Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
İlhan Kemal
İlhan Kemal
@ilhankemal

Kahramanın Yolculuğu - Bildiğim Dünya

22 Ekim 2016 Cumartesi
Yorum

Kahramanın Yolculuğu - Bildiğim Dünya

9

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1520

Okunma

Kahramanın Yolculuğu - Bildiğim Dünya

“Fırtınadan da korkmaz mısınız?”

Deniz üzerinde patlayan havadan, fırtınada karayı görememekten ya da görüp de istemediğim bir yakınlıkta olduğunu farketmekten korkarım. Barometrenin başaşağı gidişinden, ana direğin çatırdamasından, dalga güvertenin üzerini yaladıktan sonra bir kişinin eksik olmasından da korkarım. Korkarım korkmasına da denizde değilim. Açılacak teknem yok. Tekneyi geçin, bir botum bile yok. Yıllardır güverteye ayak basmadım. Hal bu iken fırtınadan korkmam gerekirmiş gibi gelmedi.

“Peki ya fırtınada kalmış şu ağaçlardan?”

Biliyorum ki literatürde arborafobi diye bir kavram var: ağaçlardan korkma durumu. Ağaca çıkıp düşmekten değil, basbayağı ağaçtan korkmaktan bahsediyorum. Bir ara, gençlik yıllarımda, ben de buna yakalandığımı düşünmüştüm. Bu korkumu karanlık bir kış akşamı, benim gibi yeni yetme kuzenlerimle seyrettiğim Evil Dead adlı korku filmi ortaya çıkarmıştı. Filmde uyuyan Karanlıkların Efendisi uyandırılıyor, sözü geçen efendi de ağaçların bir kızın ırzına geçmesini sağlıyordu. Her ne kadar bu sahnenin etkisi fazla sürmediyse de bugün hala ağaçtan sarkan bir sarmaşık görsem o kış akşamına geri dönerim.

Dönüp bahçeye baktım. Evet, ağaçlardan başka bir şey görünmüyordu. Evet, ağaçlardan sarkan sarmaşıklar vardı. Ama Evil Dead 35 yıl öncesinde kalmıştı. Niye korkmam gereksin ki?

“Bir de şu gözle bakın. Bunlar loblolly çamları. Boyları otuz metreye varıyor. Bir fırtınada devrilseler sadece sizin evi değil, komşununkini de götürürler. Bu durum sizi endişelendirmiyor mu?”

Bu loblolly çamlarından komşunun bahçesinde de var. Onunkilerden biri devrilse demek ki benim ev de gidecek. Bir an önce komşumla bu konuyu konuşmalı, şu çam meselesini halletmesini söylemeliyim.

“Peki ya sizin bahçenizdekiler?”

“Az önce dediğiniz gibi. Benim evimin yanı sıra komşununkini de yıkacaklar.”

“Evet?”

“Kendi evim gitmişken komşununkinin derdine mi düşeceğim?”

“Beyefendi, anlatamıyorum. Öncelikle sizin eviniz gidecek. Sigorta yaptırmazsanız sokakta kalacaksınız.”

Umutsuzca çevreye bakında. Büfenin üzerindeki çerçeveli resimleri görünce.

“Bakın” dedi, “karınız var, çocuğunuz var. Bu ağaçlar devrilmesi yüzünden onların kış vakti sokakta yatmasına izin mi vereceksiniz?”

“Karımla kızımı merak etmeyin. Onların tuzu kuru; hiç bir şeycikler olmaz onlara.”

“Niye olmasın ki beyefendi? Birlikte yaşamıyor musunuz yoksa?”

“Tabii ki yaşamıyorum. Niye birlikte yaşayayım?”

Anlamadan yüzüme baktı. Parmağımdaki alyansımı kontrol etti. Resimlere tekrar göz attı. Arkasını dönüp yemek masasının yanında duran oyuncak ata baktı. Açık kapıdan görebildiği oturma odasının çocuk kitapları ve bulmaca parçalarıyla kaplı halısını seyretti. Sonra bana dönüp sordu:

“Nasıl yani?”

“Çok basit. İki yıl önce her ikisi de bir araba kazasında öldüler. Baptist kilisesinin mezarlığında yatıyorlar. Çamlardan korkacak halleri yok.”

Yaka kartı olmasa adının Dennis Haysbert olduğunu hatırlamayacağım sigortacı bey ayağa kalktı, yemek masasının üzerine yaydığı broşürleri topladı, sunumunda kullandığı dizüstü bilgisayarını çantasına koydu ve hiç bir söylemeden çıkıp gitti.

Ben de yemek masasında oturduğum sandalyeden kalktım, fincanıma biraz daha kahve koydum ve cam kenarına gidip en yakındaki çamı seyretmeye başladım. Çok geçmeden, birkaç saat sonra bir sincap yukarı doğru tırmanmaya başladı.

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kahramanın yolculuğu - bildiğim dünya Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kahramanın yolculuğu - bildiğim dünya yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kahramanın Yolculuğu - Bildiğim Dünya yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
glenay
glenay, @glenay
2.2.2017 23:12:44
Ağaç korkusu ilginç geldi ama bir yerde hak verdim.
Ya evlerin üstüne düşerse..

