- 1609 Okunma
- 12 Yorum
- 5 Beğeni
NE KADAR ŞIMARIĞIZ BİZ BÖYLE!!!???...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Allah’ın verdiği maddî-manevî her şeye gönülden şükretmeli...
Bu gün Engelliler Derneğinin oradan geçerken, Derneğe dört eli üstünde ( Yoksa dört ayağı üstünde mi demeliydim, ya da iki eli iki ayağı üstünde mi demeliydim? O insanın bizzat yaşadığı, hayat tarzı olmuş durumu ben kelimelere dökmekte bile zorlanıyorum. Allah yar ve yardımcısı olsun inşallah. Amin.) derneğe girdiğini gördüm. İçim ürperdi, tüylerim diken diken oldu. "Gidip oradakiler için yapabileceğim ne varsa yapmam gerek...", diye düşündüm.
Biz insanlar, ne kadar şımarığız... Doymak, kanmak, şükretmek nedir bilmiyoruz. Dur durağımız yok. İstiyoruz da, istiyoruz. İstediğimiz oluyor, bu kez bir şımarıklık daha edip beğenmiyoruz, daha iyisini istiyoruz.
Ne kadar aç gözlü, hırslıyız! Şu yalancı dünyanın sonu hiç gelmeyecek sanıyoruz. Elimizdeki ile yetinmek mutlu olmak yerine hep daha fazlasını isteyerek hem kendimizi hem çevremizdekileri üzüyor, yıpratıyoruz. Böylece ikili ilişkilerimizi bozuyoruz. Belki de dönüşü olmayan çıkmaz yollara sokuyoruz.
Oysa ki; alıcı gözle bir baksak etrafımıza, çevremizde olup bitenleri anlamaya çalışarak gözlemlesek hayatı, belki de daha kaliteli yaşayacağız hayatı ve mutlu bireyler olarak çevremize de ışık-enerji-mutluluk saçacağız belki…
Bir kaza sonucu, sağ bacağının dizden aşağısını kaybetmiş olmasına rağmen protez bacakla bale yapan 12 yaşındaki bir kız çocuğundaki azmi ve yaşama sevincini görebilseydik, tekerlekli sandalyesinde, kucağındaki çocuğuyla pazarda alış-veriş yapan engelli annenin yaşama tutunma gücünü yakalayabilseydik yüreklerimizde, engelli anne-babanın iki evladına bakabilmek için sevgi ile aşk ile her konuda birbirilerine nasıl destek olabildiklerini anlayabilseydik zihnimizde ne kadar şımarık, doyumsuz, aç gözlü olduğumuzu anlayabilecektik belki de…
Şımarığız biz, hem de çok şımarık gerçekten de… Onlarca, çeşit, çeşit ayakkabımız varken bilmem falan renkte, filan santim yüksek topuklu, bilmem ne model ayakkabı derdine düşerken protez bacak-kol-el edinebilmek için çırpınan, edinebildiğinde dünyalar bahşedilmiş gibi mutlu olan insanlara dönüp bir bakmak, her şeye rağmen mutlu olabilme-hayata tutunabilme çabalarından ders çıkarabilmek lazım…
VELHASILI-VELKELAM, ŞÜKREDEBİLMEK LAZIM… ŞÜKRETMEYİ BİLMEK LAZIM AZİZİM, ŞÜKRETMEYİ BİLMEK LAZIM…
03/11/2016 15:58
Perihan METİN
NOT: "NE KADAR ŞIMARIĞIZ BİZ BÖYLE!!!???..." Başlıklı yazımı, "Günün Yazısı" olmaya layık gören Edebiyat Defteri Seçki Kuruluna çok teşekkürler ederim. Saygı ve sevgilerimle.
YORUMLAR
perim güne gelen yazını öncelikle tebrik ederim. gerçektende salgın derecesinde doyumsuz ve elindekinle yetinmeyen hep isteyen bir toplum gözümüzün önünde seriliyor. acınası sigara elinde sokaklar dolusu gençleri görünce içim acıyor .. her sabah okula giden köşe başlarında birbirleriyle ağız dolusu kavga eden silme tokat küfürleri gördükçe içim daha da daralıyor. hep bitmeyen arzularla doldurup yetinmeyen senin tabirinle şımarık ve vurdumduymazlık almış yürümüş ....en can alıcı konuyu eline aldığın için sağol var ol..
