- 1183 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MOLLA MESTAN....(1)..
BAŞLARKEN...
Aile Biyografimizi oluşturmaya devam ediyorum;Rahmanın lütfu ile...Şimdi rahmeti dedemi ve onun örnek olacak hayat hikayesini,önce cocuklarıma ve yakınlarıma sonra da edebiyat severlere yazmaya başlıyorum..
BU YAZI DİZİSİNİ ANI-ÖYKÜ OLARAK NİTELİYORUM...
UMARIM EDEBİYAT CAMİİASINDA İLGİ BULUR...
Yaşadığı devre ve coğrafya, bir büyük millete yüzlerce ölümsüz tablo oluşturacak hatıralarla dolu bir mekan.....
Ona yakıştırdığım,’Sakin Ve Gizem Yüklü Adam’ benzetmesini,biraz tanıyanların tereddütsüz konduracakları sıfatla; ’Güzel İnsan..’
Bana sorsalar rahmetli dedenin hangi özelliğini yüklenmek isterdin diye..? Çekinmeden’ sakinligini ve güler yüzlülüğünü’ diye cevaplardım...
Bu yazı dizisinde okuyuculaımın ,detaylı ilk kez tanıyacakları’ ’Sıdıka Hanım’ kişiliği ;okurları çok değişik bilgilere ulaştıracak...Dedemin kıymetli varlığı,sevgili valideleri’ Sıdıka Hanım..’ Pomak Müslümanlarından, daha sekizini tamamlamadan ebedi hayata uğurladığı,can katan canı...Ailemizdeki Pomak Kültürünü,bu gün bizlere kadar ulaştıran kutlu kadın...Mutfağımızdaki;kaçamak,bulamaç,yazma kaçamak,mamaliga ve paparanın bu zaman dilimine kadar taşıyıcısı..’.Mari..Kuçe..Abe..Asan..Üseyn..Buba..Marram..İsmayıl ’ gibi pomakça kelimeleri aile kültürümüze yerleştiren abide insan...Tütün tüccarı Ahmet Efendinin kerimeleri...
Pomak Kültürünün yukarıdaki ip uçlarını tesbit edince,rahmetli dedeminde babaanneme şakalarından yakaladığım bu gerçek rahmetli Ali Amcamın vefatından takriben bir yıl önce Beylikdüzündeki yazlığındaki son ziyaretimde söylediği:’Dedenin annesi Sıdıka Hanım Pomak Müslümanlardandı’ gerçeği bana yepyeni kapılar açmıştı...
Dedemi ’Hacı Dede’olarak tanıdım..Rahmetli Annemin ve Yengemlerin,’Hacı Babası’,Eşrafın:
Hacı Mestan Amcası’;Eskimez Kültürümüzün ifadesi ile,’ El Hac Mestan Efendi.....’
Cumhuriyetten önce; evet tam on yıl öne, 1913 yılında ’Müderris Salih Efendinin’ liderliğinde kurulan Batı Trakya Cumhuriyetinin dinamik gençlerinden...Dramalı Molla Mustafanın büyük oğlu...Ben onu tanıtırken çok düşündüm...Babası gibi doğduğu sancak merkezi olan Dramayı isminin başına getirebilir miyim diye..? Ama Anadolu ya dönünceye kadar yaşamının geçtiği Sarışabana haksızlık olacağı kanaatına vardım..Çünkü Drama sancağının kazalarından olan Sarışabandaki tütün mağazalarında,babasının kontrolunde başlamıştı iş hayatına,ticari hayata...Sarışabanlı Molla Mestan...Ben Cumhuriyet arşivlernin Osmanlıca ile yazılmış bir belgesinde geçen kayıtla;’MOLLA MESTAN’olarak tanıtılmasını yerinde buldum...Çünkü Anadoluya dönmeden ’Devleti Alinin’ eğitim sisteminin kilometre taşlarından olan Molla’lık titrini kazanmıştı, onun o aldığı ünvanla tarihe geçmesini uygun buldum..
Molla kelimesi;İslam Medeniyetinin ifadesi...İslami ilahiyat,dini yasa-İlmi Fıkıh-üzerine eğitim almış bilgin demek...Yetiştikleri mekan da Medreseler...Trakya ve Rumeli;medreseleri ile nam yapmış yerlerdendi Osmanlı zamanında...
2.Abdülhamit,Medrese Eğitimini o günkü anlayışından,müsbet ilimlere ağırlık vererek yenilemiş..Din Bilginlerinin İslami Ilımlerin yanı sıra matematik,edebiyat,felsefe ve sosyal bilimler alanında da donatımını sağlamıştı.Ayrıca medrese öğrencilerimden isteyenlerin:mühendislik,tıbbıye,sosyal bilimler, gibi alanlarda da eğitim yapmalarının önünü açmıştı..
Değerli Okuyucu....!
