çürümenin kokusu öyle ağır ki taş olası geliyor insanın.

yazı iyi yontulmuş bir taş gibiydi. etrafına ışık saçan, kim bilir kaç kişinin ilham perilerine seslenen...

Bilim, beyni soğana benzetirmiş. Yani, bilim adamı bir kimse; daha kolay kavrayalım ve onu iyi anlayalım diye beyni tıpkı bir soğan başına benzetirmiş ve kabaca öyle ifade edermiş.
Soğan başı gibi kat kat katmanlardan oluşurmuş ki, her katın işlevi ayrı ayrıymış ve ayrı görevler üstlenmekteymiş. Mesela; işlevsel açıdan üç bölüm olarak ifade edildiğinde ve ön beyin, orta beyin ve arka beyin dediklerinde ve bu bölümler müthiş bir sorumluluk bilinci içinde bıkmadan, usanmadan ve hata yapmadan çalıştıklarında canlı dedikleri insan mekanizması tıkır tıkır işlermiş sayesinde.
Ön beyinin üst düzey işlevleri varmış. Kendi düzeninde çalışır kontrollü, yani o bölümün kontrolü insanın kendi elinde değil.
Kalp gibi, dalak, böbrek, ciğer gibi iç organların bilinçli bir şekilde ve düzenli işleyişi gibi.
Mesela soluk alıp verme gibi…
Orta ve art beynin ise bilinç dışı işlevleri varmış. Bilinç dışılığı insan kontrol edebilir mi?
Edebilirmiş.
Mesela, insanoğlu yürümek ister. Onu kontrol eden bölüm der ki ; “önce ayağa kalk.” Ardından ayaklara der; “yere bas.” Bacaklara da der; “adım at!”
Emir verir ve işlevi gerçekleştirir.
Mesela insanoğlu bir şeyi tutmak isterse, uzatır elini tutar. Sevmek isterse eli yumuşacıktır. Tokat atmak isterse sert bir taş gibi…

Ya duygular?
Hareket gözle görülür, elle tutulur somut bir şeydir de acaba duygular nasıl bir şey?
İşte o zaman da duygusal beyin devreye girer ve düzen böylece işler gider.

Eğer çalışma düzeninde bir aksaklık varsa o zaman düzgün işleyen düzen bozulur.
O zaman ne olur?
İnsan şaşalar, bocalar ve bu sebepten bozuk görüntüler ve bozuk sesler çıkmaya başlar…

beğenerek okuduğum bu yazıya bir yazımdan alıntıyla katılmak istedim. yazı şöyle bitiyor;"lütfen aklınıza mukayyet olun"
lütfen aklınıza mukayyet olun diyorum.
sevgilerimle...

Tevfik Tekmen tarafından 11/10/2016 12:40:12 PM zamanında düzenlenmiştir.

Tevfik Tekmen tarafından 11/10/2016 12:46:01 PM zamanında düzenlenmiştir.

Tevfik Tekmen tarafından 11/10/2016 12:50:44 PM zamanında düzenlenmiştir.

En son okuduğumdan çok daha sade bir yazı. Gerçekten keyifle okudum. İçe dönüşler, manzaralar, insanlar çok doğal geldi. Zorlama bir tek cümle görmedim. Biliyorum, aklında çok şey var. Söylemek istediğin çok şey var. İncileri tepeleme döksen de şahane görünürler, işleyip kolye yapsan da. Bu yazı bana göre kolyeydi. Kaliteli yazıların uzunluğu artı bende. Çok uzun bulanlar acaba ellerindeki kitabı günde iki paragraf okuyarak mı bitiriyorlar. "Kötüydü, çok uzun olunca iyice baydı" deseler anlayacağım. Ama "çok iyi fakat biraz uzun değil mi" diyenleri malesef anlayamayacağım. İnsan keyif aldığı bir kitabın bitmesini bile istemez. Bir yerde samimiyetsizlik var ama nerede bilmiyorum. Yani ben seviyorum böyle dolu çalışmaları. Daha ilk paragraftan, bazen cümleden anlıyorum sıkılıp sıkılmayacağımı. Her okur anlar zaten. Bu arada ne tesadüf ki hastane de sıra bekliyorum. Sıra bana gelmesin diye etrafta ne kadar ihtiyar varsa kuyruğa buyur ettim yazıyı okurken. Benden arkadakiler homurdanıyor.
Hep yaz, hep kitap ol HakkınSesi. Umarım seni çok çok kalabalık bir imza kuyruğunun önünde bulurum kardeşim. Hak ediyorsun.

Sonuç çok güzel bağlanmış, çok beğendim. Öykünün sonuna kadar karakterin taşla uğraşma nedenini merak edip durdum. Fakat öykülerinde ayrıntılar üzerinde fazla durman okurun ana kurgudan kendini kopuk hissetmesine sebep olabilir. Bu konuyu işlediğin için aklıma şu geldi: belki de inancını sorgulayan insanların tam empatisini yapamıyoruz, hep kafalarında intihar düşüncesiyle dolaştıklarını düşündüğümüz çok olur. Oysa insanı hayattan vazgeçiren sebepler daha yüzeysel olabilir

Taş yerinde ağırdır ve o taş senin yüreğinin ta içi kaldırmıyor belkide artık. sürünüyor aynılaşmak herkesleşmek istiyor. standart olmak istiyor kim bilir.
arada iyi dokundurnalarında var benimde en çok nefret ettiğim şey şu parayı bulunca karıyı boşamaya dünden meyilli tipler. ama bunu eşleri yapsa kim bilir ne olur namus falan bu namus nedense erkeğe hiç işlemiyor. şu bilinmeyen borçlar evrak dahi gelmeyen. modern devlet nasıl para kazanacak.
bu pazar değil belki haftaya beraber kaldırmak gerek o taşı