TARİH, HÜKMÜNÜ VERİR...
Biz Türkler; dünya konjonktüründe yampiri bir tarihi asla yaşamadık, yüce milletimize bunu yaşatmaya hiç kimsenin, hiçbir ekolün ve hiçbir devletin gücü yetmeyecektir!
Tarih, Türk’ü Türk’e düşman eden ve kırdıran türlü fesatlıklarla doludur. Bu bağlamda dahilî ve haricî düşmanlar ‘şer odakları ve imansız taifesi’ her zaman en elverişli ortamları kollar, öyle ki bir ülkenin özellikle sosyoekonomik ve sosyopolitik istikrarsızlığı onlar için paha biçilmez bir fırsat teşkil eder.
Geçmişte de hep vuku bulduğu üzere, bir ulusu çökertmede en etkin yöntem kaleyi içerden ele geçirmektir. Bunun için güçlü stratejiler ve yok etme teorileri geliştirerek yazdıkları senaryoları kademeli olarak tatbik mevkiine koyarlar. Başlıca hedefleri; aşağıda özetle aktarmaya çalışacağım hususlara sinsice ve acımasızca el atarak; kısa, orta ve uzun vadede en olumsuz sonuçlara vasıl olmaktır:
1-Dil dejenerasyonunu sağlamak, dili tahrip etmek
2-Dinî inanç ve duygularla oynamak, sömürmek, ayrımcılığı körüklemek
3-Aile yapısını yıkmak
4-Kamu huzur ve güvenliğini ihlâl ederek yönetime ve Devlete güveni sarsmak
5-Halkın sağlığıyla oynamak
6-Devletin içerde ve dışarıda güvenilirliğini, itibarını zayıflatmak
7-Siyaseti seviyesizleştirmek
8-Haksızlıklar ve zulümler husule getirmek
9-Millî duyguları zedeleyerek millî birlik ve beraberliği yok etmek
10-Kültür ve sanat eserlerini çalmak, yıpratmak
11-Yer altı ve tabiî zenginlikleri ele geçirmek
12-Bilhassa gençliği moda, lotarya ve bohem yaşantı tarzına özendirmek
,...
Türk toplumunun güçlü mayasını ve sağlam nüvesini oluşturan aile, muhkem yapısıyla tarih boyunca tebarüz etmiş olup, bunda ailenin kutsiyetine duyulan mutlak inanç ve iman gücü büyük rol oynamıştır. Hâlen yeryüzünde evrensel ve ulusal bağlamda öz niteliklerini yitirmemiş, misyonunu bitirmemiş ve gelecekten umudunu kesmemiş aile yapısına sahip az sayıda uluslardan birisi olmanın onurunu ve gururunu haklı olarak yaşamaktayız.
Haricî ve dahilî şer odakları eskiden olduğu gibi yine ‘Böl, parçala, yut!’ politikasıyla başarılı, mutlu, halim selim, mütedeyyin ve düzgün insanları ve mazbut aileleri hedef alarak onlara itibar kaybettirmek, madden ve mânen yıpratmak ve rencide etmek amacıyla muhtelif komplo teorilerini sinsice ve acımasızca hayata geçirmekte bir an dahi tereddüt etmezler. Bu şer odakları toplumun her kesiminden ve çeşitli meslek gruplarından kıytırık insanlarla; özellikle de kültür düzeyi düşük, mutsuz ve başı bozuk bireylerden ve yaşantısı düzgün olmayan sözde (!) ailelerden oluşur.
Mutlak inancım odur ki; Türk aile yapısı, türlü baskı ve tehlikelere rağmen, âli Devletimizin güvencesinde sonsuza kadar pâyidar kalacaktır. Allah, milletimize ve devletimize zevâl vermesin...
Bayrağımıza, millî marşımıza ve millî değerlerimize yönelik saygısızlık ve tasallut edilmesi hâlinde legal karşılık anında verilmelidir.
Orta sınıf asla yok edilmemelidir; aksi takdirde yoksulun daha yoksul, varlıklının daha varlıklı olmasına cevaz verilmiş olur.
Halkımızın, özellikle gençlerimizin yarınından emin, vehimsiz, kaygısız ve iyimser yaşamaya hem hakkı vardır, hem de âli Devletimiz bunu temine kadirdir.
Başta eğitim, güvenlik ve adalet sistemlerimiz olmak üzere Devletimizin bütün mekanizmalarının bozulmaksızın ve yıpratılmaksızın fonksiyon göstermesi son derece önem arz etmektedir.
Bir ülkenin insanlarının salt sporla/müzikle meşgul olması; her nev’i bahis oyunlarına aşırı biçimde müptelâ olması; tütün, alkol ve uyuşturucu trafiğinin hızlı çalışması,...ve benzeri faaliyetlerin sistematik biçimde yoğunluk kazanması o ülkede işlerin yolunda gidip gitmediği hususunda her zaman mutlak bir kriter oluşturur.
