- 581 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÜLKE SORUNLARIMIZ VE HALKIMIZ
ÜLKE SORUNLARIMIZ VE HALKIMIZ
Dr. Sadık Özen
Son zamanlarda; günden güne büyüyen her türden ülke sorunlarıyla daha sıklıkla karşı karşıya gelmekteyiz. Olaylar, bir anda hiç beklemediğimiz şekilde gelişebiliyor. Televizyonların haber bültenlerinde; verilen terör haberleri gündemin başköşesini işgal ediyor. Kahraman şehitlerimizin albayrağımıza sarılı tabutlarının geçişleri içimizi yakıyor, sızlatıyor ve ülkemizi yasa boğuyor.
Son yıllarda, çok sayıda kadın cinayetleri, küçük yaştaki çocuklara utanç verici tecavüzler ve akıl almaz iğrenç yobazlıklarla karşılaşılıyor. Din kisvesine bürünmüş bu yobazlar; Cumhuriyetimizi kuran Atatürk ve silah arkadaşları ile ilkelerine karşı düşmanca söylem ve eylemleriyle ülkemizin ufkunu karartıyorlar.
Siyasi partilerimiz çoğunlukla ilkelerinden uzaklaştılar. Kuruluş amaçlarına aykırı hareket eder hale geldiler. Ülkemizin önemli sorunları hakkında nasıl tavır alacakları bilinemez oldu. Kendi içlerinde bile hizipler oluşturmuş bulunuyorlar. Politikalarını; ülke için projeler üretmek yerine, iktidarın yarattığı olumsuzluklar ve boşluktan yararlanma temeline inşa ediyorlar. Kendi aralarında bile birlik sağlayamayanların ülkeye ne ölçüde yararlı olduklarının değerlendirilmesi zor hale geldi. “Sağcı”, “Solcu, “Halkçı”, “Devrimci”, “Gerici”, “Tutucu” gibi kavramların yerini “Çıkarcı”, “Fırsatçı”, “Bölücü”, “Ayrılıkçı” kavramları almaya başladı.
Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının ve HDP Milletvekillerinin tutuklanmaları son günlerin önemli tartışma konuları olmuştur. Bu konuların iyi değerlendirilmeleri gerekir. Bunu yapmak yerine ezeli Türk düşmanlarının dümen suyuna girilerek ve önyargılarla hareket edilerek hükümete veryansın edilmesi ulusal çıkarlarımıza ters düşmektedir.
Devletimizin yaşamakta olduğu sıkıntılı durumdan yararlanmaya çalışan emperyalist devletler atağa kalkmışlar ve tüm kötü emellerini gerçekleştirebilmek için faaliyete geçmişlerdir. Gelinen bu noktada, devletimizin yanında yer alınması gerekirken; “Bir tekme de ben atayım” mantığı ile hareket edilmesi affedilemeyecek bir hata olur. Yapılması gereken şey “Kol kırılır yen içinde kalır” atasözümüzün gereği olmalıdır.
Bütün bu konularda halkımızın ne düşündüklerini merak etmişimdir. Ben yaştaki bir kimsenin sokaklarda anket yapması uygun olmaz. 28 Ekim – 6 Kasım 2016 tarihleri arasında; Antalya Cam Piramit’te gerçekleştirilen 7. Antalya Konyaaltı Kitap Fuarı’nda ANŞOYAD standında imza gününe katıldım. Burada, fuara katılan insanlarla, kafamı işgal eden konularda fikir alışverişinde bulunabileceğimi düşündüm.
Kadın-erkek, genç-yaşlı-çocuk birçok insan, standların önünden sağına soluna bakmadan büyük bir duyarsızlıkla geçmekteydiler. Oysa bu fuarda onları ilgilendiren pek çok şey olmalıydı. Ama büyük bir kayıtsızlık göze çarpıyordu. Daha çok ilkokul çağındaki öğrenciler ya da daha küçük yaştaki çocukların kendilerine hitap eden kitaplarla ilgilendiklerini gözlemledim. Bu fuarların, ülkelerin kültürel ve sosyal yaşamlarında çok büyük etkileri olmalıdır. Ancak bu fuarların, gittikçe önemlerini yitirmekte oldukları görülüyor. Zira 7 yıl önce Antalya’da ilk açılan I. Antalya Konyaaltı Kitap Fuarı’na gösterilen ilgi daha içten, daha sıcak ve bana göre daha anlamlıydı. Bu günkü ilgisizlik durumuna gelinmesinde, ülkemizde yaşanan sorunların ve olumsuzlukların büyük payları olmalıdır.
