- 1189 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AŞKINA KURBAN-2.BÖLÜM
AŞKINA KURBAN-2.Bölüm
SEVMİŞ YEŞİL DİVRİKLİ
Şiir; Hülya ASLAN
Uluzar üzüm bağı, Cüregin demir dağı
Begler biner kır ata, yakın eder ırağı
İç Ahmed-i Şah suyu ,gör Mirçinge’ de hanı
Kangal içi çermikli sevmiş yeşil Divrikli
Periza mektubu acele göğsüne saklar ve hemen anasına koşar,elbet ıssız bir köşe bulacak ve mektubu okuyacaktır.
Periza- Geldim ana geldim aha bunlar çir yapılacak erükler ,tenekeye topladıklarımıda ineğin musuruna dolduracam.
Vahide hatun -Aferim gızıma,cümle gapısının yanındaki seküyüde eyi sil süpür, böyügananın minderinide oraya goy ki ihtiyar güneşlensin .
Periza-Ana ben bu işi de görünce kanaviçemin başına oturmak dün başladığım gül motifimi bitirmek istiyorum.(Yalnız kalabilmek için izin ister gibidir)
Vahide hatun-Gızım atlı atını çekip gapıyamı dayandı ? ganaviçenide işlersin tamam , hele ögden baaaa yardım et .Azacuk iç yuğur görpelerinden asma yaprağına dola da getürki yiyem , güneşin arnında içim geçti.
Periza;‘Peki ana hemen yapamda getürem’der işe koyulur fakat ,her hareketinde,göğsündeki mektubun kağıdı yüreciğini gıdıklamakta okuyabilmek için akşamı iple çekmektedir.
Periza bu akşamda her zamanki gibi babasının konukları için hazırlık yapmaktadır,toyhanedeki kürsü başı masasına temiz sofra bezini serer, üstüne löküs lambasını koyar ,salları iyice silip parlatır,su küpündeki suyu tazeler ,ninesiyle beraber kaldığı küçük odaya çekilir,odanın loş ışığında mektubu okumaya devam eder.Hatice ninenin gözleri iyi göremesede kulakları gayet hasastır,kağıt hışırtısına tepki verir.
Hatice Nine-Periza bastık gızım gündüzler çuvalamı girdi ? bu lomba sumu yahıyı ,puardanmı doluyu gapat şu idare lambasını da uyu sabah ola hayrola .Onca kıtlık,yokluk,yoksulluk görmüş ninenin değilki israfa acil ihtiyaçlara bile tahammülü kalmamıştır neredeyse ahur fiskesiyle oturacaktır karanlıkta.Periza - Ninem sen uyu bugün Şükriye’den bohça kenarı işlemek için bir çiçek örneği aldıydım da gız çehizinden çıkardı verdi, kirlenmeden geri sandığına koyması lazım, bende o yüzden acele ediyim -hemen örneği cızıp lambayı söndürecem . Periza iç geçirir (ahhh şu kalabalık başım ,gündüz anam, gece nenem,birazdan Halil ağbimde gapıya dayanır) ’’ Periza babamın azaları gelmiş, kayfeleri yap ki götürem aman aa uyuma.’
Bir zamanlar yani Periza Kadir’i görmeden önce ninesinin anlattığı, gerçek yaşanmışlıklar (Ermeni eşkıyalarının karadağdan inmeleri, camileri basıp Müslüman Türkleri süngüden geçirmeleri,savaş zamanlarındaki kıtlıklar,eski karasevdalılar ..) onun zevkle dinlediği,uyurken ninnisi olan hikayelerdi. Fakat Kadiri gördükten sonra artık ninesinin anlattıkları cazip gelmemekte bütün dünyası Kadirle dolmaktadır.Perizacık O’nun hayaliyle başbaşa kalabilmek için gün boyu fırsat kollar hale gelmiştir.Artık şu mektubu cevaplamam lazım diye ninesinin sözleri,ihtarları arasından sıyrılıp mektubu okumaya devam eder.
‘’ Perigülüm,
Uzaktan kaçamak bakışlarımız sana olan özlemimi daha çok artırmakta,bahçemde kızaran cıngıllı elma gibisin, her gün sana ulaşacağım günü beklemekteyim, bu cumaörtesi Pireyipde arkadaşımın güvey sahresi var, seni orada görebilsem inanki pireyibin bütün suları yüreğimin içine dolacak yangımı söndürecek bana tez cevap veresin, uykularımı hayalinle süsleyesin ,canımın içi,gözümün nuru perikızı.Allah’a emanet ol,öperim bal yanaklarından.Kadirin.