Emperyalist Batı;Kültürümüze ait ne kadar değer taşıyan kelime varsa hepsinin içini boşaltmaya gayret etmiş;İnsanımızı o değerlerden uzaklaştırmanın eylemi içinde bulunmuştur...Onlardan biri de MOLLA kelimesidir...Sakın ha DEAŞ veya bir başka ifade ile İŞİD in Batı beslemesi,çakma mollalarınla;Öz Kültürümüzdeki gerçek MOLLALARI karıştırmayın..Onlarınki,batının ölüm kusan makinalarıdır,bizimkiler ise yaşatan erler..İnsanı Rabbin en değerli yaratığı kabul edip ’Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş;bir insanı yaşatan da bütün insanlığı yaşatmış olur.’ Düsturundaki aziz şahsiyetlerdir...Milli Kurtuluş Savaşımızın yiğit insanlarıdır onlar...Bu kutlu mücadelemizin unutulmaz şahsiyeti Galip Hocayı,Molla Mehmet Karayılanı ,Aziz Mollayı tanımayanınız yoktur...Dramalı Molla Mustafalar...Molla Mestanlar ...Molla Ahmet Faikler onlar gibi mücadeleci yiğitlerimizdendir...
Nasıl ki,’Aşk’ gibi kutlu bir kelimeyi,süfli arzularının kokuşmuş bir ifadesi yapmayı başarmaları gibi...Molla kelimesi de üzerinde çok büyük oyunlar oynanan değerlerimiz arasındadır.Tahrip edilen değerlerimizdendir bu kelime...
Sanıyorlar ki;DEAŞ mollalarının marifeti ile,Hz.Ebabekir Efendimizle başlayan;Hz.Ömer,Hz.Osman.Hz.Ali gibi İslam Büyüklerinin kutlu makamıları olan,Yavuz Sultan Selim Hanla ecdadımıza geçen,özü ’MÜSLÜMANLARIN BİRLİĞİNİ İFADE EDEN’,’ HİLAFET KELİMESİNİDE’,Müslümanlar nezdinde imha edecekler..Gayretleriniz nafile beyler..İnsanımız oyun içinde oyunun farkında...Olanların şuurunda..BU böyle biline..
Düşünüyorum da Rahmetli Dedemin en büyük hazinesi;’Hacı Hanife Hanım’gibi bir eşe sahip olmasıydı...Kelimenin tam anlamı ile BİR OSMANLI KADINI....Ya da Rodopların Asil Kadını.....
93 bozgunundan sonra ’Devleti Aliye’ nin emin ellerde, yirmi yıl gibi bir süre içerisinde eski gücüne kavuşması..Şımarık Greklerin yalnışlarının karşılığı ,hak ettiği cevabı ’ Yunan Savaşı’-1897- ile almasının hemen ardından dünyaya merhaba demişti ’Molla Mestan....’
Trablusgarp Savaşı,Balkan Savaşları,1.Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı;acı ile yaşadığı gerçeklerdendi...Ya beşyüz yıllık kadim topraklardan,Anadoluya zorunlu sürgünleri ve yaşananlar,ölümsüz hatıraları arasındaydı..Emperyal Güçlerin hile ve desiseleri ile Büyük Devletin yıkılıp,Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu; bir mazlum milletin küllerinden tekrar doğuşu idi..
Yarabbi ! küçucük bir ömre neler neler sığmıştı ki..Sonra da öz yurdunda garipsin,öz vatanında parya devresi ve yeni vatan parçasına alışma evresi...
Bu yazı dizisinde 1934 yılında çıkarılan soyadı kanunu ile CEYLAN adını alan ’Feyzullah Oğullarının’ HİKAYESİNE TANIKLIK EDECEĞİZ...KİMİ ZAMAN İBRETLE,KİMİ ZAMAN HÜZÜNLE....ŞEFETEYN MAHALLESİ VE MESCİDİ...Mahmatlı da ki YEDİ MAHALLEDEN BİRİ...BURADA BAŞLAYAN ÖMRÜN, BAFRA GAZİPAŞA MAHALLESİNDE NİHAYET BULMASI...
Yıllar önce rahmetli babama nedenini hatırlayamadığım, şöyle bir soru sormuştum..Amcamlardan hangini daha çok seviyorsun ...? Diye. ’Sustu biraz yutkunduktan sonra hepsini dedi ve ilave etti:Aslında benimle Recep Amcanın arasında bir erkek kardeşimiz daha vardı ismi ’Feyzullah.’ Küçük yaşta ukbaya uğurladık...
Onu çok başka severdim..Rahmetli dedenden dinlemiştim Mahmatlı da bizim ailemizin lakabı ’Feyzullah Oğulları’olarak anılmaktaymış...Belli ki o topraklarda yaşamış büyüklerimizden birinin adı Feyzullah....İlhamını Allah tan alan anlamına gelmekte....’
