- 813 Okunma
- 12 Yorum
- 3 Beğeni
Medeniyet dairesini terk (mi) ediyoruz !
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Burada,esasen İbn-i Haldun’a ait olan “Medeniyet Dairesi” kavramıyla ilgili 3-4 yazı yazmış ve bu kavrama dikkat(!) çekmiştim.
Tekrar aynı konuya dönecek değilim ama belleğimde uzun zamandır bu kavram var,flu da olsa ta 70 ‘li yıllarda sosyoloji hocamız Nermin Hanıma kadar da gider.
Ülkemizde de 15 Temmuz “kalkışmasından “sonra gündeme “idam” talep ve kavramı girdi.Hem siyaseten,hem de toplumsal talep olarak!
Evet,kalabalıkların “talepleri” anlaşılır bir şeydir;haklıdırlar da ama “haklı olmak başka doğru olmak başkadır” derim hep.
Burada bir de makale yazdım bu başlıkla.(Haklı olmak başka,doğru olmak bambaşkadır!)
Ancak ben hayatım boyunca idama karşı çıktım.Mesela 15-16 ‘lı yaşlarda “Menderes”e kızmama rağmen,idam edilmelerinin haksızlığına /hukuksuzluğuna da dikkat çekmiştim.
Ülkemiz 1949 ‘da Avrupa Konseyi üyeliğine girerek,12 Eylül 1963 ‘teki “Ankara “antlaşmasıyla da AB sürecini başlatarak,idama karşı tavır almıştı.Ki bence doğru olan da budur /buydu.
Şimdi bütün bu “süreç” ve “kazanımları” heba edercesine “idam cezasını” savunmak ve sahiplenmek çok doğru olması gerektir.
Bu bizi “medeniyet dairesinin “dışına iter!
Batıya,ikiyüzlü tavır ve tercihlerinden dolayı tavır almamız,onların ahlaken de olsa savunduğu değerlere “davet etmemiz” doğru ve gereklidir de.
Ama bir an,belki de öfkeli kalabalıkları “yatıştırmak” için “idam ipine” sarılmasının bence mantıki ve anlaşılır bir yanı yoktur.Kaldı ki bugün ceza çıksa bile,cezalar geriye doğru işlemez kuralına bağlı olarak 15 Temmuz “darbecilerine” uygulamak mümkün olmayacaktır.
Benim sıradan ve sade bir “vatandaş” olarak beklentim ve dileğim “adil yargılanmaları” ve hak ettikleri en ağır cezaya çarptırılmalarıdır.
Unutmayalım ki ülkemizde 17 Eylül 1961 ‘de Menderes ve arkadaşları;6 Mayıs 1972 ‘ de de Deniz Gezmiş ve arkadaşları “idam “edilmeselerdi,belki bugünkü “travmalar” hiç yaşanmayacak,unutulup,gideceklerdi.
Toplumda derin yaralar açtıkları,”Acı her dem tazedir” sözünü doğrularcasına kesin gibi.
Dünyanın değişik ülkelerinde idam cezası olduğu doğru.Mesela İran en başlarda.
Ama 2015 yılında,dünyada 1634 idam cezası gerçekleştiriliyor,bunun 977 ‘si İran’da.Demek ki “idamın” olması,suçun da engellenmesi demek değil(miş.)
Medeniyet dairesi içinde kalmak önemli ve değer bence.
Darbecilere,çocuk “katillerine”,çocuklara tecavüzcülere ben de öfkeliyim her sade insan gibi.Ama “öfkeleri” de kontrol etmek gerek.Şimdilerde,özellikle futbol takımlarına “öfke kontrolu” seminerlerinin verildiğini basından okumaktayım.
Kaldı ki dilimizde çok güzel de bir atasözü var:
-Öfke gelir göz kızarır,öfke gider yüz kızarır!
Gözlerin kızarması anlaşılır bir şey,ama yüz öyle mi?
Şimdi bin kere düşünüp,bir kere konuşmak zamanıdır.Çünkü Arapların çok güzel atasözünde olduğu gibi :(Bunun hadis olduğu da söylenmektedir.)
-Söz ağızdan çıkana kadar ona hükmedersin ama çıktıktan sonra o sana hükmeder!
YORUMLAR
Bu idam cezası çok hassas bir konu. Yorumları tek tek okudum.Artik inanın tv izlemiyorum.onun yerine ya resim yapıyorum yada kitap okuyorum. Bir manada psikolojik bir kaçış benimkisi. Adalete inancım her zaman sonsuzdur. Ama adaletin tam olarak işlediğini bilebiliyor muyuz. Hatta 15 temmuzdan sonra isten atılan ya da açığa alınanların ne kadarının suclu-suçsuz olduğunu bilebliyoruz.Benim için önce vatan gelir. Vatan hainleri, özellikle şu anda arada beslenen apo ve pkk örgütüne mensup katillerinin adil olarak yargılanıp idam cezasını kullanılmasını isterim. Ha bir de çocuk taciz ileri ile cinsel istismar suçlularına uygulanabilir. Böyle konuştuğuna bakmayın ben idama karşıyım aslında ama cigerimizin yNdigi zamanlar insan daha faarkli düşünebiliyor.Bu e gelen seckinizi kutlar.saygılar sunarım.
