- 565 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Medeniyet Dairesi ve Başkanlık Sistemi.
14.yüzyılda yaşayan ünlü bilgin İbn-i Haldun(1332-1402),hem sosyoloji hem de iktisat biliminin öncülerinden sayılmakta ve bu "anlayış" genelde kabul de görmektedir.
Yaptığı bir çalışmada "Türklerin" komşu halklar olan "Araplar" ve "Farslara" göre hep "medeniyet dairesi" içinde kalma konusunda ısrarcı olduklarına bağlamakta;bu "kaygıyla" da bir başka "medeniyet dairesine" kolaylıkla geçiş yapabildiklerini dolayısıyla da daha "ileri" bir düzeyde olduklarını anlatmaktadır.
Ben de bu "tarih ve sosyoloji" okumasının doğru olduğunu kabul etmekteyim.
İşte bundan dolayı da,
-1839 Tanzimat Fermanını,
-1856 Islahat Fermanını,
-1876 I.Meşrutiyeti,
-1908 2.Meşrutiyeti,
-1923 Cumhuriyet’in ilanını,
-1928 Latin Harflerinin kabulünü,
-1946 Çok Partili hayata geçişi,
-12 Eylül 1963 AB için Ankara Antlaşmasının imzalanmasını,
-1987 yılında AİHM’ne bireysel müracaat hakkının uygulamaya konulmasını,
-Mevcut anayasanın 90.maddesine son paragraf eklenip,uluslararası normların önceliğinin kabul edilmesini,(2004 yılında)
Ve nihayet başkanlık sisteminin tartışılıyor olmasını da hep bu "Medeniyet Dairesi" içinde bulunmanın bir "çabası" olarak düşünmekteyim.
Dolayısıyla yeni de olsa/ yine de olsa başkanlık sistemini ve gerektiğinde halk oylamasına gidilmesi tartışmalarının çok normal olduğunu bilmekteyim.
Kaldı ki demokrasilerde,üç meşru sistem vardır ve hepsi de demokrasi dairesinin içindedir.
(Parlamenter Sistem,Yarı Başkanlık Sistemi ve Başkanlık Sistemi...)
Ve şu "saplantıdan" kurtulmak gerektiğini de belirtmeliyim.
Başkanlık sistemi kesinlikle bir rejim sorunu değildir.
(Valla ben padişahlık geri gelsin dememekteyim,zaten çevremde bunu dillendirene de hiç rastlamadım!)
Bu arada çağımızın büyük anayasa hukukçusu M.Duverger(1917-2014),C.Başkanının,halk tarafından seçilmiş olmasını "Yarı Başkanlık Sistemine" geçişin en önemli parametresi olduğunu hem anlatmıştır hem de yazmıştır!
(Şimdi bizdeki mevcut durumun adı ne olmaktadır bu durumda,bilen var mı?)
Yani bir monarşi ya da oligarşi istemek hiç değildir.Hanedanlık ise çoktan tarih olmuştur!
Meşru bir sistem talebidir.
Adı üstünde:Başkanlık sistemi.
Ve "kişiler "üzerinden okunmayacak kadar da gerekli bir sistemdir!Ayrıca demokratik olan her sistem,meşru zeminlerde araştırılmayı,tartışmayı ve değerlendirmeyi hak etmektedir bence!
Kırmadan,dökmeden ve şiddete başvurmadan tabi ki.
YORUMLAR
Yukarıdaki bütün örneklerin ortak özelliği
Devlet tarafından istenerek yapılması.
Bir toplum isteği-baskısı yok.
Bu yüzden de uygulamada başarılı olsalar bile bu on yıllar alıyor.
..
Başkanlık da aynı...
..
Hala toplumun istemesinin,, toplumun istediğinin yerine getirilmesinin vakti gelmedi mi?
Farklı bir bakış olsun bu da.
sabri ayçiçek
Ve halkın beklentileri önemlidir lakin her konu da "referanduma "gitmez tabi ki.Mesela farklı olanın hayat hakkı "tartışmasız" kabul edilen bir haktır,ve kanımca halka da sorulmaz/sorulmamalı da.
sabri ayçiçek
"Gayet Ciddiyim"
Den(iz)
Saygılarımla..
sabri ayçiçek
Marsa giitme hakkınız tabi ki var ama "farklılıklarıla" birlikte yaşamak sanırım Mars'a yolculuktan daha keyiflidir.
Onun için iyi yolculuklar demiyorum! İyi akşamlar yeter!