Sonbahar...
Uykusuz gözüm, kaşın kara kışın beyaz, üstüm başım yırtık pırtık nefesim tekliyor heyecandan bu nasıl dünya fırıldak ah yapay rüzğar gülü balkonun uçunda adımları sayıyor gelip geçen düşleri penceremde ince bir sızı geçiyor içlenen güneşte gülmüyor artık yüzüme güz tebessümünde şarkılar söylüyor nihavet bir akşamın koynunda umudum cepkenimin cebine sığmıyor.
Ayışığı: ah üşegeç deli dolu yurdumun çileleri ölümlü her dünyalı, ölümlü canlı yapraklar sarardı kızardı kederinden sallıyor güz rüzğarları şıngırdağını dökülüyor yapraklar hep bir ağızdan şarkı söylüyor toprağa ulaşanadek. Kirpiklerimde yorgun akşamlar günün yorgunluğu iniyor yüreğime yorgun argın her düşünce ve ben hüzünlü şarkılar söylemeyi severim. Severim her çiçeği, her böceği, kurdu , kuşu ağacı, yeşili bağı bahçeyi, dağı bayırï, patika yollarï sabahı kucaklayan güneşi, ocakta yanan alev yanan odunun is kokusunu, isli çayı, közde patates közlemesini şimdi vakit bir sonbahar akşamüstüsü öteki dünyalardan bahserder gibiyim geçmişin özleminde doğan batan günün şafaklarını, günbatımlarını sevdim ben seni sevdiğim gibi benim acıların beşiği, uygarların doğum evi ülkem... Biliyorum bırak diyorsun bu boş ağızları fakat bırakamıyorum.. Yorgun düşlerimden akan sen yoksul düşüm, serçe kuşum! İnsandan can çıkmadan huy çıkmazmış benimde kötü huyum sana tutsaklığım, kayıtsız şartsız sana olan bağlılığım..
Hadi şimdi , konuyu saptırıp dağıtmıyalım .
Konumuz sonbaha, yaprak dökümü: deyince aklıma vivaldinin yumuşakbaşlı senfonileri gelir aklıma ve "eylülde gel eylülde okul yoluna konuşmadan yürüyelim gireyim koluna görenler dönmüş desin hemde mutlu diyecekler ağaçlar sevinçten başımıza komret gibi yaprak dökecekler yaprak dökecekler" şarkısı yerleşir dudaklarıma her sonbahar sarı yapraklar ve kızıl güz gülleri, erken çöken akşam, sisli şehir iskeletleri ve kasım patları açar rengarek kasımda,. Şairler sonsuz bir duygu yükünün altında kalır aşk şiirleri yazılırdı eskiden. Bu savaşlar duyguları körelmeden öncede, sonrada nedense can çekişir gibi bir öletli, yaz ikliminden çıkıp sonbahara ölümlerini topluyor. Kucağına doğa ana ızdırap içinde savaş çocukları ve önümüz kış! Neden her söz gelip dayanıyor ölüme içimizde bunca duygu sevgiye açken ve sonbahara aşıkken ayrılacağım dizeleri öldürmeden.
Sana aşığım sonbahar....
Nurten Ak Aygen
12/11/2016
YORUMLAR
Duygusal bir çalışma olmuş.
Finaline vardığımda,
buruk bir tebessümün dudaklarımı istila ettiğini fark ettim.
Ve,
kolayca söküp atamadım onu oradan.
Güzeldi, güzel!...
NurtenAk
Saygı ve selamlar…
adımız eylül oluyordu siirler kiyimıza vurdukça
az kalsın boğuluyorduk hıçkırıklarında
severdim güzü
her mevsimin bir guzelliği var deyi
lakin renklerini kaybetti dünya
...
güzeldi yazı
sevgilerimle.
NurtenAk
Saygı ve selamlar…