- 772 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Keyfo
1970 ’li yılların sonuydu.
Milli Eğitim de sık sık "Keyfo" adı geçer ama ben ne olduğunu bilmediğim için susardım!
Bir gün büroda "Bu Keyfo da kimdir,nedir,necidir?" diye soracaktım oldum ki,epeyce insan,
-Yahu haberin yok mu,bu İdil İlköğretim Müdürüdür dediler.(İdil ilçesi,1990 yılına kadar Mardin’e bağlıylı,şimdi ise Şırnak’a.)
Adı ya da lakabı olan "Keyfo" çok ilgimi çekmişti.
Bir gün gelir de inşallah "görürüm de sorarım" bu adı diye düşündüğüm de olmuştu.
Nihayet bir gün büroda,
-Ben İlköğretim Müdürü Keyfhüsran D....diyen sesi duydum.
Lakabı kadar adı da ilgimi çekmişti.
Yahu Keyfhüsran Bey,bu adın çok ilgimi çekti,hayırdır nasıl oldu bu ad ki,hem "keyif" hem de "hüsran "yan yana geldiler diye sordum.
Valla adı gibi muzip bir adammış!
Başladı konuşmaya,sanki doğduğu anda her şeyi "yaşamış" ve "görmüşcesine"!
-Hocam bilirsin,bizim buralarda erkek çocuk makbuldür.Benim doğduğum gün,babam bağda çalışırken,müjdeyi almış!
’Müjde müjde,bir erkek çocuğun oldu" demişler.Adam "keyfe" gelmiş,koşarak İdil’e ve dolayısıyla eve gelmiş.Bir de ne görsün?Kara,kuru ve çirkince bir çocuk."Hüsrana" uğramış.Aynı anda iki duyguyu yaşadığı için de,"Ha bunun adı ’Keyfhüsran’ oluversin deyivermiş.
Sonra babama sormuşlar:Bu ad nereden çıktı diye?
O da,bağda doğumu duyunca "keyiflendim" ama gelip,görünce de "hüsrana" uğradım.Ondan bu ad ona yakışır demiş.
Ve halk arasında,söylemesi zor olduğundan isim "Keyfo" olarak kalmış.
....................
Şimdi aradan yıllar geçti.
Bu espriyi zaman zaman "hüzünle" yad ederim,terörün bu esprileri kaybetmemize bile sebep olduğuna hayıflanırım!Giden canlarımızın dışında.
Kısaca baskı,şiddet ve kan "ağzımızın tadını" da bozdu.
Oysa espri ya da mizah,dünyanın en ciddi işidir.
Üstelik insanı gülerken bile düşündürürcesine.
Tıpkı "Keyfo"nun kendi adını "ti"ye alması gibi ya da aldığı gibi!