- 828 Okunma
- 10 Yorum
- 3 Beğeni
UTANILASI GERÇEKLER
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
UTANILASI GERÇEKLER
Bin ders vardır hayattan, saygıyla ruhumuza geçen.Beşer, hem anadır,hem öğretmen ; sever , döver, öğretir,doğanın acımasız lokmasını, yutturur su gibi hava gibi .Bazen çiçekten, bazen topraktan,bazen de bir hayvandan alır dersini insan .Hiç ders almak istemiyorsan yaşamın çizgisinde,ya gözlerinin kör olmuştur,ya da kanın donmuştur ,kalbine beynine hayat götüren
Bin dokuz yüz yetmiş dokuz kışı, bir acayip geçmiştir doğuda.Eksi otuz yediyi Patnos, eksi kırk yediyi Erzurum, eksi kırk beşi Ağrı görmüştür. Kurt ve çakal sesinden uyuyamadığımız,nöbetlerin on dakikaya düşürülüp elbise ile yatığımız, buzlukta yaşadığımız bir kıştır, unutulmaz. iki yıl önce Sivas’ın bir köyünden erlerimden birinin yavruyken getirdiği bir köpeğimiz vardı.Kaç günlük oğlum bu? Çok da yavruymuş , keşke sütten kesilmesini bekleseydin. Annesine araba çarptı izine gittiğimde komutanım .Müsade ederseniz, ben kantinden süt alıp onu beslerim. Çok üzüldüm,onu benim Pars’ın yanına koyalım, garajda bakarız.Bunun kurt pençeleri de varmış. Belli ki iyi bir cins .Adı ne bunun? Co komutanım. Oğlum bu dişi, Co ismi pek olmadı ama haydi biz de ona Co diyelim. Sağ olun komutanım.Babam bunun anasını Hara’dan almıştı bir görseniz çok iri bir Kangaldı.Babası da çok güzel.
Elimizle süt içirip , hayatta kalması için vitaminler vererek büyüttüğümüz Co ‘yu ,yine Kangal cinsi bir erkekle çiftleştirmiştik.Ne cilveli bir dişiydi. Alayın bütün köpekleri onun peşine düşmüştü ama bakıcısı sadece komşu bölüğün erkek Kangal’ına müsade etmişti . Asil ırkını böyle koruyacaktık .Onun doğumunda başında bekleyip , dokuz yavrunun ebeliğini yapmıştım.Topaç gibi yavrular ,süratle büyüdükçe onlara da isimler takmıştık.Onu getiren er, iki yavruyu götürmek istiyordu teskeresini alırken.Yavrular iki buçuk aylık olmuş, anaları onların sütten kesilmesini istiyor,adeta onların memelerine batan dişlerinden kaçıyordu.Benim de inci gibi dişler yüzünden elim ayağım hep sıyrıklar içindeydi. Dokuz topaçın elimdeki mamalara saldırmaları yaşanması gereken bir lütuftu bence.
Bir bahar akşamı nöbetçi amiri olduğum alayımdan yoklama alıyordum.Karşımda en az üç bin kişi vardı.Hemen sağ tarafımda duyduğum bir inlemeye kafamı çevirdiğimde, zayıf bir sokak köpeğinin doğurmakta olduğunu gördüm.Elimle , aman yaklaşmayın işareti yapıyorken,arkamda uçan bir yarım tuğlanın , doğurmakta olan annenin tam kafasına isabet ettiğini ve hayvanın can havliyle koşmaya çalıştığını,arkasında ona göbeği bağlı ve plesenta içindeki yavruyu görmüştüm.Birkaç metre sürünlendikten sonra kopan göbek bağı ile toz toprak içinde önümde yatıyordu. Su götürerek o yavruyu yıkayıp göbek bağını kestiğim an ,onu koklayan Co ile göz göze gelmiştim.Yavruya ağzına almak istiyor,plesentasını yalıyor,üzüldüğünü belirten sesler çıkartıyordu. Doğum yapan köpek kafasına gelen tuğlanın acısı ile kaçıp gitmişti.Co’nun başını okşayarak onun ağızına bırakmıştım yavruyu.Haydi bakalım Co,bu garip de senin yavrun olsun.Annelik sadece doğurduğunu korumak değildir.Sen bütün yavruların annesisin.İçindeki analık duygusunu bu zavallı öksüzden esirgeme. Adını Garip koyduğumuz bu yavruyu o kadar güzel büyüttü ki.Diğer yavruları sütten yavaş yavaş kesilmiş ve bu tek yavru hepsinin emeceği süte tek başına sahip olmuştu. Serpildi büyüdü, zamanı gelince kurtlara bile posta atan güzel bir koruma köpeği oldu.