Tebrikler,

saygılar..
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
2.2.2017 21:38:01
Bence çok uzun bir ara verdiniz. Yeni hikayelerinizi bekliyoruz. Cidden bekliyoruz.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
10.11.2016 03:42:28
"Çok geçmeden, bir kaç saat sonra" bu adam zaman mevhumunu kaybetmiş. Hala ortalıkta duran oyuncaklara bakarsak zamanı durdurmuş diyebiliriz. Sincabın bir kaç saat sonra görünmesini "çok geçmeden"" diye anlatmasına bakarsak ne olursa olsun zaman onun için hızla ilerliyor diyebiliriz sanırım.

Kötü Ruh'a gelince kan kan kan...Son filmi saçma bulduğumda "Korku filmi bu, ne bekliyorsun demişti arkadaşım." Göğse on santim saplanmış cam kırığının toplu iğne gibi çıkartılması, kopan uzuvlara rağmen şoka bile girmeden dolaşan insanlar aklımda kalanlar. Eski Kötü Ruhlar yenisinden daha başarılıydı sanki. Tamam korku filminde mantık baskın değildir ama bu kadar da mantıksız olması inandırıcılığını kaybettirdi bence. Litrelerce kırmızı boya harcanmış. Merakla beklediğim film kıpkırmızıydı. Yine testere yine testere...Bütün bunlara rağmen sonunda bir tek kurtulan kalmayan Türk korku filmlerinden elli kat daha iyi olduğunu düşünüyorum. Oysa yaşadığımız coğrafyanın mitolojileri incelendiğinde bile dünyanın en iyi gizem, gerilim, korku filmleri yapılabilir. Neyse buraya nereden geldim. Evet, ağaçlardan sarkan sarmaşıklar ve çocukluk korkuları. Benim çocukluğumun Evil Dead'ı olmadı ama kabus gibi babaanne hikayeleri bu eksikliği hiç hissettirmedi. Onun yüzünden hala kedileri sevmem. Ve kurbağaları.

Ben yine klasik talebimi de belirteyim: Yazılarınızın daha uzun olmasını diliyorum.
Saygılarımla.
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
24.10.2016 21:30:10
En büyük kayıp insanın yanı başındakini kaybetmesi..Daha büyük kayıp ne olabilirdi ki.
Harika yazmışsınız. Hem duygusal hem çok gerçekçi. Kutluyorum. Sevgilerimle..
gülhans
gülhans, @gulhans
24.10.2016 11:32:25
Aslına bakarsanız hayat bir bütündür. Hayatın içindeki sahneler ise bütünün parçaları. Olay şu ki hayatın parçaları içinde alacağınız bir karar, yaptığınız bir davranış yada benzeri şeyler ondan sonraki parçaların gidişatını değiştirir. Çok sevdim bu öyküyü.Kendim yazarken de insanların hayatındaki kısacık kesitler en sevdiğim duraklardır.Beğenerek okudum...kaleminiz daim olsun...
Vaha Sahra
Vaha Sahra, @vaha-sahra
23.10.2016 01:25:25


sigortacı faka basmış.

en büyük kaybı yaşamış birini hangi afetle korkutabilirsiniz ki... sigortacı gördüklerinden yola çıkarak ikna gücünü kullanmış ve yanılgının şokuyla evi terketmiş. bir insan en sevdiklerini kaybederse bundan daha büyük kayıp olmadığını bilir... belki de ağacın devrilmesini dört gözle bekliyordur... ve anılarıyla birlikte gömülmek hiç bir şey olmamış gibi.... komşular mı kimbilir belki de ölüm herkes için kurtuluştur.
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
23.10.2016 01:21:35
Çamlara bakıyor.. ??? Orada bir gizem olduğuna mı işaret ediyorsunuz.? Devamını görmeden kesin bir şey söylemeyeceğim..

Saygı ve sevgilerimle..
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
23.10.2016 00:54:37
Adamin hic birseyden korktugu yok..bastan savma meselesi..korkan kisi adamin gidisinden sonra agac izlemez..sincap ise bana gore keyiflenme durumu...
Etkili Yorum
küsss
küsss, @kusss
22.10.2016 23:23:54
Başlıkla öykünün alakasını çok kuramadım doğrusu, daha doğrusu şu kahramanlı olan kısmı.. ama sigortacı tam kendine yakışanı yaptı. Nedense onlardan oldum olası haz etmem, elimde değil. Çok fırsatçı halleri var ve bu beni rahatsız ediyor. Belki de seni düşünüyormuş gibi yapıp, aptal yerine koyulmaktir asıl sebep. İşleri bu bile olsa... tabi bu kadar bencil bir insanın yanında sigortacı bile saf kalmadı değil.. aslında her şey birbiriyle ne kadar da bağlantılı. Iki yil once kazada karısını ve çocuğunu kaybetmis biri icin komşusunu dusunmemesi onu ne kadar bencil yapar? Kalp bulundugu ortama alışmada burundan daha az mahir degil galiba...

Kutlarim. Guzel bir öyküydü.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.