Lütfen uzat elini
Lütfen elini uzat...
Kime ya da niye,
Kahrediyor beni her seni gizlice gördügümde beni görüceksin diye bakışlarımı kaçırma zorunluluğu... Oysa ben uzun uzun gözlerine bakmak istiyorum ve o masum yüzünde dolaşmak. Ama bir türlü beceremiyorum, saklanıyorum, kaçıyorum hep... Öylece arkandan bakakalıyorum ve son bir kez dönüp bakman için defalarca yalvarıyorum...
Sen kayboluyorsun ve hayatımdaki tüm renkler soluyor yeniden. Siyah beyaz yüzler, siyah beyaz gülüşler, ağaçlar, kuşlar ve simsiyah ben kalıyorum geriye; yüzümde saçma bir ifade, gözlerimde anlamsız bakışlar, içimde garip bir hüzünle...
Sonra sahte mutluluklar, tebessümler göstermeye çalışıyorum sana, kendime, hayata karşı ama içim kan ağlıyor her seferinde tıpkı öleceğini bilen bir hasta gibi...
Yağmur umuduyla bekliyorum hep bir sonraki saniyeyi çünkü bir tek ona anlatabiliyorum derdimi ve bir tek onun yanında ağlayabiliyorum hıçkıra hıçkıra. Ve sadece yağmur yağdığında dinleyebiliyorum dünyanın en güzel şarkısını...
Yalan diyorsun her şey; sen, ben, biz, herkes yalan. Peki gerçek değilmiydi akan bu gözyaşları ve boşamıydı o anlık göz temasları...?
Şimdi ben ölümünü bekleyen bir mahkum gibi her şeyi bir yana bırakıp o son soruyu düşünüyorum ve sen hayatımın bağlı olduğu ipin ucu elinde olan bir cellat gibi vereceğim cevabı...
Lütfen uzat elini ya da bırak ipin ucunu cevabı beklemeden...
Lütfen uyandır beni bu rüyadan ya da izin ver sonsuzluk olsun son rüyam...
Lütfen elini uzat...
YORUMLAR
merhaba her satırınızda binlerce düşünce binlerce anlam yüklü bunları anlamak için uzun yıllar büyük bir aşk yaşamak lazım içindeyken anlaşılmıyor , o değer verilmiyor kaybedince anlıyoruz özellikle yıllar geçtikçe tamamen kaybettiğini düşünmek dahada acı veriyor kaleminize yüreğinize sağlık devamı dileğiyle arzular yarınlara enise hanım