Bu idam cezası çok hassas bir konu. Yorumları tek tek okudum.Artik inanın tv izlemiyorum.onun yerine ya resim yapıyorum yada kitap okuyorum. Bir manada psikolojik bir kaçış benimkisi. Adalete inancım her zaman sonsuzdur. Ama adaletin tam olarak işlediğini bilebiliyor muyuz. Hatta 15 temmuzdan sonra isten atılan ya da açığa alınanların ne kadarının suclu-suçsuz olduğunu bilebliyoruz.Benim için önce vatan gelir. Vatan hainleri, özellikle şu anda arada beslenen apo ve pkk örgütüne mensup katillerinin adil olarak yargılanıp idam cezasını kullanılmasını isterim. Ha bir de çocuk taciz ileri ile cinsel istismar suçlularına uygulanabilir. Böyle konuştuğuna bakmayın ben idama karşıyım aslında ama cigerimizin yNdigi zamanlar insan daha faarkli düşünebiliyor.Bu e gelen seckinizi kutlar.saygılar sunarım.
sabri ayçiçek
Bu idam cezası çok hassas bir konu. Yorumları tek tek okudum.Artik inanın tv izlemiyorum.onun yerine ya resim yapıyorum yada kitap okuyorum. Bir manada psikolojik bir kaçış benimkisi. Adalete inancım her zaman sonsuzdur. Ama adaletin tam olarak işlediğini bilebiliyor muyuz. Hatta 15 temmuzdan sonra isten atılan ya da açığa alınanların ne kadarının suclu-suçsuz olduğunu bilebliyoruz.Benim için önce vatan gelir. Vatan hainleri, özellikle şu anda arada beslenen apo ve pkk örgütüne mensup katillerinin adil olarak yargılanıp idam cezasını kullanılmasını isterim. Ha bir de çocuk taciz ileri ile cinsel istismar suçlularına uygulanabilir. Böyle konuştuğuna bakmayın ben idama karşıyım aslında ama cigerimizin yNdigi zamanlar insan daha faarkli düşünebiliyor.Bu e gelen seckinizi kutlar.saygılar sunarım.
“Haklı olmak başka doğru olmak başkadır” derim hep. diyorsunuz da-Bu hemen her insanın müşterek söylemdir. Hiçbir insan boşu boşuna aktır. durup dururken bir başkasının canına kast edilmesini istemez.İdam da buna dahildir. Ancak öyle durumlar ve suçlar vardır ki bunun karşılığı mutlaka ölüm yani idam olmalıdır. Aacaba siz yalnızca siyasilerin mi yoksa tüm suç kapsamına giren suçluların idamına mı karşısınız. Öylesine tüyler ürperten korkunç suçlar işleniyor ki bunları hoş görü olgunluk insan hakları zırhına bürünüp yok sayamazsınız! Günde yirmi beş şehidin sorumlularına alkış mı tutmak gerekiyor. Ateş düştüğü yeri yakar. Hadiste yer aldığını söylediğiniz ve buna benzer bir takım sözlerle yola çıkmak çok yanlış ve tehlikeli bence. Yaradan bile suçlu ve günahkar kullarını cezalandıracağını buyurmuşken…
Bu ülkede adaleti tarafsız yargıyı sağlıklı bir hukuk sistemini hayal etmek bile olanaksızken..
Evet fevkalade haksız adaletsiz bir şekilde yargısız infaz edilenler insanlığın yüz karası ve utancı olarak kazınacaktır belleklere.
Esenlikler dileklerimle.
sabri ayçiçek
Sakın suçluyu affedelim diye bir anlam da çıkarmayınız bundan:Suç ile ceza orantılı olmalı,ayrıca da dahil olmak istediğimiz uluslararası "organlar" buna karşılar.Ya buna uyarız,ya da idama evet diyerek başka bir yere "savrulur" gideriz...Dileğim doğru karar alınmasıdır yoksa suçların cezasız kalması değil.İyi akşamlar dileğimle.
Bence bugün idam taleplerini haykıranların, özellikle peşlerinden gittikleri siyasetçilerin yıllardır güttüğü intikam duygularının temelinde, zamanında idam edilen din adamları vardır. Oysa ki bugün idam edilmesini çok arzu ettikleri kişi de düne kadar '' Çok, hatta en değerli din adamı '' olarak , aynı kişilerin başlarının üzerinde, gönüllerinin baş köşesinde yer almaktaydı. Tıpkı perhiz / lâhana turşusu olayı gibi..
sabri ayçiçek
Hiç kimsenin kimsenin malına, canına, ırzına saldırı hakkı olmadığı gibi hiç kimsenin kimsenin canını almaya da hakkı yoktur. Suçu, sebep ve sonuç ilişkisiyle değerlendirirsek biraz da kendimize bakmamız gerekmez mi? Kendimiz derken kendi elimizle yarattığımız şu rezil düzenin kendisine...
sabri ayçiçek
Asılanların "acısı "ortada iken,ısrar doğru değil bence.Demek istediğim budur /buydu....Selamlarımla.
