- 1704 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
BALKAN GERÇEĞİ-8
Sabah kahvaltıdan sonra Makedonya’nın güneyinden ve doğuya doğru yol alıyoruz. Önce yarım saat mesafedeki Resne’deyiz. Resne ovalık bir yerde 15-20 bin nüfuslu bir Makedon kenti. İçinde 3-5 bin de Türk yaşıyormuş. Resne’nin üç şeyi meşhur: Niyazi beyi, elması ve köftesi; tokuz köfte.
Saraya yollanıyoruz. Hürriyet Kahramanı Resneli Niyazi bey, bilenler bilir, Mustafa Kemal Paşa, Talat ve Enver paşaların bir dava arkadaşı. İttihat ve Terakkicilerin Balkanlar’daki en büyük destekçilerinden. Geyiği de meşhur; İstanbul’a bile geyiğiyle gelirmiş...
Sarayı ve evi hala korunuyor. İki katlı muhteşem görünüşlü görkemli sarayını devlet müze, sanat galerisi ve radyo merkezi yapmış.
Yaklaşık bir saatlik bir yolculuktan sonra Ohri’deyiz.
Ohri – Makedonların deyimiyle Ohrid -, Sapanca’nın 3 katı büyüklüğünde yer yüzü harikası bir göl. Gölün güneyi Arnavutluğa, kuzeyi ise Makedonya’ya ait. 50-55 bin nüfuslu Ohri şehri de adını kıyısında kurulduğu gölden almış. 5 bin kadar Müslüman Türk ve Arnavut kalmış şehirde.
Akşam güneşiyle birlikte muhteşem bir güzellikle karşılıyor bizi Ohri. Sahilde yürüyor, fotoğraf çekiyoruz. Kıyıda “Kiril Alfabesi”ni kuran Kiril ve Methody kardeşlerin heykeli.. Osmanlı sokaklarından geçiyoruz; sanki Safranbolu’da, Taraklı’dayız; sadece göl fazla.
Üç katlı harika bir konağa giriyoruz; Ohri Kent Müzesi’ne. Girişteki bilet satan görevli bize burasının bir Makedon evi ve Makedon medeniyetini müzesi olduğunu anlatıyor; biz de yuttuk yani. Ocaklar, yüklükler, lambalıklar, hamamlıklar, çatı katındaki tavan süslemeleri de açıkça gösteriyor ki, konak-müze tam bir Osmanlı Ağasının konağı.
Sonra Osmanlı çarşısındayız. Akşam namazı Tekke camiinde eda ediliyor. Halvetilik (tekke geleneği) can çekişse de az çok sürüyor Makedonya’da; güzel bir Osmanlı geleneğinin izlerini görüyoruz. Çınar meydanında “tavşan kanı” çayları içip 12 km mesafedeki Struga’ya dönüp istirahate çekiliyoruz.
Sekizinci sabah erkenden Türkiye’ye doğru yola çıkıyoruz.
Can dostlar;
Sekiz seri halinde bu gezimi sizlere sunmaktaki asıl amacım, benim de gezi öncesi sıkıntılarından haberdar olmadığım Balkan’lardaki soydaşlarımızın durumunu gözler önüne sermekti.
Gerçi benim düz yazı denemem beşi geçmez. Bu konuda beceriksiz de olsam, birilerinin bu soydaşlarımızın durumunu Anadolu halkına iletmesi gerektiğini düşünerek becerebildiğim kadarıyla beyaz kağıda döktüm dertlerini; derdimiz kabul ederek.
Bakmayın siz okunma sayısı azlığına. Tabii ki çok okunsa, herkes bilse iyi olur da, bir kişi de okusa, okuyanların etrafına yayması ümidini taşıyorum.
Nasip olur da, Bosna taraflarını da görebilirsem, Yitikozan dostumun önerdiği gibi eski tarihlere de dönüp genişleterek kitap haline de getirmeyi düşünüyorum.
Okuyan, bana yorum yazan, soydaşlarımızın dertlerini kendi dertleri sayan tüm canlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Hoşça kalın can bacılarım, gardaşlarım.
YORUMLAR
"Sekiz seri halinde bu gezimi sizlere sunmaktaki asıl amacım, benim de gezi öncesi sıkıntılarından haberdar olmadığım Balkan’lardaki soydaşlarımızın durumunu gözler önüne sermekti.
Gerçi benim düz yazı denemem beşi geçmez. Bu konuda beceriksiz de olsam, birilerinin bu soydaşlarımızın durumunu Anadolu halkına iletmesi gerektiğini düşünerek becerebildiğim kadarıyla beyaz kağıda döktüm dertlerini; derdimiz kabul ederek.
Bakmayın siz okunma sayısı azlığına. Tabii ki çok okunsa, herkes bilse iyi olur da, bir kişi de okusa, okuyanların etrafına yayması ümidini taşıyorum."
efendim ne guzel bir yazi dizisi idi bu boyle...
ilgi ile okudum.
ben sayfaniza tesadufen dustum. ama okuyanlar (sahsim adina) okumayanlara duyurucaktir, musterih olunuz.
geziyi, gezi hakkindaki fikirlerinizi ve Balkan gercegini gozler onune seren cumlelerinizi anlatan sadik kaleminize tesekkurlerimi arz ediyorum.
"Oralardan ayrılırken belki sordular kendilerine “Şimdi biz gurbetten mi çıkıyoruz? Yoksa gurbete mi gidiyoruz diye?.."
===
Vaktiyle öz vatanda bizimken, bugün niçin?
Üsküp bizim değil? Bunu duydum, için için...
Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir!
Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir!
Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,
Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene...
Yahya Kemal Beyatli