- 641 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
GÖZLER!
Gözlerin bozulmuştur; okumaktan ya da yazmaktan. En büyük ihtimal de genetikten gelen bir deforme oluş. Rahmetli baban da öyleydi. Gözlüklerini taktığında ismi belirsiz profesörlere benzerdi. Kalın kenarlı camlar. Manda gözleri gibi beyazı irileşmiş gözler. Rahmetli babanın gözleri görmez olunca simyacıların telkinleriyle denemediği ilaçlar kalmamıştı. Adamcağız kimlere inanmamıştı ki. Gözlere patates kapatma, limon sıkma, lahana yaprağı bağlama. Aman Yarabbi! Ne yapsın adamcağız. Para yok ki. Cep delik cepken delik misali. Neyse sen babandan şanslı sayılırsın. Zaman teknoloji zamanı. Hele de sosyal güvencen ya da paran varsa kimseye emmi dayı demeden sırat köprüsünden bile geçersin.
Bir zamanlar, şimdi olduğu gibi okuduğun romanların, seyrettiğin filmlerin etkisinde kalır, günlerce ruh gibi gezerdin. Hele de son izlediğin Şener Şen- Müjda Ar’ın Arabesk filmi yok mu! Allahım kör et beni diye diye kör oldun işte. Bir daha öyle her şeye özenir misin. Olacağı bu işte.
Neyse körlüğün de kıyak tarafları olduğunu son anda anlayınca biraz gönlünü serin tutup kafayı yemekten kurtuluyorsun. Hesabına gelmediklerini görmedim ki deyip es geçiveriyorsun. Bazen öyle yazılar okuyorsun ki hiç okumasam daha iyi olacaktı diye hayıflandığın olmuyor değil. Bu nasıl ifade tarzı anlamış değilsin. Yoksa yazarı, yeni bir edebiyat akımının temsilcisi mi acaba diye düşünmeden edemiyorsun. Paragraflar yarım sayfa neredeyse. Paragrafın başından sonuna dek virgül mirgül yok. Zaten sona geldiğinde ne anladığını da aklında tutamıyorsun ki. Neyse canım; her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır diye gülüp geçiyorsun.
Off gözler offf!
Bu gözler, neler görmedi neler. Ne insanlar tanıdı insanlıktan nasibini almamış. Dış görünüş mükemmel, kalantor, iki dirhem bir çekirdek yani neye sayarsanız sayın hepsi tam teşekküllü Cevat Kelle misali. Gel gelelim adamın- kadının medeniyetten haberi yok. Burun, alçak dağları ben yarattım havalarında. Zavallı bir pazarcıdan bir kilo soğan, patates, v.s. alacak ya adamcağızı yerden yere vurmadığı kalıyor. Ulan sen önce kendini yont, biç, düzelt de azıcık kendine gel be! Düşün o küçük gördüğün patatesçi(!), dışarının ayazında köpekler bile donarken ve de sen sıcacık yatağında film çevirirken; ekmek parası için gecelerin zifiri karanlıklarında sokaklara çoktan çıkmış oluyordu. Bundan böyle sakın hor görme garibi. Teşekkürü çok görüyorsan sükût altınmış, bunu bari hatırla…
Gözler!
Ne güzeller görmedi ki! Hilal kaşlı, ceylan bakışlı, biblo belli, kelebek dudaklı. Daha doğrusu bir içim su! Ama! Ruhta bir şey yok. Tenekeden gelen ses gibi tın tın! Demek ki tılsım yürekteymiş!
Doktorun koltuğuna oturuyorsun.
“ Karşıya bakınız beyefendi. “
Bütün harfleri ters söylüyorsun. Doktor da şaşırıyor! Bir daha bir daha okutmaya çalıyor karşıdaki ışıklı panoyu!
“ Boşuna uğraşma doktor bey ”
“!”
“Kör et, bu dünyayı zindan et bana!”
“ Derdin ne beyefendi!”
“ Bıktım artık çakma hayattan!”
YORUMLAR
Seni o kadar çok seviyor, o kadar iyi tarıyorum ki.
İnanır mısın yazının başlarında anladım sözü nereye bağlayacağını.
Bilirim haktan adaletten güzelliklerden yana olduğunu.
Ve... Bilirim bozuk düzeni sevmediğini.
Bilirim pislikleri görmek istemediğini.
Biliyorsun seni severim.
Bilirim sen de beni seversin.
İdare edelim be Ayhanım...
Öptüm gözlerinden
Ayhan Sarıkaya
Selamlar.