- 840 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
KENDİME VE HERKESE
Evet!.."Hayat merhaba ve elveda arası kadar kısa"...Bu cümlenin Ata’mızdan emânet olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Çok uzun zaman önce anlamıŞ ve çözmüş hayatı...
Şimdi hemen başımızı göğe kaldıralım ve bulutları seyredelim, beyazla mavinin harmanlandığı gök kubbeyi selâmlayalım, ve şükredelim...
Eğer beyaz bir güvercin uçuyorsa, hürriyete doğru el sallayalım. Kendimizle barışık olmayı ve sevmeyi kutlayalım, en endamlısından olsun...
Yüzümüze dokunalım, bu temas iyi gelecektir...Bugün kimbilir kaç kişi toprağa verildi diye düşünebiliriz..? Çünkü ben az önce camiiden selâ sesi duydum. Onlar şimdi gökyüzüne bakamıyorlar, mekânları cennet olsun!..
Kaçımız uzun süredir unuttuğumuz arkadaşalarımızı aramıyoruzdur değil mi..? hemen telefona sarılıp seslerini duyalım, hatırlarını soralım, sakın mesaj çekmeyin, ses tonu ve konuşmak çok farklı...
Ya da bugün ertelediğimiz herşeyin sıralamasını yapıp, size en yakın olanından başlayabilirsiniz...Gün uzun içinde mavinin, yeşilin tonlarından okadar çok varki; birini yakalayın ve onun içine girin, bırakın o sizi kuşatsın...
Doya doya oksijeni içinize çekin ve derin bir nefes alın, gerçek yaşam bu dermişçesine...
Kendinize ufak bir hediye alabilirsiniz hatta bu bir kitap olabilir, kendi adınıza kendi imzanızla bugünün tarihine...Ben daha önceleri yapmıştım, inanın yıllar ilerleyince o kitaplara bakmak çok anlamlı oluyor, bakalım o tarihte hangi kitabı seçmişsiniZ...?
Unutmayın daha akşam olmasına çok vakit var, kendinize cafe’de bir içecek de ısmarlayabilirsiniz..? Etrafınızdaki kalabalığa bir bakın ama sakın boğularak değil de paylaşım adına keyif adına düşünün...Her yudumdan zevk alın ve tebessümü eksik etmeyin kendinizden...
Bir deniz kenarı ya da göl kenarını seçin, size en yakınından ve şımarık, şımarık yürüyün, denize taş atın, aklınıza çocukluğunuz gelsin ve tebessümünüze karışsın...Çevrenizdekilere merhaba demeyi unutmayın, inanın onlarında buna ihtiyaçları var...Ve unutmayalım ki biz insanlar birbirimize muhtacız, tıpkı çocuk gibi...
Akşama yapacağınız yemeğin tasarımını yapın ve bu gece çok özel olmalı diye düşünün...
Örneğin masanın üzerine birkaç mum koyun, daha önce unuttuğunuz tabakları ya da bardakları kullanmayı hatırlayın...Giyiminizi bile uzun süredir hiç kullanmadıklarınızdan seçin, sakın kilo sorununu aklınıza getirmeyin...Telefonlarınızı kapatın...
Bir kırmızı şarabınız varsa, açmayı ihmâl etmeyin, birkaç yudumun pek zararı olmaz...
Bu sizin kendinizle ilk randevunuz ve sakın geç kalmayın!..
ayşe yayman 2005 yalnızlık (1)