Seneler sonra hemşehrimiz; Drama-Mahmatlı’dan Prof.Dr.Vahdettin Sevinç hocanın 5.11.1989 tarihinde Emine Ertik,Hacı Lokman Suysal dan naklettiği bir makalesinde Mahmatlının yedi mahalleden oluştuğunu o mahallelerden birinin’ Şefeteyn Mahallesi’ olduğunu içinde bir mescidin bulunduğunu ve bu mahalle sakinlerinin mübadele ile İzmit ve Samsuna yerleştiklerini,mahallede’ Feyzullah Oğullarının’ yaşadıklarını belirtmekteydi..
Mahmatlı bu yazıya göre Dramanın en büyük yerleşkelerinden biriydi, belde düzeyinde bulunmaktaydı...Medresesinin varlığı ilme verdiği değerin ifadesiydi..Vahdettin hocamızın o makalesini öz olarak ’MOLLA MESTAN’ DA bulacaksınız..
Mübadele ile Yunana terk edilen vatan parçası ülkenin en değerli yerleri idi...Muhacirler oraları unutamadı,hele ilk gelenler hayatlarının sonuna kadar içlerine sindiremediler olanları..
Sahi halkının neredeyse tamamı Müslüman olan bu coğrafya neden bırakıldı...? Üstelik MİSAKİ MİLLİ içerisindeki topraklar..1920 İstanbul Meclisi Mebbusanınca Batı Trakya için Halk Oylaması öneriliyordu...
Yüzde seksene yakını Müslüman ve Türktü söz konusu Bölgenin..
Bu yazıda onun ipuçlarına hayretle ulaşacaksınız....
Yine beni,bu sitedeki yazılarımdan takip edenler...Lozanın daha 1924 yılında Yunanlar tarafından delindiğini;Gayrı Mübadil olmalarına rağmem yirmi civarında içerisinde Mahmatlınında bulunduğu köy ve halkının mallarına el koyulup Anadoluya yollandığını hatırlayacaklardır...İnsan haklarındaki hukuk ihlalinin zaman aşımının olmadığı hukiki bir gerçektir...Bu konu bu gün daha önem arz etmektedir...Unutulmayan trajedinin gerçeklerini,bu yazı dizisinde fark edeceksiniz...
Kanaatimdir ki;Bugünkü Özbekistan sınırları içerisindeki Buhara,Taşkent,Semerkant şehirlerinin bir yerlerinden ’Allah ve Resulünün aşkı’ kaynaklı Anadolu Serüvenimiz Halep,Şam civarlarından Keremuti;Türkçeleşmiş ifadesi ile Keremetli Limanına ayak basmakla Rumeli Aşamasında sürmüş,özellikle Bölgenin yerleşik halklarının İslamla tanışması ile devam etmiştir.Kadim Şehir ’Yenice-i Karasuda’ kurulan ölümsüz bir medeniyetle RODOPLARIN GÜNEY YAMAÇLARINDA KÖK SALMIŞTIR.
MAHMATLI 16.YY OSMANLI KAYITLARINDA YENİCE-İ KARASU KAZASININ BİR YERLEŞKESİ OLARAK GÖSTERİLMEKTEDİR...Rahmetli Dedemin el yazması kitaplarından ikisini Bafra Müzesine verdiğimi okurlarım bilir...El yazması eserler Amasya’da toplanma kararı alınınca ilgili müdür beni arayıp sormuştu:Bu kitaplar Yenice-i Karasuda yazılmış kime aitti bu değerler...? Bende DRAMA SANCAĞI MUKİMLERİNDEN;MAHMATLILI MOLLA MUSTAFA OĞLU,MOLLA MESTAN ismini vermiştim...
Bölge o zamanki Devletin en zengin toprakları...Tütünle ihya olmuş Rodopların bereketli yamaçları...Yazıda Osmanlının Tütünle İmtihanını hayretle okuyacaksınız...
Tefrikada değerli okuyucuya,’MOLLA MESTAN’I, bölümler halinde sunmak istiyorum ..:
-Başlarken.
-Merhaba Hayat.
-Gençlik.
-Selanikte İki Gün-Büyük Savaşın Ayak Sesleri.
-Savaş Yılları.
-O Mektup-War...
-Yunan Çizmeleri Altında.Elveda Drama.
-Mübadele..
-Zor Yıllar..
-Hoşgeldin Demokrasi..
-Dedemi Tanımaya Çalışmak..
-Son Yıllar.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim anlattıklarım;gördüklerim,duyduklarım ve kronolojinin dışına kesinlikle çıkmayacak...Bundan herkes emin olabilir...Hatta isteyen, önemli gördüğü bir konuyu hiç çekinmeden bana ulaşarak yayınlanmasını sağlayabilir..
Oldukça yüksek meraktayım;bakalım nasıl bir ’MOLLA MESTAN’ karşımıza çıkacak...
Ama eminim ki tarihe tanıklık eden bir tefrika okuyucuları bekliyor..Çünkü belleğimdekiler, anlatılanlar ve alan öyle etkileyici tablolarla dolu ki bendenize sadece ’deklanşöre basmak’ kalıyor....
Haydi Bismillah....
video:uyan ey gözlerim gafletten uyan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.