- 327 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bilemiyorum Yani!
Bilemiyorum Yani!
Bazen bir akarsu kenarında otururum, bir söğüt gölgesine…
Şapkamı dizimin üzerine ya da önüme koyar…
Elimi başıma dayar ya da şakaklarımı ovar, düşünür, düşünür, düşünürüm.
Bu milletin çoğu yoksullukla iç içe yaşar, yarı tok, yarı aç hayatını idame ettirmeye çalışırken, gayet saf, masum, halisane ve iyi niyetle dini vecibelerini yerine getirirken; bazı işlerle uğraşanların çoğunun paraya para demeyenlere akıl sır erdiremiyorum.
Ekonomik verilere baktığımızda, her geçen gün yoksul ile zengin arasındaki makasın zenginlerden yana daha çok açıldığını görüyoruz.
Bilemiyorum yani!
İçinden çıkamıyorum!
***
İnsan bazen içinde bulunduğu zamana ve mekâna bir anlam veremiyor.
Hele söylenenlere ve yapılanlara hiç anlam veremiyor.
Kendini soyutlamaya çalışarak, kimi zaman içine kapanıyor insan.
İçindekileri dışarıya vuramıyor.
Yani içi, dışına yansımıyor.
Nerede olduğuna, neler yaptığının farkında olamazken,
Kimi zaman, ırmak misali akıyor da akıyorken.
Kimi zaman, önüne ne gelirse alıp gidiyorken…
Kimi zaman, bir çağlayan misali çağladıkça çağlıyor.
Kimi zaman da bir göl misali durgunlaşıyor, durağanlaşıyor.
İşte, o en tehlikelisidir, bilir misiniz?
***
Bazı insanlar vardır, ezerek, sıkıştırarak, küçülterek pantolonun cebine koyası geliyor.
Tabi her canın istediğinde, çıkartıp iyice bir dövmek ve yüreğin soğuduğunda da, tekrar yerine koymak gerekiyor.
***
Yaş ilerledikçe, insan daha çok neler yaptığının ve neler yapamadığının çetelesini tutuyor.
Neler bilip, neler bilmediğinin hesabını daha iyi yapıyor.
Okunmayan kitaplar, yapılmayan bazı aktiviteler, nihayete ermeyen bir takım çalışmalar…
Bazıları yüzünden hayattan ne kadar soğuduğunu, bazıları yüzünden hayata dört elle sarıldığını daha iyi görüyor.
Yaşadıkça, okudukça, öğrendikçe, aslında ne kadar çok şey bilmediğini rahatlıkla anlayabiliyor.
O yüzden, yapabileceğiniz bir şeyi sakın ola ertelemeyin.
Kerim BAYDAK
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.