- 1082 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
MASAL BU YA
Oysa ağlamalı insan.
Ne diyordu şair "AĞLAYABİLMEK ANLAYABİLMEKTİR" aslında. Bu yüzden, işte tam da bu yüzden ağlayabilmeli. Kimseden korkmadan, o en asil haliyle. Korkma kalbim, dökülmez sevdan yanağından süzülen gözyaşlarınla. Bilakis her gözyaşı damlası temizler, pir-i pak eder içimizin p(y)asını.
Böylesi anlarda kul bilmez, nereye emanet edeceğini sevdasını. Eli ayağına dolaşır adeta. İçi yorulur, dışı kendinde kaybolur. El susar, dudak tutulur, yürek mahşere vurur. .
Ve emdiği acıdan beslenen gözlerimiz bulutları kıskandırır semadaki bulutları.
Süzülür gözlerden o en berrak haliyle hicranımız. Hicranımız ki teslimiyetimizdir en çok. Kalbimizdeki vesveseye kulak tıkamaktır her hıçkırığın gayreti. Kendimiz olmaktır yine.
Yine gözlerimden bin bir bulut geçiyor. “Bir zamanlar” geçiyor gözlerimden. Bir şehir geçiyor.. Bir sevda masalını izliyorum kainatın perdesinde. İki munis kalbin mürekkepsiz kalemlerle yazdıkları bir aşk şiirini anımsıyorum.
Bin yıllar evvelinde yaşanan bir mucize. Zamana mühür vuran bir adanışın şükrü ile kanatlanan iki güzel kalp. Ve kalpleri kıyamete kadar zincirleyen sihirli bir akşam.
Ne güzel başlamıştı masal! Derlerdi de inanmazdım her masalın sonu üç elmayla bitmez diye.
Bu yüzden gözlerimdeki duman acıtırken zerrelerimi, nefesimi tıkayan şey kalbimden temizleyemediklerimdir.
Şifresi yokmuş seni kalbime aşk diye mühürleyen muammanın.
Oluru yokmuş, olmazı çokmuş meğer. Olmazlardan olur beklemek kimin haddine..
Arkamızda bu kadar gözyaşı ve bu kadar desise biriktirmişken.
Yine de mukaddes bildiklerinden vazgeçemiyormuş insan.
Mukaddes sevdasından
Mukaddes davasından
Hatta kendinden vazgeçiyormuş çoğu kez, ama sevdasından firar edemiyormuş.
Çünkü bedende değil, yürekte yaşatılan sevdalara dokunamıyormuş sadece kem gözler, kem sözler.
Masal bu ya, bir varmış bir yokmuş, elmalar düşmedikçe gökten, muhabbeti sürer gider...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.