Standın önünden geçen kalabalık içinden, kendileriyle iletişim kurabileceğimi düşündüğüm bazı genç ve orta yaşlı kişilerle önce göz teması sağlamaya çalıştım, sonra da onlara sorular yönelterek; “Ülkemizin içinde bulunduğu sorunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sordum. Aldığım yanıtlar ülkem adına son derecede üzüntü ve kaygı vericiydi. Çünkü insanlar “Düşünmek bile istemiyorum”, “Haberleri dinlemiyorum”, “Gazete okumuyorum”, “Huzursuzum” ya da “Geleceğimizden kaygı duyuyorum” gibi yanıtlar vermişlerdi.
Bunları duyduğumda benim de kaygılarım arttı. Bu durumun nereye kadar bu şekilde devam edebileceğini düşündüm ve bir anda büyük bir ürküntüye kapıldım. Düşündüklerimi paylaşmaya devam edeceğim.
Hep birlikte bir çözüm yolu bulmaya çalışmamız gerektiği kanısındayım. Hem de daha fazla zaman geçirilmeden.
YORUMLAR
Bir şeyler yapmalıyız
Gidişat iyi değil
Sloganlardan öteye
Bir şeyler yapmalıyız
Karanlığın,gericiliğin
Kinin,kibirin,kunpasların
Öfkelerin,husumetin
İhanetin cehaletin yüzüne
Bir güneş gibi çarp malıyız
"Bir şeyler yapmalıyız"
"Bir şeyler yapmalıyız"
"Bir şeyler yapmalıyız"
Saygılarımla
Sayın Hocam
sadikozen
Yapmamız gereken şey işte bunlar. Hepimiz bu çabanın içinde olalım.
Sevgi ve saygılarımla...
şair67
Gerçekleri göremiyoruz,yada gördüğümüz halde kendimizi aldatıyoruz olmaz maceralar peşinde koşuyoruz,elimizdekilerin kıymetini bilemiyoruz,tahrip ediyoruz,yakıyoruz,yıkıyoruz
Macera peşinden koşuyoruz,algı yaratıyoruz,özge yurttaşımızı yanıltıyoruz pirinç ararken bulgurdan oluyoruz sonra popomuzun üstüne oturarak tühhh be yanıldık,yanıltıldık,Allah bizi affetsin diyebiliyoruz
Enerji konusunda tümüyle %80 dışa bağımlıyız,elektiriğinden tutun doğal gazına varana kadar,bu gün Rusya vanaları kapatsa ülkemizde hayat durur,Kıbrıs rum kesimi elektirik şartelini indirse KKTC karanlıkta kalır ülkemizde enerji sektörü tamamıyla iflasa gider
Sanayi ürünlerinden azımsanamayacak kadar dışa bağımlıyız buda dövizle ülkemize geliyor
Göbek bağı ile dışabağımlı olduğumuz sürece,kimse kimseyi aldatmasın lütfen bunun vebali çok büyük,faturasıda ağır olur
Savunma sanayi bakımından dışa bağımlıyız,bu kafa ile yeniden Osmanlıyı diriltemeyiz,yeni Osmanlıyıda kuramayız yıldızlar üzerne yağsın rahmetli aziz nesin dediği gibi %60 mantıkla bu hayaller peşinde koşmakla altı yüz yıllık Devleti yeniden kuramayız
İŞTE GERÇEK VERİLER
“TÜRKİYE’NİN DIŞA BAĞIMLI OLDUĞU SANAYİ ÜRÜNLERİNİN 5 YILLIK MALİYETİ Ürün Adı 2006-2010 / Milyon Dolar Helikopter, uçak ve diğer hava taşıtları 8.399 Cep telefonları 6.882 Dijital Kameralar 605 Radyo-TV yayın cihazları 1.095 Matbaa makineleri 797 Taşınabilir bilgisayar 4.374 Bilişim ürünleri parçaları 2.625 Yazıcı, tarayıcı, fotokopi, faks 1.358 ATM (Para çekme makineleri) 447 Otomobiller için CD çalar 10 Tansiyon, endoskopi, diyaliz cihazları 658 İşitme cihazları ve kalp pilleri 263 Tomografi, röntgen cihazları 737 Saat sektörü 1.028 Klavyeli çalgılar 58 Renkli fotoğraf filmi, sinema filmi 70 Dıştan takma deniz motoru 44 TOPLAM 29.450
