- 517 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
2016 KASIM' INDA ÜLKEMİZİN DURUMU
2016 KASIM’ INDA ÜLKEMİZİN DURUMU
Dr. Sadık Özen
Sanırım şu anda yani 2016 yılı Kasım ayında, bu ülkede yaşayan herkes tarafından, ülkemizin nasıl bir konuma geldiğinin farkına varılmış olmalıdır. Bana göre şu günlerde son derecede olumsuz şeyler yaşanmaktadır ülkemizde. Önce bunları gerçekçi bir şekilde saptamaya ve değerlendirmeye çalışalım. Bunu yaparken fazla karamsarlığa kapılmayalım ve fazla iyimser de olmayalım. Duygusallıktan kaçınalım. Konuyu siyaset dışı ele alalım. Eğriye eğri, doğruya doğru diyebilelim.
Amacımız felaket tellallığı yapmak değil, sadece gerçeklerin görülebilmesine çalışmaktır.
Devletimiz, 15 Temmuz 2016 tarihinde yapılan “Fetöcü Kalkışma” ihanetinin yarattığı olumsuzluklar içindedir. Bir taraftan bu ihanetin enkazı kaldırılmaya ve yaraları sarılmaya çalışılıyor. Diğer taraftan da; alınan OHAL kararı ile devletimizin birçok kurumunu zehirli bir sarmaşık gibi sarmalamış olan FETÖ bağlantılı hainlerle mücadele sürdürülüyor. Bunun başarılması son derecede zordur ve çok dikkatli olunmasını gerektirir. İtirafçıların kullanılması yanılgılara neden olabilir. Ergenekon davasında itirafçıların yarattıkları büyük olumsuzluklarla karşılaşıldığı unutulmamalıdır. Kurunun yanında yaşların yakılmaması için büyük özen gösterilmelidir..
Yıllardır sürmekte olan hain teröristlerin hain saldırıları yoğunlaşarak devam etmektedir. Polis ve askerlerimize karşı yapılan saldırılar; adeta soykırım yapma niteliği ve amacına dönüştürülmüştür. Aşağılık ve iğrenç saldırılar, artık sivil halka yönelmiş bulunuyor. Kurulan tuzaklar ve canlı bombalarla; asker, sivil demeden, yaşlı, kadın, çocuk, bebek demeden insanlar hunharca katlediliyor. Diyarbakır, Şırnak, Hakkari ve Nusaybin’de yollara kazılan hendeklere, yerel yönetimlerin katlı ve yardımlarıyla mayın ve patlatıcı maddeler yerleştirilmesi aklın alacağı şeyler değildir. Son günlerde; hastaneler, sağlık kuruluşları, ambulanslar, doktor, hemşire ve hastalara bile saldırılmaya başlanmıştır.
Bunlara paralel olarak; güney ve güneydoğudaki sınır bölgelerimize, emperyalist devletlerce silah ve para yardımında bulunularak açıktan desteklenen terör örgütlerinin saldırıları ise adeta bir savaş niteliği kazanmıştır.
Devletimiz, bütün bu olumsuzluklara karşı koyabilmek için; büyük bir azim ve kararlılıkla, son derecede yoğun ve etkin bir savaşım vermeye başlamış bulunuyor. Tüm halkımızca bunun görülmesi ve desteklenmesi gerekir.
Hükümetçe birçok şeyin bir arada yapıldığı ve tüm olumsuzluklarla mücadeleye çalışıldığı bu dönemde; ne yazık ki, bir taraftan içte, bir taraftan da dış ülkelerde, hükümetimize karşı son derecede olumsuz tepkiler oluşmaya ve baskılarda bulunulmaya başlamıştır. Hükümetçe yapılan çalışmalar ve uygulamalar arasında hatalı olanlar olmuştur. Ama şu anda bunların tartışılması zamanı değildir. Şu an hükümetimizce izlenen tutum takdire şayandır.
Emperyalist devletler tarafından gösterilen tepkilerin iyi amaçlı oldukları kesinlikle düşünülemez. Halkımız ve politikacılarımız arasından; gerek teröristlere yataklık, gerekse dış düşmanlarımızın dümen suyuna girilerek devletimize veryansın edilmesinin hiçbir şekilde haklılığı olamaz.
