SEN OLMALIYDIN İÇİMDE Kİ
16 Ekim 2014.
O yıllarda sarı saçlı kumral tenli balık etli orta boylarda bi hatundum söz gereği güzellik olunca azizim alışkın değildim aynalara bu konuyuda sebebi ziyaretim eskilerden kalan bi kaldırım hikayesi diyelim. Gelelim asıl konuya cevremde ki bazı insanlar şahsi görüşlerime boyun eğiyorlardı kabuldum her halimle bi nevi ne desem o gibi sanırım eski bi plak gibi dost gözünde bu yıllarda değerliyim hatayı yüze vuracak olursak herkes kusurludur lakin bize yakısmayan bu olmadığı için her kim aynaya baksa değerliydi gözünde. Yapım diğerlerinden farklıydı suskun , durgun , içimde gömülü bi çok mezar kurumuş bi bahçe doğmayan güneş sabahın 5 i gibi hep bi sessiz karanlık bakardım hayata. Mutluluğu bi kuşun kanadında arardım uzaklara gitmek göç etmek isterdim dalardım o sabahın eşsiz kör vakitlerinde gökyüzünün en derinine yıldızlara bırakırdım bedenimi kuğ gibi uzanırdım boylu boyunca mağlubiyet aşk ise eğer selamsız kuş uçmazdı sol yanımdan. Vurgundum geceye bana kim olduğumu hatırlatırdı belirli saatler acı keder özlem neydi ? Hep bu amansız gecelerde öğrendim ilk dersim de bi sonbahar akşamı beliri verdi. Gece olmuş yıldızlar kendini belli etmiş kuşlar göçmüş çay demini almış fakat o yoktu. Çöktü içime inceden bi sızı yaşı yoktu bu sevginin nereye kadar giderdi kaç yıl olmuştu saçlarımı o kusursuz yüzüne savurmayalı ... Sayamadım. Güne onunla başlamak gecede onunla demlenmek gibiydi.
Günler , haftalar , aylar , yıllar birbirini kovaladı derken. Siyah saçlı esmer tenli balık etli zayıf bi hatun oldum. Aynalar beni iyi tanır dostluk cevherini eşigin kenarında bırakmış aşkın mazhalattan geçen bencil bi duygu oldugunu kavramıştım. Kusursuz insanlar avazı çıkarmış kuşların kanadını koparıp özgürlüğünü ellerinden alırcasına gökyüzüne haykırıyolardı içimde yaşam sancısı veren mezarların üzeri açılmış milyon milyon insanların kemikleri sızlıyordu hiç mevsim görmemiş bi bahçe şehvelti bir şekilde çiçek açmıs insanları zehirliyordu.. Müzede nâmını yücelten bi plak son ayar verilmiş kalbimin en derin yerinde ezan okuyordu. Ve ben hâla onu bekliyordum bu gecenin eşsiz deminde. Içimde kalan tek güzel şey sen olmalıydın olmalıydın ki gece bu kadar uzun güneş bu kadar ısı vermeliydi..