SEÇİLMİŞ ÜRÜNLER VE SEKTÖR BAZINDA DURUMUN FOTOĞRAFI İSMMMO’nun 16 bini aşkın ithal ürün kalemi arasından sanayi sektörüne göre seçtiği 3 bin civarındaki ürün üzerinden yaptığı çalışmaya göre sektörlere göre ortaya çıkan durum bazı ana başlıklarla şöyle: LCD Cam Panel Yakın zamana kadar Avrupa’nın en önemli televizyon üreticisi• durumunda olan Türkiye’de LCD televizyonların üretimi için kullanılan cam panel gibi en önemli parçaların da ülkemizde üretilmeyip ithal edilmesi, bu sektörün de ithalat ihracat dengesini olumsuz yönde etkiliyor. “Fotoğrafçılık, sinemacılıkta kullanılan eşya” grubunda 2010 yılında 14 milyon• dolarlık ihracata karşılık halen 223,6 milyon dolarlık ithalat gerçekleştiriliyor. Bilişim ürünlerinin, enerji üretimi için gerekli ekipmanın ve bazı üretim sistemlerinin• dahil olduğu “Nükleer reaktörler, kazan, makine ve cihazlar, aletler, parçaları” grubunda ise 199,7 milyon dolarlık ihracata karşılık 3,5 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiriliyor. “Elektrikli makina ve cihazlar, aksam ve parçaları” ürün grubunda ise kablo• sektörünün gerçekleştirdiği ihracat nedeniyle İthalat-ihracat dengesizliği kapanır gibi görünse de 2010’da 1,8 milyar dolarlık ihracata karşılık 2,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriliyor. Nitekim kablo ve kablo ürünlerindeki ithalat ve ihracat çıkartıldıktan sonra bu ürün grubunda ihracat 83,2 milyon dolara düşerken ithalat 1,6 milyar dolarda kalıyor. “Hava taşıtları, uzay araçları aksam ve parçaları” ürün grubunda da tahmin• edilebileceği gibi ithalat ve ihracat arasında ciddi bir dengesizlik olduğu görülüyor.
Bu grupta 294,3 milyon dolar düzeyindeki ihracata karşılık 3,1 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiriliyor. Bu gruptaki ihracat esas olarak ülkemizde yan sanayi olarak üretilen bazı uçak parçalarının ihracatından kaynaklanıyor. Bu ürün grubunda yer alan ve 252,6 milyon dolarlık ihracata konu olan “Uçak ve helikopterlerin diğer aksam ve parçaları”nı çıkarttığımızda bu alandaki ihracat 294,3 milyon dolardan 41,7 milyon dolara düşüyor. Saatler Türkiye’nin “geleneksel olarak” üretim yapmadığı alanlardan bir tanesi de• saat sektörü.
Bu sektörün önce İsviçreliler daha sonra Japonlar ve sonra da tekrar İsviçreli ve uzak doğulu firmalar tarafından kontrol edilmesi sürecinde Türkiye’de bir üretim alanı olarak ele alınmadığı görülüyor.
Türkiye için yıllık faturası çok astronomik rakamlara ulaşmasa da Türkiye’nin saat sektörünün tamamen dışında kalması dikkat çekici bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Masa, cep ve kol saatleri, bunların makine ve aksamı, kronometreler ve diğer parçalarıyla birlikte saat sektörünün yıllık toplam ithalatı 253,2 milyon dolara ulaşıyor. Bu alandaki ithalatın son beş yıldaki maliyeti ise 1 milyar doların biraz üzerinde. Cep telefonları 2010 yılı verilerine bakıldığında çeşitli tip mobil telefonlar için dışarıya• yapılan ödeme 1,3 milyar dolara ulaşıyor. 2006-2010 arasını kapsayan 5 yılda cep telefonları için ödenen miktar ise 6,8 milyar dolar düzeyinde. Dijital kameralar için daha küçük hacimde de olsa benzer bir durum söz konusu. 2010• yılında ithal ettiğimiz dijital kameralar için yurtdışına 118,2 milyon dolar ödedik. 2006-2010 arasında son beş yılda ise dijital kameraların toplam maliyeti 604,9 milyon dolara ulaştı. Yayıncılıktaki profesyonel kameralar, uydu uplink cihazları ve benzeri techizat için• ödenen yıllık fatura 200 milyon doları buluyor.
