- 780 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Niye gittin ki.?
18.10.2016
////Özlemlerin boyu uzun olur.!\\
Niye diye soracaktım rastlaşırsam milyonlarca insan arasında, niye gittin ki. Ama aylar sonra bir çay sohbetinde karşılaşmanın ihtişamı ve uzun boylu özlemlerin yanında kısa kalan bir soru idi "niye gittin" demek.. Çaya şeker atmadığını unutmamıştım oysa. Ve hala dudaklarından çok gülen gözleri vardı; öyle ki bu dünyalık halleri unutturan bir roman gibiydi. Baktıkça, okudukça, anladıkça insanı kendinde kaybeden, var olma hissini yitiren, hayaller aleminde gezdiren bir roman gibiydi gözleri.. Ve saçlarını toplamazdı hiç; hala öyleydi. Kendi buyruğunca omuzlarından sarkan kıvrım kıvrım saçları... Geceleri gökyüzünün siyahı gibi. Baktıkça ilahi birşeyler sezer gibi.. Insanı asar mı hiç bir tel saç yalnızlığında.. Her neyse konu bu değil..
Niye gittin ki.! Ölüm gibi birşey bunu sormak. Ölüye niye gittin diye sormak gibi. Çayları soğutmayalım diyebildim ama; çünkü soğuturdu.. Bilmezdi bekleyen herşey soğur ve acı olur diye herhalde, yoksa güzelim çayı soğutur mu hiç insan. Onca anı, onca yol ve onca kaldırım taşı sormak isterdi aslında niye gittin ki.!
Şimdi sormanın sırası değil ki; bu güzel tesadüfün büyüsünün yeri değil ki.. Ardında kalan hayata rağmen güzeldi herşey ona, saçlarını uzatmıştı daha fazla ve yorgun gözleri vardı.. Sessizliği en sevdiğim yerdi ona karşı oturmak çünkü; konuşmadan birbirini anlamanın en güzel yoluydu bakmak. Oysa yürekler beraber değildi bu yüzden anlamsızlık tam çöküş yaşıyordu.
Bir çay daha mı içsek. Yada kahve evet. 40 yıllık hatırı olur ya.. Hatıra bile olsa hani yeter. Karşılıksız kadeh tokuşturmadan içilen rakı gibi , karışıklıksız bir çay içişti bu. Bu yüzden ne tadı , ne şekeri , ne tuzu vardı.. Soğuyan çayın tadıydı herşey gibi acı.. Bir baş sallama ile oldu bitti yine herşey.. Ötesi yoktu.!
Ancak arkasından diyebildim yine ; niye gittin ki..!
Neydi bu şimdi..
Bilinmez bir gece karanlığı gibi ..
Sanki sabahın alacası..
Sanki Allah’ın bir lütfu gibi
Sanki gülse güller açacak gibi ..
Yetişmek için...
Gitmek için...
Canım canıma koşarım..
Parçam gibi ah bilseler ...
Ölüyorum bilseler ...
Evet bilemediler..
Umutlarımızı sakladık topraklara...
Umutlarımız büyüyecekti ...
Oysa toprağa doğru gidiyoruz..
Hemde mutsuz mutsuz..
Neydi işte bu?
Bu kadar karamsar bir hava...
Bu kadar boğan beni ..
Eriyip gitmeme sebep neydi...
Ah ölmem lazım Hemde şimdi...
Türküler susmasın, ...
Kahrolayım biraz daha..
Hasretlik olmuşum senden erteye...
Hep öyle kalacak, korkuyorum ..
Bu hasretlik ....
Bu özlem ....
Bu beni öldürür ...
Canımı parçalar şimdi her bir kelime..
Sevdaya dair, özleme ..
Neydi bu neydi..
Koşup koşup yetişemediğim sen..
Ömrümü yollarına gömdüğüm sen..
Gözlerinde bir asrı çürüteceğim sen..
Ah sen ölümün diğer adısın...
Dirhem dirhem erimemin güzel seyircisi..
Düşlerimin güzel perisi...
Ve gidişin kabuslarını yaşatan sen..
Neydi bu .?
Allah’ın bir lütfu dedim ya.!...
Öyle ihtişamlı saçları...
Varlık deryasında gözleri kör eden gözleri..
Karacadağın Nazlısı..
Yitiyorum şimdi kadın...!
Kendi aptallığım ile...
Kendi yürek sızım ile..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.