Periza mektubun cevabını acelece yazar aynı zarfa koyup yarın kuyuya sallandırmak için saklar.Her ne kadar Kadire sahreye gideceğini yazmış olsada anasından nasıl izin alacağını kara kara düşünmeye başlar.
Periza- Ana canım ana bülüyüm sen getmezsin güvey sahresinde içki içerler bize göre degül dersin. ama beni dayım gızlarıyla yollasan, çok havaslanıyım elini öpem anam.
Vahide Hatun- Amovvv sen ne deyisin gız Periza babana ne derim gişi üçden beşe beni boşar delimisin gızım yooohhhh gıçıı gır otur nakışını işle sahre mahre Gaynanasuz gelin ,anasuz gızlara,görü degül .Tövbe- tövbe bir tanıyan olursa hele muhtarın gızına bak hele, sahrede ne işi var demezmi ?
Periza-_ Ana senin eski yeşil atgunu örtünürüm ,herkeş beni ıhtıyar avrat sanar,yengemin yanından ayrılmam , dayım gızlarıyla eş olur,kimselere garışmam, guran mushaf çarpsın ki , oğlanların tarafına gözümün ucuyla bakmam, ana gurban olam he de .(Periza yemin gassem ederek, sonunda anasını razı etmiştir. Ama Kadire bakacağı için , yemin ederken sağ ayağını kaldırmayı da ihmal etmez (Allah’ım affet çarpılmayım diye de dua eder).
Cumanın ertesine daha beş gün vardır, beş sabah,beş öğlen.beş ikindi, beş akşam ,beş yatsı geçecek günler Kadiri perizaya getirecektir.
Ve nihayet Pireyip çaylar bölgesi mesire alanındalar, sahrede oğlan tarafı ,kız tarafı ve konuklar ayrı ayrı gruplar halinde piknik alanına toplanmışlar, ağaç dipleri ,su başları kapılmış yaşlılar ellerinde tesbihleri köşe minderlerine bağdaş kurup sohbete dalmışlar, gelinler kızlar da akşamdan hazırladıkları yiyecekleri ısıtmakla,pişirmekle meşguller ,kimisi gazocağını pompalayıp duruyor,kimi ocak yapıp yakmaya çalışıyor çay için çevreden çalı çırpı toplamak ,puvardan su getirmek Periza ile dayısı kızlarının görevi,tabiii Periza başındaki anasının eski yeşil atkısını bir kenara bırakıp oyalı yazmasıyla saçlarını laçik edip, su bakracını aldığı gibi pınarın yolunu tutuyor,kalbi yerinden çıkacak,çırpınan bir kuş sanki, Perizacık Kadiri göreceği için tirtir titriyor dayısı kızı;
Vesigül-Gız niye ditireyisin Kadiri görecen işte! besmele çek gendine gel hele heyırdür ne oluyu saaaa?
Periza-Sorma gı tuhaf oluyum geçen gün Kadir camiye giderken kanatlı gapının anahtar deliğinden bakam dedim bayılır gibi oldum bakamadım dersin beni sıtma tutuyu titreyip duruyum.
Konuşmaları bitmeden Vesigül Perizayı dürterek ’ eyi adam lafının üstüne gelirmüş bak seninki karşı gavagın dibinde yolunu bekler‘ diyor.
Vesigül ayrılıp pınara doğru yürürken Kadir ile Periza kavak ağaçlarının kalın gövdelerine yaslanıp saklanarak sarılırlar. Sahrelerde kalabalık genelde güvey ve gelin tarafının etrafında toplandığından biraz uzaklaşınca etraf ıssız, sesiz tabiatın boş kucağıdır,zaten Kadir etrafa gözcü olarak asker arkadaşı Ahmet’i bekçi bırakmıştır. Herhangi bir durumda ıslık çalacaktır. Perizanın dayı kızı Vesigülde Perizayı kollamakta pınarda onu beklemektedir .Suyu alıp birlikte döneceklerdir ,Kadir Perizanın ellerini avuçlarında tutarken saçlarına öpücükler kondurup koklamaktadır.