Perihan Metin
Sınır tanımaz bir doyumsuzluk var içimizde.Ne nkadar kötü değil mi ? Yetinebilme ve o doğrultuda davranış sergileme bazen insanlara mutluluklar katıyor hem de kat be kat. Bu başkalarını kıskandırdığı ölçüde bile oluyor.Ne mutlu öyle yaşayanlara. Sağlık en büyük hazinedir diye düşünen fakir, mağdur ve de o kadar mutlu , huzurlu insanlar var. İşte gerçek mutluluk bu diyorum. Böyle duyarlı yüreğiniz hep var olsun Hoca Hanım. Sağlıkla ve mutlulukla kalın.
Perihan Metin
Zaman ayırıp okuduğunu ve yorumunuz için teşekkürler, hayırlı günler.
En son ne vakit elimize çubukla vuruldu!?... kimse yazmaz; çocuklarımızı, kabahatleri için hafifçe haşladık ya da bu korku ile büyüttük!.
Diyorum ki, çocuk şımarıklığının bin katını geçen; eli para ya da makam- mevki görmüş, nice eli haşlanası orta yaşlı insanımız var.
Memleketin içinde istediğimiz yere gitme, gezme ve yaşama hürriyeti adı altında, nice kabahatler işleniyor... tabîidir ki; bu gibi yazılara efelik yapacak çok sayıda yazar- çizer çıkabilir... işe de yarıyor bu kapı devirmeleri!... hele de başabuyruk olacaklar, tarafsız kalmayı, insaf sayıyorlarsa!.
Neyse, ben yine dilimi tutup sözü daha acılı hâle getirmeyeyim!. eli, kalın zincirli kelimelerle dolaşanların sayısı, terazinin bir kefesine, dökülmüş kurşun eriyiği gibi çöktüğü mahalde.
Sözü dolandırdım sanılmasın; bilgi, bıçak gibidir, elinde olanlara 1,5 Metreden fazla yanaşılmasın!.
Yazınız, belki düşünme fırsatı verir; hayatı, yıldırım hızı ile yaşamaya çalışanlara... iki ucunun boyu, üç gün olan hayatımızda.
Sağolasın...
kadiryeter Kadir Yeter. 05 KASIM 2016 TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/158918-ne-kadar-simarigiz-biz-boyle/
Perihan Metin'e
Perihan Metin
Ancak, yine de her şey anlayana daha doğrusu anlamak isteyene göre bir anlam ve değer kazanıyor.
"Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az misali yani...
Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle, hayırlı günler.
Perihan Metin
Perihan Metin
Duyarlı bir davranış tı tebrik ederim
Keşke herkez düşünebilse şükretmek ne demek ve sağlığın kıymetini bilmek ne demek,, Dara düşünce veya hasta olunca anlıyoruz sağlığın kıymetini bir bir bilebilsek şükretmek ne demek demek sadece şükürler olsun Rabbim demek değil,varlığının şükrü maddi yardım etmek sağlığında şükrü engellileri unutmamak ve onlara yardımcı olmak olmalı ve Allah'a şükürde ibadet etmeli. Hep sözde bunlar dilerim tabikide hem fikir olmslıyoz inşallah diyorum
selam ve dua ile Saygılarımla..
mehmet ali unsal tarafından 11/4/2016 12:34:02 AM zamanında düzenlenmiştir.
Perihan Metin
Güzel yazınız için sizi tebrik ederim. Günümüzde insanlar maddi imkanlarına göre sınıflandırılmakta. Öte yandan manevi durum es geçilmektedir. Şu bir gerçektir ki dünyada ne zengin insan biter ki bitmesi de gerekmez ne de fakir insan biter her ne kadar fakirliğin bitmesini istesek de.Dolayısıyla her insan kendi olanaklarını kullanarak bazen de ekstra bir gayret göstererek olanaklarını artırıp kendine bir yaşam kuruyor.Yani herkes kendi imkanları ölçüsünde bir hayat yaşıyor. Dolayısıyla zengin insanın 5 ayakkabısı olup fakirin olmayabilir.Burada yapılması gereken zenginin haline şükretmesi ve elinden geldiğince fakire yardım etmesi diğer yandan da imkanlarını hem kendisi hem de toplum için kullanması gerekir. Aynı şey maneviyat için de geçerlidir.
Bu konudaki düşüncem bu yöndedir.
Saygılarımla.
aylakonur tarafından 11/3/2016 3:50:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
Perihan Metin
Perihan Metin
Bir anlık dalgınlıkla ve de okuma gözlüğümün o an gözümde olmayışı ile de alakası var ne yazık ki :( Gerçekten çok üzgünüm, tekrar çok özür diliyorum. :(
onur altınbaş
Saygılar efendim.Kendinize iyi bakın. :)