SENDEN BAŞKA HİÇ KİMSEM YOK
Ben seni çok sevdim de sen beni hiç sevmedin. Sevseydin beni görmek isterdin, gömmek istemezdin böyle canlı canlı. Haberin var mı benden? Yaşıyorum ama nafile... Yapmacıktan gülüyorum, yalancıktan konuşuyorum. Ben senden sonra içten hiç gülmedim.
Kar yağıyordu lapa lapa. Aylardan Kasım’dı, yüreğimde dağ kadar sancım vardı. Bu sancı, ülkenin en batısında yaşayan bir yüreğin tam da ortasından doğup geliyor ve ülkenin en doğusunda olan yüreğimi delip geçiyordu. Acının fay hattı tam da yüreğimden geçiyordu.
Yoktu böyle bir ağrı.
Bir tuttu mu ilaç falan da kâr etmiyordu.
Bağrım açıktı, göğsümü ıslatan kar mıydı yoksa gözlerimden dökülen yaşlar mıydı?
Hüzün yağıyordu, gönlümü kapa kapa.
Islanıyordum, titriyordum, terk ediliyordum.
Ve kardan daha beter ağlıyordum, eriyordum, tükeniyordum.
Nefesim buz kesiyordu, içim yanıyordu, kalbim kanıyordu.
Yok muydu bana can veren?
Yok muydu ses veren?
"Ağlatma beni, ağlatma beni" diye haykırıyordum akşamın geceye yaklaştığı saatlerde. Karanlık daha bir koyulaşıyordu her taraf zifir kesiliyordu. Evlerde perdeler, sokaklarda el ayaklar çekilmişti.
Solgun ışıklar süzülüyordu evlerden.
Cılız sesler geliyordu.
Uzaktan uzağa arabalar geçiyordu; korna sesleri geliyordu, köpek sesleri...
Sokak lambasının altında bir bank vardı, bankta ben vardım ve bir de hayalimdeki kadın... Vardı ama yoktu, resmi donuktu, hava soğuktu, ortam boğuktu. Hani gökyüzünü koysaydılar ciğerime yine de nefeslenemezdim.
Boğuluyordum.
"Benim senden başka hiç kimsem yok." diyordum.
Karşımda duvar vardı sanki, taş vardı.
Ey sağırların en sağırı!
Yüreğin kireç mi bağlamış?
Yoksa hayal miydi bütün bunlar?
Tek miydim bankta?
Hayal de olsa sevmiştim yürekten.
Rabbim!
Ben onsuz ne yaparım? Sonsuz hüzünlenirim, hadsiz acılanırım, sancılanırım hesapsız, gece gündüz ağlarım. Mendilim mi var silmeye göz yaşlarımı? Teselli edenim mi var sımsıkı sarılmaya? Saçlarımı okşamaya ellerim mi var arzu ettiğim?
Aylardan Kasım’dı.
Onun yası benim yasımdı.
Rabbim!
Ben onsuz nasıl yaşarım? Gözyaşlarımı içime akıtırım. Aklımı oynatır, kalbimi karartırım. Gözlerimi kör eder, kollarımı keserim. Dilimi kopartır, gülüşlerimi asarım.
Sokak lambasının altında kar nasıl da yağıyordu.
Nasıl da göze hoş geliyordu.
Onu arıyordum her kar tanesinde, eşsiz güzelliğini, erişilmezliğini ve başkasına benzemezliğini... Kristal bir kar tanesiydi o benim gözümde. İdealize ettiğim hayalimde, uğruna kendimi beter ettiğim. Gözümde ondan başkası yoktu, başkası gözüme yüktü.
"Benim senden başka kimsem yok bu dünyada" diye haykırıyordum sokaklarda.Ve sen yoktun bende. Ayaz yemiştim, terk yemiştim.
Avazım çıktığı kadar susuyordum. Bu ne çıldırtan bir sensizliktir hüküm sürüyor bende. Bu ne yaman bir çelişkidir. Seviyorsak eğer; sen ne, ben ne? Biz’e kıran mı girmiş?
Kasım’dı.
Gelip geçenler vardı sağımda solumda.
Sokak lambasının altında bir başımaydım.
İliğime dek yalnızlığa bulaşmıştım.
İki yakam bir araya gelmiyordu bu sevdada.
Ve yazdığım her yazıda seni sevmekle suçlanmıştım.
Böyle suça canım kurbandı.
Ben seni çok ama çok sevdim. İdrakin almaz çünkü bu kadar büyük bir sevdayı kaldırmaz. Başkasını bir ömür boyu yok saydım. Çünkü bu can senden sonra başkasına yaşamaz. Kar yağmaya devam ediyordu. Ve gecenin dibine doğru beyazlar içinde yürüyordum. "Seni sevmekten başka bir şey bilmiyorum." diye diye.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.