Sahrede def çalan kadınlar çeşitli maniler çığırarak gelin tarafının yakınlarını oyuna davet etmekteler,içler yoğrulmakta odun ateşinde tavşan kanı çaylar demlenmektedir.Güvey tarafında gençler oturak alemi havasında eğlenmekteler. Bir köşede gramafonda Divrikli Nuri ÜSTÜNSES uzun hava çığırmakta,zaman zaman def dımbilik çalınmakta, kaşuk oynanmaktayken davulcu tokmağı vurduğunda gençler sarhoş halayı tutuşmaktalar. Offf offf yemekler gırla kadınlar tarafından gelen mezelikler börekler,lahana turşusu yanında iç,süzme yoğurt, kuzu kavurma,pirinç pilovu, sıcak bazlamalar ,düğünümüz şen ola cinsinden eğlence devam etmektedir. Diğer nişanlı,sözlü,yahut yavuklu olanlarda kenarlarda sesiz köşelerde buluşup elele tutuşmanın mutluluğunu yaşamaktadırlar.
SEVMİŞ YEŞİL DİVRKLİ
Şiir Hülya ASLAN
Uluzar üzüm bağı, Cüregin demir dağı
Begler biner kır ata, yakın eder ırağı
İç Ahmed-i Şah suyu ,gör Mirçinge’ de hanı
Kangal içi çermikli sevmiş yeşil Divrikli
Merdivanım kırk ayak, kırkına vurdum dayak
Bögün sahre günüdür çalın defi oynayak
Sevdalılar kavuşsun sağdıcı da biz olak
Kangal içi çermikli ,sevmiş yeşil Divrikli
Semah döner nenesi göynümün bir denesi
Gül goncası açtırır, seherde bülbül sesi
Gızlar gaçar gocaya , Oğul bu neyin nesi
Kangal içi çermikli sevmiş yeşil Divrikli
Oyun ve eğlence devam etmektedir ,Kadir Perizaya ‘’senden hiç ayrılmak istemiyorum bıraksalar bu halde kollarımın arasında sen varken ağaç olur burada kalırım’ derken Perizayı gülümseten bu espriyle ayrılık vaktinin geldiğini nasıl da ince bir dille hatırlatmıştır.Kadir zaten şair ruhludur,Periza O’nun mektuplarını döne döne okurken mest olmakta şiirsel haz duymaktadır
Periza-.Mektuplarımı ihmal etme Kadir ben onları yorganımın ağızlık nakış tarafından içeri doldurup onlarla yatıyorum senin elin değdi,senin kokunu seni bana getiriyorlar.
Kadir-Ne demek bir tanem sana hep yazacağım bir daha nerede nasıl buluşuruz onun planını yapalım.
Periza-Palanga’daki pancar tarlamızda ırgatlara yemek yolluyoruz anama yalvarsam bir kerede beni gönderirmi tarlaya, sende gelsen bizim tarlanın dibindeki aluç ağacının altında görüşelim,’der buluşma kararıyla ayrılırlar.
DEVAM EDECEK
Sözlük
Kuran mushaf çarpsın ki : “Kur’an-ı Kerim’de yer alan hükümlere maruz kalayım” anlamına yemin.
Yemin gassem etmek ; Adeta hem yemin , hem ant vermek, yana yakıla yemin etmek.
İdare Lambası : Gaz yağı ile çalışan aydınlanma aracı(Başında huni şeklinde camı,içinde fitili olur gazyağını muhafaza eden depo kısmıda genelde camdır.
Pireyip : Divriği’nin batısında Pireyip (Pir Eyüp) adı verilen bölgede çeşitli çaylar ve tatlı su kaynaklarının olduğu mesire alanı.
Görü : Göre
Degül :Değil
Löküs lambası : Hava basınçlı bir tür petrol lambası, lüks lambası.
He : Evet anlamında
Gişi :Koca (eş) anlamında
Kaneviçe : Kaneviçe işi, köylerde ve şehirlerde bütün kadınların boş vakitlerini değerlendirmek için zevkle yaptıkları bir işleme(Nakış)türü.
Musur : Ahırlarda bulunan hayvan yemliği.
Azacuk : Azıcık,az
Sekü : Sedir, kerevet.
Atgu : Atkı
Amovvv(Abovv) :Şaşkınlık ve bezginlik belirtir.
Ahur fiskesi : Genelde ahıra girerken kullanılan içine gazyağı doldurulmuş huni şeklindeki bir teneke kutu ucunda yanan fitili bulunmaktadır. İdare lambası, kandil,şamdan.
YORUMLAR
Çamşığ, Çamşıh, Çamağan ağzı ve diyalektiğini biliyorum.
Ozanlar beldesi ve türk(ü) denizidir.
Çok saygın dostlarımı anımsadım, esenlikle Hülya hnm...