“Su uyur, düşman uyumaz” atasözümüzü aklımızda tutmamız gerekiyor. Artık düşmanlarımız uyanmış ve atağa kalkmışlardır. Onların tarih boyunca sergiledikleri Haçlı Seferleri’ni anımsayalım ve buna göre tavrımızı ortaya koyalım.
Bu yazılanlara, geçmişte yaşananları örnek göstererek karşı çıkanlar olacaktır. Ama bu günkü konumuz bu olmamalıdır. Bu konularda yazılacak ve tartışılacak daha pek çok şey var. Sırası geldiğinde onları da konuşacağız. Ama şu an milli birlik günüdür.
YORUMLAR
Bugün, öğleden önce bir kültür arkadaşıma dediklerimi buraya nakletmek isterim;
1980 Öncesinde kutuplaştırılan gençlerimiz; 1984 Sonrasında şekil değiştirilerek 33 yıldır uygulanan ve gelecekte, şimdiden hazırlığı yapılan inanç kabuğu kaşımaları da toplam olarak; Türk Milletlerinin coğrafya birliğini engellemekten başka bir şey değildir.
Biliniyor ki, Türk Milleti güçlü olduğu vakit; kendileri, fakir devletler üzerindeki kan emici sivrisinek hortumların kıkırdakları zaafa uğrayacak!.
Televizyonlar üzerinden, "Napalm Bombası" gibi günboyu saldırı yapılan Milletimizin imdâdına; bu yayıncıların tamâmının(devlet kurumu da dâhil) yeni ve keskin bir kanunla terbiye sınırına çekilmesi zarûridir. Basılı yayınların takibi kolaydır; esip- geçen yayınları kontrol için, var olanın yirmi katı fazlası denetimden geçirerek, yazı gibi söz ve görüntü ile devletine saldıranlar hızaya getirilmelidir.
İş basittir; cesâretle bu yapılmadıkça, dedikoducu gibi çevresine fitne yayanlarla, aranan huzur asla bulunamayacaktır(bu elbise bu televizyonculara bol geliyor)!.
Sağlık dileğimle, teşekkür ve Selâm ederim... Varolun.
kadiryeter Kadir Yeter. 07.11.2016 Pazartesi. TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=159030
sadikozen'e
sadikozen
İçten sevgilerimle...
ATATÜRK TÜRKİYESİ BUNLARI HAKETMİYOR
Canıyla, kadını, erkeği, yaşlısı, genciyle el ele omuz omuza, Osmanlının sönmüş küllerinden kazma, kürek, kağnı sırtında taşınan süngü, tüfek, tabanca, kılıç havada planör tayyare ile
Mustafa Kemal önderliği ve kadirşinas cesur, kahraman Vatan perver kuvvayi milliyecileri ile
Erzurum, Sivas Kongreleri, Amasya genelgesi ve 19 Mayıs 1919 Samsun Kemalizm aydınlanma güneşi, Meclis-i Mebus anı ile Kurtuluş savaşı verilerek, acı göz yaşı ile bir Vatan yaratıldı,
Bir Cumhuriyet ilan edildi, Misak-ı Milli sınırları çizildi, Şanlı tarihini simgeleyen Ayyıldızlı şanlı bayrağı, İstiklal marşı, bu Ulus insanın andı, baş şehri, düzenli ordusu yönetim şekli Devleti devlet eden ,kurum ve kuralları, kuralları hayata geçiren Anayasası ve anayasayı hayata geçiren kanunları çıkarıldı
Devrimlerini bir, bir Mustafa Kemal Önderliğin de hayata geçirildi
Milli ve Dini bayramlarını ilan etti,
Diyanetini kurdu, Türk dil ve tarih kurumunu kurdu,
İlk Cumhur Başkanını, yani Ulu Önder Mustafa Kemali dünyaya Ulusumuzun ilk Cumhur Reisi olarak ilan etti,
Tam bağımsızlığını ve yönetim şeklini, dilini ve latin alfabesini benimseyerek dünyaya duyurdu