İki teşekkürüm var öncelikle.
Biri yazımı "günün yazısı" seçen kurula,diğeri de yazımla ilgili görüş,düşünce açıklama "zahmetinde" bulunan okur ve üyelere.
Biliyorum bu konu hukukun en tartışmalı alanı,ancak farklı insanların da görüş açıklaması detayları yakalamaya fırsat verebilir.
En güzeli de yazımın "okunuyor" olması.
1972 den beri biraz da mesleğim gereği hukuk,adalet,ceza gibi kavramlar üzerinde en çok "çalışma" yaptıklarım oldu.Kısaca bütün sorunun adil olmakta saklı olduğunu belirtmeliyim.
Suç-ceza arasında bir korelasyon olması ve "kararın" kamu vicdanında hak yerini buldu dedirtmesi...Herkese güzel gün /günler dileğimle.
Çocuk tacizini düşünün... Çocuk ve taciz yan yana geliyor... Sonra vatan ve ihanet ...Vatan hainliği.... Böyle durumlarda öfke ile değilde adil olarak düşünsek bile idam haktır fikrimce. yüzlerce bebek, kadın ve çocuğun ölümünden sorumlu Apo kişisi ni beslemeye devam edelim o zaman... Bilemiyorum ... Konu manidar...
Sevgilerimle..
sabri ayçiçek
Lakin bunun hem adaletli hem de çözüm olmadığını gördük.Sanırım en uygunu,ceza ve suç arasında denge kurulması.İyi gün dileğimle.
Çocuk istismarı ve tecavüz..Kesin kafasını bana göre. İdam bile onlara ödül sayılır.
Ve terör.. Yani PKK.Ne diye o şerefsiz vatan hainlerini hapiste bakayım ki? Bana göre asılsın.
Ama darbecilere bende karşıyım.. Neden mi? Bu hükümeti başa getiren de onlar. Ve hala ne hikmetse hiç bir milletvekili bakan bu suçlamayla yüzyüze getirilmedi. Yani suçlu hala alkışlanır durumda. O zaman kim kimi idam edebilir ki?
sabri ayçiçek
Sabri bey güzel diyosunuz da vatan hainlerine acınmaz. Fidan gibi evlatlarını şehit veren anaların babaların, genç yaşta dul kalan bacıların, yetimlerin yüreklerine su serpmek şart oldu artık.
sabri ayçiçek
Hocam güzel noktalara değinmişsiniz
Siyasi idamlar ülkemizde derin yaralar açtı gerçekten
27 Mayıs kapıyı araladı
12 Mart, 12 Eylül ardına kadar açtı
Dediğiniz gibi şimdi idam cezası kabul görse kanunun geçmişe yürümezliği ilkesi de var
Birde idam cezasına yöneltilen en güçlü eleştiri ölüm cezasının geri dönülmezliği
Sonraki yıllarda veya nesilde haksızlığına bir şekilde kani olunursa öleni geri getirmek mümkün değil
Duygusal bir toplumuz, geçmişi de çabuk unutuyoruz
O yüzden sosyal psikolojinin yaydığı heyecan dalgaları ne kadar hukuk kaynağı olur, olabilir, olabilir mi? Tartışılır elbet
Yalnız hocam
Terör, çocuk tecavüzleri farklı alınabilir, alınabilmeli de
Yaşama hakkının kutsiyeti deniyorda, katledilenlerin durumu ve toplumda açtığı yara göz ardı edilebilir mi?
Birde hocam müebbeti idama göre daha ağır bir ceza olarak anlamak mümkün
Ancak müebbete sadık kalan bir siyasal ve hukuksal yapımız da yok
Yoksa idam bir defadır da müebbet ömür boyu her an çektirebilir
Ne ki, dediğim gibi terör ve tecavüz özellikle de çocuk tecavüzü suçlarında idam meşruiyet kazanır bence
Bir dönem terör sayılanın başka bir dönem farklı bir anlatıma bürünmesi bu gerçeği değiştirmez, değiştirmemeli bence
Nihayet Hocam
Güne gelen yüreği, emeği, kalemi, kelamı kutlarım
Saygı ve selamlarımla...
sabri ayçiçek
İdam belki insanlık dışı gibi gelebilir Sabri bey lakin o kadar çok ölümü hak eden ve masum insanlara dünyayı dar eden caniler var ki bu yüzden idama tarafım ben...
Eğer benim sokakta ölme ihtimalim,
Tacize uğrama ihtimalim,
Çocuklarımın geleceği için endişeli olma ihtimalim varsa
VE
Adalete ve hukuka olan güvenime halel getirecek kadar katiller ortalıkta geziyorsa BIRAKIN idam GELSİN..
Artık huzurla nefes almak ,güvenle yaşamak istiyoruz.... KUTLUYORUM güne gelen değerli yazınızı...
sabri ayçiçek
Esasen huzuru sağlamak en önemli görevi olmalı devletin.Ben sadece "tartışmaya" bir kapı araladım.Görüşlerin çoğalması daha doğruya yaklaştıracaktır hepimizi...Güzel gün dileğimle.