Rüya...
Güne gece düştü. Düne bugün.
Sarsılıyor yine bedenim titrek mum alevi misali.
Kulak misafiri oluyorum beni çekiştiren dudaklarımın ardından, dört açılıyorum. (Bu da ne demekse?)
Gözlerim yalancı yalancı bakıyor, burnum ihanetin kokusunu alıyor.
Ellerim geziniyor apneye tutulmuş vücudumun vahasında.
Dahasında söyleyeceklerim var. Ruhum esir düşmüş birkaç bedeviye.
Yürüyorum, yürüyoruz, yürüyorlar. Üçüncü şahısların fiilleri kahretsin!
Ateşler yanıyor çadırlara, kıvıra kıvıra süzülüyor bir yılan şah damarımdan.
Terliyorum, akıyorum, bitiyorum susuz kalmış topraklara.
Yalan!
Bu bir rüya!
Olamaz, olmamalı, oldu mu?
Rüya... Yazısına Yorum Yap
"Rüya..." başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.