- 560 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
“AAA!...DEMİR DEMİRİ YONTUYOR.”
MKEK Mühimmat Fabrikası Tapa İşletmesinde Kalite Kontrol Mühendisi olarak çalışıyordum. Bana bağlı olan bölümlerden Kızlar Kalite Kontrol Şubesinde kız işçilerime işbaşı eğitimi veriyordum. Tapa parçalarının çok küçük ve hassas parçaları
burada kontrol edildikten sonra montaja veriliyordu. Yöneticiler, ellerinin daha uygunluğu nedeni ile bu işte genç kızları çalıştırmayı uygun görmüşlerdi. Bu eğitim esnasında; kız işçilerimin kontrol ettikleri parçaların nasıl üretildiğini bilmedikleri gibi, ne bir tezgah, ne de üretim kısımlarının içlerini görmüşlerdi. Bu durumu öğrenince kendilerine bu parçaları üreten tezgâhları ve nasıl üretildiklerini görmek ister misiniz diye sormam üzerine, hepsi sevinç içinde kabul ettiler. Durumu amirlerime anlattım ve gezdirmem için onay aldım. Belirlediğimiz gün yanımızdaki üretim atölyelerinden başlayarak parçaları üreten tezgâhları tek, tek gezmeye başladık. Çelik çubuklardan kontrol ettikleri parçalar tezgâhtan çıktıkça, tanıdık bir parçayı görmenin sevincini yaşıyorlardı. Ben de onların bu mutluluğunu gördükçe daha bir şevk ve istekle gezdirmeye ve anlatmaya devam ediyordum.
Üretim Atölyelerinin son tezgâhı başına toplandık. Bu tezgâh tapa gövdesini üreten Gieldamaister markalı bir otomattı. Parçanın üretim işlemlerini göstererek “Bakın şimdi boşluğunu açıyor, delikleri deliyor, diş açıyor ve koniklik vererek kesiyor” diye her işlemi gösterip anlatmıştım. Sözlerimi bitirmiştim ki arka sıralardan bir işçimin sesi duyuldu. “Aaaa!..Kız baksana demir demiri yontuyor.” dedi.Bütün işçilerim o tarafa gittiler.Ben de peşlerinden gittim.Hayretten dillerini yutacak gibiydiler.Şaşkınlıktan açılmış ağızlarını tutuyorlar ve “Aaa!”diye ses çıkarıyorlardı.İlgilerini çeken tezgaha baktım;yaşlı bir işçi kendi yaşlarındaki basit bir planya tezgahında bir lamanın yüzey temizliğini yapıyordu.Tek işlemli demirin demiri yonttuğunu anlamışlar ancak çok işlemli olanları kavrayamamışlardı.
Uzun süredir boşuna çene çalmış ve boşuna oradan oraya koşmuştum. Kız işçilerime hiçbir şey anlatamamıştım. Kendimi yorgun ve üzgün hissetmeme rağmen, kız işçilerim çok şey görmenin ve öğrenmenin mutluluğu içinde olduklarını görmem; üzüntümü hafifletiyordu.
Bu geziden ben de önemli bir şey öğrenmiştim. İnsanların bilgilendirilmesi, ancak algılamaları kadardı.Ne bir fazla,ne de bir noksan.
Yakacık,20.12.2008
YORUMLAR
Süngerin, kalitesine göre tuttuğu su kadar mı?...
Faydalı ve ilgi duyularak okunan, güzel bir yazı okudum... Sağolasın.
A. Ü. Açıköğretim Fakültesi'nden ne aldığımızı öğrendim, aklımın aldığı kadar; ya gençler!.
Selâmımla...
kadiryeter Kadir Yeter. 04.11.2016 CUMÂ. TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/158929-aaa-demir-demiri-yontuyor/
Fevzi Durmuş'a