Bu olaydan sonra Co’yu ,eli öpülecek bir anne gibi görmüşümdür. Onu sevmem bile bu saygı ile yoğrulmuş, bir vazifemizin de yok etmek değil yaşatmak olduğunu,bana hep hatırlatmıştır. Ne tuhaf bir şey hayvandan gerçek bir insanlık dersi ve insandan hayvana acımasız bir hayvanlık..
Yahu, ağacı, ormanı yakarız,derelere sanayi atıklarımızı atarız,havayı acımadan kirletiriz, hak hukuk bilmeyiz,bırakın hayvanları hem cinslerimizi bile öldürürüz,yalan dolan dilimizden düşmez , çalmak zaten adetimizdir,peki bizler insanmıyız? Atma şu ekmeği çöpe , yiyeceğin kadar al meyveyi, tabağında kalan kahvaltının kaç fakiri doyuracağını bir düşün be kardeşim , lütfen bir düşün. Öz genlerimiz bu kadar mı zayıf? Beynimizdeki vahşet, soframıza meze mi olmuş ne? Of..of...of..
Eyüp Yaşar OVALI 14.11.2016
YORUMLAR
İbretlik, ders verici bir olay. Benim de biraz aşırı kedi, köpek muhabbetim var.
kukurikuu
Kedi ve köpek seven birinin insanları , doğayı çok sevdiğine inanırım.
Ne mutlu size ki içinize bu sevgi tohumu atılmış.
Ya sevgisizler ne yaparlar , nefret ve kin dolu dünyalarında?
Yorumunuz için teşekkür eder saygılar sunarım
Ah, bir de kötü insanlara hayvan diye hakaret etmemiz yok mu?!
Ders vericiydi kaleminiz daim ola
kukurikuu
Kötülük dolu insanlara hayvan demek gerçekten çok az gelir .
Onun içini insanlıkla , iyilik ve güzelliklerle doldurmayıp , her canlıya
kötülük yapmaya açık yetiştirdikleri için ' Hayvan oğlu hayvan ' demek bile az gelir.
Üç günlük dünyada sanki sadece kendileri varmış ve ebediyen yaşaya caklarmış gibi davranmak ne kadar yanlış. Her canlıya ve cansıza saygı duymak zaten dinimizin şartlarından değil midir?
Yorumunuz için teşekkür eder saygılarımı sunarım
kutlarım efendim nede güzel bir paylaşımdı bu böyle sagolun..lütfen siteye da çok girinki bizlerde okumaktn mahrum olmayalım..gül diyarından selamlar
kukurikuu
Yorumunuz için teşekkür eder saygılarımı sunarım.
-IspartaGülü-
Koskoca evrende, şu küçücük dünyayı paylaşan ve adına insan dediğimiz canlıların, hayvanlardan öğreneceği ne çok şey var
Gerçekten of çektiren bir yazıydı
Kutlarım Yaşar Bey
Saygılarımla
kukurikuu
Her kötü örnek biz insanların ne kadar eğitilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
İç dünyamızdaki mezalim yine bizim tarafımızdan yok edilemezse
bırakın taş atmayı ,kelle kesmek bile kaçınılmaz olur o kişi için .
Çocuklarımız artık bizlerin kontrolünde bile değil. Televizyonlarda ki güzel
yüzlü çekici kızların , erkek lerin kalleş dünyalarına takılı gidiyor. Son derece cahil ve yorumsuz toplumumuzun tek bildiği acıma mazlık ve gadddarlık. Okumak ve öğrenmek mi? O da ne demek.
Saygılarımla
Değerli Abim.
Biliyorum işin başından aşkın ama ne olur daha sık gir şu Edebiyat defteri sitesine.
Senin yazılarını özledik. Hatta hepimize offff çektirse de...
Selam ve sevgilerimle.
kukurikuu
İnan ki ben de defterde olmayı çok özledim.
Nasılsın Kardeşim? Her şey yolunda mı?
Yaşamak sadece nefes almak mı dersin?
