- 425 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Fabrika mı,fuhuş mu?
Yarın 20 Kasım.
BM’ce kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesinin kabul edilişinin 27.yılı.
Kendisine "insanım" diyen herkesin bu sözleşmeyi okuyup,çocukların evrensel haklara sahip olduğunu kabul edip,onlara sahiplenmesi güzel bir olay/davranıştır.
Ülkemiz de bu sözleşmeyi imzaladı ama bazı çekinceler koyarak.
17,29 ve 30.maddelerine.
İki gündür çocukları tacizine yönelik yapılan "itirazların" hiç bu maddelere yönelik ortaya çıktığını gördünüz mü,duydunuz mu bilmiyorum.
Benim çevremde yoklar !
Mesela Almanya’nın da "çekinceleri" vardı 1992’de ama 18 yıl sonra kaldırdılar.Bizim bu üç maddedeki "çekincelerimiz" 1994 ’ten beri devam ediyor.
Ama çocuğun bedenen istismarı üzerine koparılan fırtınaya bir bakar mısınız?
Meclis’te "tasarı" halinde sunulan teklif başka şey,itiraz edilen durum başka şey.
Her şeye "ideolojik" bakıp,toplumu "germede" maalesef mahir bir ülkeyiz!
Ortada tacize bağlı bir durum yok anladığım kadarıyla.Tacizcilerin affı ise kesinlikle söz konusu değil.
Sadece erken evlenenlerin bir defaya "mahsus" -o da bir tarihle sınırlı-"cezasının ertelenmesine" dair teklif var.
Sakin kafayla oturulup,bunun tartışılması gerekir bence.
Ancak her şeyi "kabul-ret "ikileminde görmeyiz.
Gelelim başlığa:
1985 ’li yıllarda dünyanın en fakir ülkesi olan Bangladeş’te de tekstil fabrikaları açılıyordu,ülkemizde olduğu gibi.
"Ucuz iş gücü" önemli bir motivasyondu tabi.(Buna neden olan küreselleşme olgusu başka bir yazı/yazıların konusu olacak derindir de.)
Genellikle kız çocukları fabrikalarda işçi olarak çalışıyordu.
Sendikalar "çocuk işçi çalıştırmak" ILO sözleşmelerine aykırıdır,suç işliyorsunuz diye patronlara itiraz ediyorlardı haklı olarak.
Patronlarda buna ses kulak verdiler ve haklı olarak "suçlu "duruma düşmemek için kız çocuklarını çalıştırmaya son verdiler.
Sorunu "çözmüştük "sanırım!
Ama kazın ayağı hiç de öyle sonuç vermedi.Çünkü toplumsal olaylar "ideolojik" gözlükle görülemeyecek kadar karmaşık /girifttirler.Farklı bakış açılarıyla en "makulü" bulmaya çabalamak gerekir;"at gözlüğüyle" bakmayı değil.
Evet,kız çocukları kapı önüne konuldu ve bir "emir" yerine getirildi.
Lakin kız çocukları ertesi günü de "fuhuş batağına" savruldular!
Şimdi düşünmemiz gereken şu:
Fabrikada usulsüz de olsa çalışmak mı daha insanı,yoksa bedenini para karşılığı satmak mı?
Bu çözüm oldu mu şimdi?
YORUMLAR
Sayın yazar, Meclis’te "tasarı" halinde sunulan teklif başka şey, itiraz edilen durum başka şey, demişsiniz. Ve eklemişsiniz, 'Ortada tacize bağlı bir durum yok anladığım kadarıyla. Tacizcilerin affı ise kesinlikle söz konusu değil.
Sadece erken evlenenlerin bir defaya "mahsus" -o da bir tarihle sınırlı-"cezasının ertelenmesine" dair teklif var..."
Sizin yazılarınızı genelde okuyan ve tutarlı bulan biriyim. Bu yazınızı da feyzlenerek okudum.
Neymiş, ortada tacize bağlı bir durum yokmuş. Ve tacizcilerin affı diye bir şey söz konusu değilmiş... Doğru anlamışım değil mi efendim?
Evet haklısınız, insanlar tacize tepkili değil, cinsel istismara (küçük yaşta çocuğa tecavüze) tepkili. Yani mecliste taciz, halk dilinde tecavüz. Biri ötekinden farklı gerçekten de...
Yalnız anlayamadığım, erken evlenenler derken yaşı küçük çocukların evliliğinden mi bahsediyorsunuz? Yani yaşı 15'den küçük çocuklardan... zira 15 yaşından büyük olanlar karşılıklı rıza ile zaten evlenebiliyorlar. Şimdi de yaşı 15'den küçük olanlar da karşılıklı rıza ile evlenebilmeli _bir defaya mahsus olarak mı demek istiyorsunuz? Bu tutarsız halk Meclisteki önergeden o anlam çıkıyor diye tepki gösteriyor ya, ben de anlayayım dedim...
Her zaman ki gibi yararlı bir yazınızı okumak yararlı oldu efendim. Nice yararlı, edebi yazılarınızı okumak dileğimle. Saygılar._
sabri ayçiçek
Ben burada iki konuya dikkat çekmek istedim.
İlki Çocuk Hakları Bildirgesinin ilgili maddelerine hiç "ses "çıkarmayanların birden bire bu konuya dikkat çekmeleri bence çok sağlıklı olmasa gerektir.
Ayrıca benim olayı anlamam,aynen yazdığım gibi:Küçük olup da evlenmiş olanların "cezalarının" ertelenmesi burada konuşulan.Bu illaki "tacize" bağlı olmuş olamaz ki.Karşılıklı "rıza" ile olmuş ve bu durumda "erkek" genelde cezaevine düşmüş.Konuşulan / üzerinde değerlendirme yapılanlar genelde bu durumda olanlar.Yani en azından benim anladığım bu.Yoksa çocuklar "evlensin" diye anlamadım teklifi.Ancak konunun "nazikliğini ben de biliyorum.Her şeye "hayır" ya da "istemezük" diyenlerin halidir bence sorun olan ve "ideolojik" bakıştır!
Kaldı ki tacizcilerin "affı"na dair bir kelam bence yok.(Tabi ki benim bakış açımdan...)
Sanırım dilimin döndüğünce halimi arz eylemiş oldum.Selam ve iyi akşamlar dileğimle!