Evimize televizyon ve radyo yayınlarını ulaştıran bu araçların 5 yıllık faturası ise 1,09 milyar dolara ulaşıyor. Yazılı medyada matbaa makineleri, bobin kağıda baskı yapan makineler ve diğer• türdeki baskı makineleri için Türkiye’nin yurtdışına ödediği miktar 2010 yılında 157 milyon dolar düzeyinde.
Baskı makinelerinin Türkiye’ye son beş yıldaki maliyeti ise 796,2 milyon dolar düzeyinde. Taşınabilir bilgisayarlar. Bu alanda Türkiye’de üretim yapan şirketler bulunsa da• gerçekleştirilen ithalatın boyutu bu üretimin sınırlı kaldığını, parça ithalatının boyutu da bu ürünleri oluşturan aksamın önemli bölümünün yurt dışından getirildiğini gösteriyor. 2010 yılında 1,1 milyar dolarlık taşınabilir bilgisayar ithalatı gerçekleştirilirken son 5 yılın ithalatı 4,3 milyar doları buluyor. Bilgisayar ve diğer bilişim araçlarının Türkiye’deki imalatı için gereken baskılı devreler, bellekler ve birleştirilmiş aksam ve parçalara 2010’da ödenen yıllık tutar da (2010) 622 milyon doları , 4 yıllık tutar ise 2,6 milyar doları buluyor. Yine Türkiye’de üretilmeyen tarayıcı, fotokopi, faks ve yazıcıların Türkiye’ye yıllık ithalat maliyeti ise 263 milyon dolar düzeyinde. Bu tür cihazlar için son 5 yılda dışarıya 1,2 milyar dolar ödedik.
TÜRKİYE BÜTÜNÜYLE ÜRETEMEDİĞİ 18 ÇEŞİT ÜRÜNE 2010 YILINDA KAÇ PARA ÖDEDİ?
Ürün Milyon Dolar Helikopter ve uçak 2.712 Cep telefonları 1.347 Dijital Kameralar 118 Radyo-TV yayın cihazları 200 Matbaa makineleri 157 Taşınabilir bilgisayar 1.121 Bilişim ürünleri parçaları 622 Yazıcı, tarayıcı, fotokopi, faks 263 ATM (Para çekme makineleri) 111 Otomobiller için CD çalar 3 Tansiyon, endoskopi, diyaliz cihazları 127 İşitme cihazları ve kalp pilleri 57 Tomografi, röntgen cihazları 207 Saat sektörü 253 Klavyeli çalgılar 15 Renkli fotoğraf filmi, sinema filmi 12 Dıştan takma deniz motoru 10 Diğer hava taşıtları 452 TOPLAM 7.787 İşitme cihazları. Türkiye’de yakın zamanda tek bir üretici tarafından üretilmeye• başlanan ve yine büyük ölçüde ithal edilen işitme cihazları için yılda 30,1 milyon dolar, Türkiye’de hiç üretilmeyen dahili ve harici kalp pilleri için ise 27 milyon dolar yurtdışındaki şirketlere ödeniyor. İşitme cihazları ile kalp pilleri ve bunların parçaları için son 5 yılda yapılan ödeme ise 260,7 milyon dolar düzeyinde. Helikopter ve uçak. Türkiye’nin uzun yıllar tartışma konusu olan üretim alanlarından• biri de uçak imalatı. 1930’lardan bu yana tartışılmasına rağmen
Türkiye sivil havacılıkta kullanılan uçak ve helikopterler konusunda tamamen dışa bağımlı durumda. Hava taşıtları ve uzay araçları ürün grubunda 2010 yılında 294,3 milyon dolarlık ihracata karşılık 3,1 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilmesi de bu dışa bağımlılığın açık göstergesi. Toplam ithalatın 2,7 milyar dolarlık bölümü de uçak ve helikopter gibi motorlu hava taşıtlarından oluşuyor. Türkiye’ye ithal edilen motorlu hava taşıtlarının toplamının son beş yıllık faturası 8,4 milyar dolara yalnızca uçak ve helikopter masrafı ise 7,2 milyar dolara ulaşıyor. Fotoğraf ve sinema Dijital teknolojinin gelişmesi ile önemini bir miktar yitirse de• fotoğrafçılık ve sinema için kullanılan film ve ekipman hala Türkiye için hatırı sayılır bir ithalat kalemi oluşturuyor. Bu alanda gerçekleştirilen 14 milyon dolarlık ithalata karşılık 2010’da gerçekleştirilen ithalat tutarı 223,8 milyon dolara ulaşıyor. Örneğin 2010 yılında 5,3 milyon dolarlık sinema filmi, 6,7 milyon dolarlık renkli fotoğraf filmi ithal edildiği görülüyor.