İnsan denen yaratık ne kadar da dayanıklı bir hayvan mış.
Gözlerinden öperim kardeşim.
Yaziyı okuyunca kocaman bir of da ben cektim. Kabil, kargadan öğrenmişti kardeşinin cesedini gömmeyi. Hayvanları izlersek daha çok şey öğreneceğiz. Muhabbet kuşlarimın bir aylık yavrulari var, onlari adim adım kendinden uzaklaştırdığını ibretle izliyorum.
Tebrik ederim
kukurikuu
Çok haklısınız , düzeni hayvanlardan , ilacı bitkilerden alan insan, insanlığı tanrı kitaplarından bile öğrenemiyor.
Yorumunuz için teşekkür eder, saygılar sunarım.
O hayvan biz de insanız ad olarak verilmiş bir kere, kimimiz layık kimimiz değil.
İnsan ki en vahşi canlı.
çok güzel anlatmışsınız, tebrik ederim.
Filiz Şahin.
çin'de kozmetik firması eşeğin mide özsuyunu kullanarak bir serum yapıyormuş. Cildin yaşlanmasını önlemek için ve sıvıyı elde etmek için eşek üretim çiftliği kurmuş. Onlarca eşeği öldürüp mide özsuyuna sahip oluyorlarmış. Nasıl olduysa vatandaşlar şikayet etmiş ve resmi makamlar işe el koymuşlarmış habere göre firma çok büyük cexa alacakmış. Bu muhtemelen k0çük firmadır ki cezaalıyor.Dünya çapında büyük kozmetik firmaları ürünlerinde denek olarak hayvanları kullanıyor bunu açıkça beyan etmekten de çekinmiyor daha anormali Çin devleti hayvanlar üzerinde debey yapmayan firmayı kendi pazarına sokmuyor. Dedim ya bir kere ad verilmiş onlara hayvan bize de insan demişler. Çok kötü çok Hayır insan dna'sıyla havan dna' çok farklı ve deney sonuçları da yanlış çıkıyor boşuna cana kıymak ne demektir? Daha vahim olanı da şu
aslında insan dokusunu yapay deri üretip dahasağlam sonuçlar alınabiliyor olmasına rağmen bu vahşet devam ediyor...
Bu vahşetin hesabını verilecek gibi değil.Artık benim evime el yapımı sabun harici bir şey girmedin diye azami dikkat ediyorum. Piyasada deneylerinde hayvan kullanmayan marka çok az sayıda.Umarım artar ve insanın soyu tükenir.
kukurikuu
Paylaştığınız vahşet örneği için teşekkür ederim. Demek ki artık kokular bile beni etkileyemeyecek. İnsan oğlu o kadar gaddar ki hiç bir din ve kanun onu vahşetten geri alamıyor.
Yorum ve paylaşımınız için teşekkür eder, saygılar sunarım.
Bilirim az uğrarsınız Deftere .
Uğrayınca da böyle ses getirir kalemin.
Bilmiyorum siz kaç yıl giydiniz o üniformayı.
Ben otuz yıl ilikledim dört düğmeyi.
Ne günler yaşadık değil mi?
Çok sevindik. Çok üzüldük.
Okuyanın, dinleyenin"Böyle de olur mu"diyeceği ne günler yaşadık.
Birisinin dediği gibi hiç yan gelip yatmadık.
Bu günlere bakıyor o günleri arıyoruz.
Biz merttik. gururluyduk yiğittik.
Şimdi mi?
Yorum yok.
Selam ve Saygıyla...
kukurikuu
İlk ve beni duygulandıran güzel yorumunuzla o eski güzel günlere gidip geldim. Yan yatamadan (pardon mermiyi yiyince yüz beş gün yan yatmıştım) aşık olduğumuz mesleğimi başkalarının kucağında görünceye kadar her zorluğun karşısında olduk. İnanılmaz olaylar gelip geçti başımızdan . Şehitler yaralılar verdik. Ne kutsal dullar, ne orospu ruhsuzlar da gördük. İnsan olmanın menfaat ile karıştığını görüp dellendik. Ve ömür gelip sona yaslandığında iyiye giden olmadığı gibi eskiye hasret bile kaldık.
Sizin de asker olmanızdan çok mutluyum . Belki biz bizi anlarız.
Selamlar , saygılar.
Bilgisayarıma geç dönebildim , özür dilerim.