Çözüm: Kuvâ-yı milliye ruhuyla millî birlik ve beraberlik içinde dayanışmak; bütün millî, mânevî ve etik değerlerimize, has aile yapımıza ve insanımıza sahip çıkmak; iç ve dış düşmanlara, terörizme ve fırsatçılara taviz vermemek; üniter, ulus-devlet yapımızı muhafaza etmek ve âli devletimizin bekasını, her ne pahasına olursa olsun, temin etmek mükellefiyetimizi daima müdrik olmalıyız; esasen mevcudiyetimizin esbab-ı mucibesi de budur...
Saygılarımla.
YORUMLAR
Sayın Deniz TAYANÇ;
Anlamlı ve güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Umarım aşağıdaki bilgi ve açıklamalarım yüreğinize inşirah verir...
Haklısınız elbette! İnsanımıza; önce özüne, diğer insanlara ve bilhassa kanunlara saygılı olmayı öğretmek elzemdir. Haddini bilmeyi ise, herkes kendi çabasıyla öğrenebilmeli; yoksa devlet onu da öğretir bir şekilde...
Haricî ve dahilî şer odakları eskiden olduğu gibi yine ‘Böl, parçala, yut!’ politikasıyla başarılı, mutlu, halim selim, mütedeyyin ve düzgün insanları ve mazbut aileleri hedef alarak onlara itibar kaybettirmek, madden ve manen yıpratmak ve rencide etmek amacıyla muhtelif komplo teorilerini sinsice ve acımasızca hayata geçirmekte bir an dahi tereddüt etmezler. Bu şer odakları toplumun her kesiminden ve çeşitli meslek gruplarından kıytırık insanlarla; özellikle de kültür düzeyi düşük, mutsuz ve başı bozuk bireylerden ve yaşantısı düzgün olmayan sözde (!) ailelerden oluşur.
Türk insanı her şeyin en iyisine, en güzeline ve en mükemmeline layıktır. Fertlerin saadeti, başarısı ve esenliği önce aileleri, dolayısıyla toplumu, ulusu ve devleti etkiler. İmansız taifesinin ve şer odaklarının asıl hedefi ise, milletin devlete duyduğu güveni sarsmak suretiyle, sonuçta devletimizi yıpratmaktır. Kısır politikalar uğruna insanımızı huzursuz ve mutsuz etmeye, umutsuz ve karamsar kılmaya, çaresiz ve sahipsiz bırakmaya hiç kimsenin, hiçbir organizasyonun ve hiçbir ekolün hakkı yoktur; bunu başarmaya da asla muktedir olamaz ve asla olamayacaktır.
Her tehlikeye karşı olduğu gibi, böyle bir durumda da milliyetçi, dini bütün, mutlu, başarılı ve dürüst bireyleri ve aileleri koruyacak olan, kendisine yürekten bağlı olduğu ve daima güvendiği, elbet yüce devletimizdir. Devletimiz geçmişte olduğu gibi her zaman ve gelecekte de etkin ve yetkin gücünü göstermeye kadirdir. Millet ne kadar devlet için var ise, devlet de en az o kadar millet için vardır; esasen millet-devlet etkileşiminin esbabı mucibesi de budur.
İLELEBET...
Tarafım devletten yana,
Hars ve kültürümden yana;
Hiçbir kuvvet yanıltamaz
Ve baskı kuramaz bana...
Zaafım bayrak ve vatan
Aşkıdır; toprakta yatan
Şehitlerin ruhlarını
Duâlardır rahatlatan...
Amacım hep yüceltmektir
Milletimi; inceltmektir
Ölçeğimi irademle;
Azmimle nice bilmektir...
Aracım müspet ilimle,
Yüce değerlerdir; ille
Onur, gurur ve çabamla
Hizmet arzusudur cümle...
(KOKTEYL adlı eserimden...)
Seçil KARAGÖZ (Türkolog)
Üniv. (Yab. Dil) E. Öğ.Görevlisi
Türkiye Kuvayi Milliye Mücahitler Derneği Yazarı
Peşpeşe sıraladığınız 12 Maddede olanların olmaması için devlet ne yapmış? Ne ve kim adına kendimizi devlet yerine
koyacağız, gidişatı yanlış yönde görürsek? Davranışlara meşruiyet sağlayan yasalardır. Yasama ve yürütme de belli otoriteler arasında paylaştırılmıştır. Birilerinin evcilik oynar gibi ortaya kuvva diye çıkması vahim sonuçlar doğurur. Bence herkese kanuna saygıyı öğretsek bu ülkede hiç sorun kalmaz.