PETEK ÖNERMESİ
Bir petek bal, Altıgen kutucuklardan müteşekkil olup, her biri içerisinde dünyanın en leziz maddesini barındırır. O balları yapan arıdan haberi yoktur belki. Ama belki de arı ona varlığını bildirmiştir. Zaten doğal olarak o altıgen peteklerini de kendisi yapar arı.
Şimdi sormak, sorgulamak istiyorum. Bir petek balda binlerce gözenek bulunur. Bu gözeneklerin her birinin bal ile dolu olması beklenir. Ama hiç kimse bana böyle bir petek gösteremez. En dolu petekte bile bu gözeneklerin özellikle kenarda köşede unutulup kalmış olanları boştur. Sorum geliyor, acaba bu gözeneklerin bir tanesi kurtlu olsa, hangi akıllı (!) koca bir petek balı o tek gözenek için çöpe atar?
Kimsenin atacağını zannetmiyorum, her bir kişi o bozukluğu görmezden gelir. Boş gözenekleri zaten umursamayan insan, bir gözenek kurtlu dahi olsa o peteği çöpe atmaz. Hadi diyelim iki gözenek kurtlu olsun, Atılmalı mı o petek, yoksa o iki gözenek petekten çıkarılmaya mı çalışılmalı? 3, 5, 10, 14, 50 gözenek kurtlu olsun hadi, ne yapmalı?
Hatta ve hatta sayıyı bırakıp ben orana geçmek istiyorum. Arıların bin bir zahmetle yaptığı, mucizevi bir tada ve sayısız şifaya haiz olan balı elde etmek için (alerjisi olanlar için) hayatını riske atıp o kovandan o bal peteğini almayı başardıktan sonra, elimizdeki peteğin 4/1’i kurtlu olsa, o peteğin kurtlu olan yeri ayrılıp atılıp, sağlam olan yeri tüketilmez mi? Hadi yarısı olsun, o petekteki bal değerlendirilir, çöpe atılmaz.
Şimdi, bal en sevilen yiyeceklerden birisi olup, �balayı� gibi bir döneme ad vermiş, �Bir eli yağda, bir eli balda� gibi bir deyime kaynaklık etmiştir. Tatlı olduğu kadar şifalıdır ve 1 kilo Anzer balı da 450 YTL�dir. Ama tekrar sormak istiyorum, bu haldeyken, bu bal denen madde, kişisel özellikleri bakımından gözeneklere ve bütün bir kişi olarak da bir peteğe benzetebileceğimiz tek bir insan kadar kıymetli olabilir mi?
Her ideolojide, her dinde, her sistemde (İnsanlıklar bağdaşmayan ve kötülüğü ilah edinmiş olanlar hariç) insan en değerli öğe olduğuna göre, bir insanı birkaç eksikliği(boş gözenek) ya da kötü özelliği(kurtlu gözenek) yüzünden silip atmak hangi mantığa sığar? O kurtlu gözenekleri insana yakışır bir şekilde o insandan bertaraf etmeye çabalamak lazım değil mi? Eğer illa ki de o kurtlu kısmı kesip alamıyorsak, o bölümü yemesek (hoşgörü) olmaz mı?
�Küçük Şeyler� in yazarı Üstün Dökmen hayatım boyunca unutamayacağım bir cümle ile süslemişti kitabını: �Bu ülkede, nimettir diye hiçbir insanı bir ekmeğe tekme atarken görmedim. Yerde bir ekmek varsa alınır, yüksekçe bir yere kaldırılır. Ama birbirine tekme atan çok insan gördüm.�
Ne diyelim, Allah kimseyi �sevgi özürlüsü� eylemesin.
..
YORUMLAR
Yazının başını okurken böyle bir yere varacağını ben de tahmin etmiştim sevgili TunçAy...
Galiba sorun ince düşünemememizde ...
İnsanı insan , hayvanı hayvan , bitkiyi bitki olarak görüp ; aralarında bir benzerlik kuramamamızda.Oysa üçü de varlık , üçü de canlı öyle değil mi???
Herkes senin düşündüğünü düşünseydi acaba ne olurdu ? Sevgi özrü bir özelliğe mi dönüşürdü?
Bunu ben de tahmin edemiyorum ...
Ne diyelim , Allah kimseyi " sevgi özürlüsü " eylemesin !
Kutlarım...
yazının sonunu nasıl biteceğini başta anlamıştım.
elbette her insanda illaki kusur olacak.tanrı kimseyi dört dörtlük yaratmamıştır.ama ne yapalım ki kusur yine bizim ,karşımızdakinin kusurunu görmek ve hatta yüze yüze vurmak gibi bir zevkimiz var.evet gerçekten zevk alan ,karşısındakinin o
onuru kırılmış rencide olmuş burkulmuş halinden mutlu olanlar çok.
iğneyi hiç kendimize batırmıyoruz arkadaş ha bre elde çuvaldız kimde ne sorun var kimin neyi eksik deşelemeye çalışıyoruz.
haklısın allah kimseyi sevgi özürlüsü etmesin.
ve birde
şu 450 liralık balıda alıp yiyen vicdansız ve vatandaşın halini bilmez özürlüsü olanlarında bir an önce tedavisini öneriyorum.
hani senin kahvaltıda yediğin 1 kg lık anzer balın bir agari ücretlinin bir aylık maaşı. değil mi
el insaf!
laledevri tarafından 8/27/2008 7:44:34 PM zamanında düzenlenmiştir.