sonun da yapacağımız işi başında yapalım.Peşin olsun.Gardaşlığın da seni kırmamış olsun.
Çok kızdığı belliydi.
---Bırak kalsın,dedi.Kırk yılın başı bir işimiz düştü,onu da sen yapmıyorsun.Böyle Gardaşlık mı olur?
---Böylesi daha iyi olur,dedim.Sen iki köylü bul,onları kefil yap.Bana da hiç söylememiş ol.
Yüzüme bile bakmadan çekti,gitti.
Ben unuttum.Aradan bir yıl ya geçti ya da geçmedi.
Bizim Gardaşlığın selası verildi.Önce inanamadım.Bildiklerime;
---Hayırdır,dedim…Bu bizim Gardaşlığın selası değil mi?
---Evet,dediler.Gece vefat etmiş.Kalp krizi geçirmiş.Hastaneye bile yetiştiremediler.
----Allah rahmet eylesin,dedim.
Sorduklarım bizim Gardaşlık olduğumuzu biliyorlardı. O yüzden bana;
---Başın sağolsun,Allah rahmet etsin,dediler.
Ben de ;
---Dostlar sağolsun,dedim.
Daldım gitti.
Her şeyi öylece kaldı..
Hanımı ve kefili kimse şimdi onun aldığı parayı ödüyorlar.Bizim Gardaşlık öteki dünya da bunun hesabını nasıl veriyor,bilemiyorum.Bense kefil olmadığım için ne sevineceğimi ne de sevinemiyeceğimi biliyorum. İyi ki Gardaşlığıma uyupta kefil olmamıştım.
Şimdi kalan borcu ben de ödemeye devam edecektim.Bu zamanda bu emekli parasıyla nasıl öderdim bilemiyorum?
Bazen diyorum,insan içinden geçenlere uymalı ki,ilerde olacak hatalardan kurtulsun.Sonra elin yediği parayı ödemesin.
Bunun için insan sevinir mi, ben seviniyorum ama yine de üzüntü duyuyorum.Keşke hiç biri olmasaydı.Gardaşlığımla Kardeşçe ayrılsaydık!
Daha güzel olurdu sanırım?Olmadı işte ne yapalım?Takdir-i ilahi böyle imiş.
Kemal DOĞANAY