Bu iki kalemin toplamı 12 milyon dolara ulaşıyor. Yine bu iki kalemin son 5 yıldaki maliyeti ise 70,2 milyon doları buluyor. Deniz motorları
Türkiye üç yanı denizlerle çevrili, sahili bol bir ülke olmasına rağmen• toplumun denizle arasının pek iyi olduğu söylenemez. Bu nedenle olsa gerek deniz taşıtlarının motorları da Türkiye’de üretilmeyen ürünler listesinde bulunuyor. Deniz tutkunlarının yaygın olarak kullandığı dıştan takma deniz motorları da tamamı ithal edilen ürünler arasında. 2010’da değişik büyüklüklerdeki dıştan takma motorlar için ödenen miktar 10,2 milyon dolar düzeyinde.
Deniz motorlarının Türkiye’ye son beş yıldaki maliyeti ise 44,3 milyon dolara ulaşıyor. ATM’ler. Türkiye’de üretimi yapılmayan ama yaygın olarak kullanılan ürünlerden• önemli bir tanesi de kısaca ATM olarak bilinen otomatik vezne makineleri. ATM’lerle bunların aksam ve parçaları için 2010 yılında 111,12 milyon dolarlık bir fatura ödenmiş. Bu makineler için son 5 yılda harcanan miktar ise 446,94 milyon dolara ulaşıyor. CD çalar. Türkiye son yıllarda otomotiv sektörünün yatırımları, büyüklüğü ve• ihracatıyla övünüyor. Bu sektörde de ithalat ve ihracat birbirine çok yakın iki kalem.
Otomobilde yer alan pek çok parçanın Türkiye’de üretilmesine rağmen bir o kadarının da yurtdışından getirilmesi bu sektörde de önemli ölçüde dışa bağımlılık yaratıyor. Örneğin otomobillerin vazgeçilmez aksesuarı CD çalarların, tamamı yurtdışından ithal ediliyor. 2010’da 2,7 milyon dolar düzeyinde olan CD çalar ithalatının 5 yıllık toplamı ise 9,71 milyon dolara ulaşıyor. Klavyeli Enstrümanlar . Ülkemizin tıpkı saatler gibi geleneksel olarak girmediği üretim• alanlarından bir diğeri ise piyano, org ve elektronik klavyeli enstrümanlar. Bu tür, Türkiye’de üretimi hiç yapılmayan müzik aletleri için ödenen yıllık fatura 14,7 milyon dolar düzeyinde. Bu müzik aletlerinin 5 yıllık toplam bedeli ise 55,2 milyon dolar. Objektifler. Bu ürün grubunda fotoğraf makinesi ve kameralarda kullanılan objektifler• için ödenen yıllık miktar ise 16,7 milyon dolar. Objektif için son beş yılda Türkiye’nin ödediği bedel ise 210,5 milyon dolar düzeyinde. Endoskopi, diyaliz cihazları. Örneğin 2010 yılında göz tıbbıyla ilgili cihazlar için• yurtdışına 42 milyon dolar, tansiyon aletleri için 18,6 milyon dolar ödendi. Endoskopi cihazları, diyaliz makineleri ve ses dalgalarıyla çalışan cihazlar için ödenen miktar ise 66,3 milyon dolar düzeyinde. Bu üç ürün grubunun Türkiye’ye faturası 2010’da 127 milyon dolar son beş yılda ise 658 milyon dolara ulaşıyor. Tomografi ve röntgen cihazları Tıbbi teşhis için günümüzde vazgeçilmez konumda• olan görüntüleme cihazları için ödenen fatura ise daha da kabarık. Bilgisayarlı tomografi cihazları, diş ve vücut için çeşitli tipte röntgen cihazlarının 2010 yılındaki toplam maliyeti 207,2 milyon dolara ulaşıyor. Bu cihazlar için son 5 yılda 736,6 milyon dolarlık fatura ödendi.
sadikozen
Sizi kutluyor, en derin sevgilerimi sunuyorum.