BİRKAÇ DAKİKAYA SIĞAN BİR YAZI
Saat 16:06.
Başlıyorum yazmaya.
Bugün ne yaptım?
Çok şey yaptım.
Çok kere sustum kendi içimde.
Çok defa kırıldım insanlara.
Tanıdığım insanlara daha çok kırıldım.
Ben duygusal biriyim.
Ben şiir seven biriyim.
Ben yüreğimi dinleyen biriyim.
Sabırlıyım.
Sabrımı zorlayan toslar duvara.
Ancak başka yanlarım da var.
Kuşlar içerisinde en çok güvercinleri severim.
Hayvanlar içerisinde en çok tavşanları severim.
Küçükken sadece hayallerim vardı.
Hiç oyuncağım olmadı.
Hiç bisikletim olmadı.
Badem ağaçlarım oldu ama.
Geleceğini düşünen bir kafaya sahip oldum ama.
İnsanları ayrım yapmaksızın bir kalbe sahip oldum ama.
Bu yazıyı öylesine yazıyorum.
Zamanla yarışıyorum.
Bir sonraki cümle, bir önceki satırla aynı düşüncede olmayabilir.
Bugün sekiz kasım olmayabilir.
Bunları yazan ve yazdıran meselci olmayabilir.
Her şey ve herkes bazen anlamsız görünür gözlerime.
Sözlerime kediler ve yarasalar öylesine eşlik eder.
Olduğum gibi olmanın eksileri de var.
Deli olmak istiyorum ama beceremiyorum.
Yalnızlıkla arkadaş kalmak istiyorum fakat başaramıyorum.
Kendimle kavga etmek istiyorum ancak kendimi seviyorum.
Bu yazıda harf eksiklikleri az veya fazla olabilir.
Yazının başına dönmedim hiç
Başladığım gibi yazmaya devam ediyorum.
Edebiyata güveniyorum.
Yazıdaki eksikliklere bakmayın.
Ona bakmayın.
Bana da bakmayın.
Kendinize bakın.
İnsan kendine baktıkça yaşar.
İnsan kendini bildikçe hayattan tat alır.
İnsan insan gibi davrandıkça kendine haksızlık yapmaz.
Saat 16:12.
MESELCİ
08.11.2016, Kızıltepe
YORUMLAR
Altı dakikada ne yazabilirdim diye düşündüm. Aklıma sadece "gereksizlik" gibi bir kelime geldi. Nasıl bir kelimeyse önü yok arkası yok. Senin maşallahın var. Tarih coğrafya sosyoloji psikoloji ne ararsan var altı dakikalık yazıda.
Birgün söyleyecek hiçbir şey bulamayacağız. Hepsi sizin gibi edebiyatçılar yüzünden.
Selam.