Milletin makûs talihi çizilmiş, Millet olma bilinç ve kararlılığı ile TC Devleti adı altında Türkiye diye coğrafyada Demokratik, Laik, Sosyal hukuk Devleti olarak İlk Meclis-i mebus anı, yani ilk T.B.M.M olarak ülkeyi merkezi yönetimle, demokratik süreçte yönetmek üzere yerini aldı
Ülkede kalkınma toparlanma, amacıyla bir seferberlik başlatıldı, Ülkenin her sathına ulaşmak için, Devlet Demir yolları ağı kuruldu, tarım ve sanayiye önem verildi
Köy enstitüleri kuruldu, burada ülke kalkınmasına hizmet edebilecek kalifiye eleman insan gücü yetiştirildi
Böylece şanlı tarihimizi ve Dünya üzerindeki Devlet, Ulus oluşumuzu ,Millet olma bilincimizi kısaca özetlerken,
Böyle şanlı bir Vatanın içinde bulunduğu çıkamazlara düşmesi, bir yurttaş olarak beni son zamanlarda yaşananlarla kaygılandırıyor
Mustafa Kemal Ülkesi, ilmi bilmi, feni teknolojisi ile dünyada gelişmiş süper Devletler arasında olmalıydı,
Cehaleti yenip medeni ülkeler arasında hak ettiği yerlerde olmalıydı,
Şimdiki haliyle, kin, , zan, iftira, kumpas, kibir başarısız yöneticiler ve arşa yükselen talan ve tarihi soygunları (himmet)ile anılmamalıydı
Ülkesini, Milletini, Vatanını, dinini, diyanetini, dilini, tarihini misak-ı millisini seven biri olarak, yaşananlardan hicap duyuyorum, utanıyorum
Dünyadaki mahcup utanç veren ülke imajımızdan, vicdan azabı duyuyorum
Ve yaşanan bu, yüzü kara olaylardan, çirkinliklerden
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun kahraman silah arkadaşları, şehit ve gazilerimizden özür diliyorum
Çok mahcubum ve çokta utanıyorum
Bir yüce Devletin Vatan sever bireyi olarak, bunları hak etmediğimizi düşünüyorum
Ülkemde asalet, öz, cesaret, Vicdan, fazilet hukuk ,güven ortamı , huzur ortamı can güvenliği ,Adalet arıyorum
Vatanı birinci derece koruma, kollamaya, namus şeref yemini verenleri ,göreve davet ediyorum
Mustafa Kemalden bize yadigâr kalan bir Vatan var, Vatan demek ana, bacı, yar namus demek başka gideceğimiz, referans alabileceğimiz başka Vatanımız olmadığına göre
İstiklalimiz uğruna canlarını bizim için seve, seve feda edip, nice kefensiz yatan Vatan evlatlarının kemiklerini sızlatmamak adına, Vatanımıza, Laik Cumhuriyetine geç kalmaksızın, lütfen, ama lütfen sahip çıkalım diyorum
Unutmayalım ki,
Tarihini bilmeyen bir milletin, gün gelir
Coğrafyasını başkaları çizer,
Milli Bayramları kutlanmayan bir Milletin,
Gün gelir, dini bayramları da olmaz
Dini, diyaneti, ezan-ı Muhammediyesi bile okunmaz
İç dinamiklerimizi yok edenlere, birliğimizi, dirliğimizi, Vatansever bilincimizi törpüleyenlere ,
Güzel ülkemi, harap, bitap, hıyanet içine düşürenlere, etle tırnağı birbirinden ayıranlara kardeşi kardeşe düşürenlere kin tohumları ekenlere lanet okuyorum
_____Ali Cemal AĞIRMAN______
sadikozen
Sahip olduğumuz ilkelerden asla vazgeçecek değiliz. Ama geldiğimiz bu noktada yapabileceğimiz bir şeyler olabilmeli ve hep birlikte ülkemizi içine düştüğü bataklıktan kurtarmaya çalışmalıyız. Yapmaya çalıştığım işte budur. İçi vatan sevgisiyle dolu bütün arkadaşlarımdan bu konuda destek bekliyorum.
En derin sevgilerimle...