- 629 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kara Sayfa
Önceden de çok sövmüştüm. Fabrikalara yaklaşınca, işçi tulumlarını düşününce daha çok. Ağız ıslaklığına, boğaz tokluğuna, demirin kızılına, romanlardaki koyup gitmelere. Rakı sofralarında ya da çayhanelerde. Hiç farketmemişti nerede olduğum. Otobüsün dar koridorunda kadını köşeye sıkıştırana, aykırı görünüşlü diye ona buna çamur atana.
Masal anlatmayı da unutmadan, ve fakat özensizce bazan, sövmüştüm işte. Dudaklarım küfür kekresine alışıktır vesselam.
Caddenin karşısında bir simitçi durur. Cadde. Her cadde gibi öylece. Tranvayın kavruk teni hariç, bütün caddelere benzeyen. Üstü örtülü açık pek çok ayak izini barındıran. Sabah ya şimdi, demli çay ve simit gelmeli kurulmalıdır taş köşeme. Fakat ne mümkün? Simitçiyi bulması namümkün.
Meğer bizim simitçi devlet ricalinden bazı zatlar önünden geçmekte iken, çıkartıvermiş ağzındaki baklayı. Sen misin söyleyen? Eeee artık en az yapılması lâzım gelen şey söylemek olduğuna göre, susturmuşlar simitçinin sesini. Epeyce bir ağlamış sızlamış. Efendim küfrümün istikameti zat-ı şahaneleriniz değil idi dedi ise de, yetmemiş derdini anlatmasına.
Şimdi demli çayım demli olmasına da, simitsizim. Kıvamı da eksilmedi sövkülerimin. Madem kaçıp saklanmanın faydası da yok, öyle ise dudaklarıma bir küfürlük mesafedeyim...
YORUMLAR
Bir kara mizah denemesi miydi bilmiyorum fakat İşçi denince aklıma kömür karasına dönmüş bir işçi, Cadde denince aşklarını kaybetmiş aşıkların izlerini, Simitçi denince, hor görülen ama simidini çok alınır bir çalışan ve göndermelerin yeni düzene mi yoksa bireysel düzenin yarattığı karmaşıklar mıydı?
Küfrü ve argo hiç sevmem fakat çoğu zaman içimizdeki patlatmayı pasifize etmek için kullandığım zamanlar olmuştur. Yoksa nasıl çekilir bu hayatın kahrı?
Gerçeklerin para karşısında sus pus olduğu; yalanların tavan yaptığı bir hayat d/iliminden neleri görmez ki insan...
Demli çay var ama simit yok, simit var simitçi yok paradoksal bir yoksunluk da sanırım hayatın vazgeçilmez anları gibi duruyor çoğu zaman önümüzde...
Çokça manidardı
Hiç bir şeyden çekmemiştir insan, dilinden çektiği kadar.
Nerede,
neyi, nasıl söylemek gerektiğini bilmeli insan.
Özgürlük,
aklına gelene ana avrat sövmek değildir.
Tıkar birileri adamın ağzına lafı.