Gün'e Yazılanlar... (Sade'ce)
"Kaldırım taşları, soluk yüzlü tebessümsüz insanlar, Eminönü, İstiklal, Kızkulesi ve bir kareye bir kere sığdırılan anılar."
Ufukta kara göründü kaptan.
- İyi de benim hiç gemim olmadı ki dedim kendi kendime.
Hayatın elimize verdikleriyle geçinip gidiyorduk, daha fazlası beklentilerimizin arasında yoktu.
Kıyılarıma vuran dalgalar hırçın bilesin. Her vuruşunda yüreğimden bir şeyler ufalanıp gidiyor.
Hayatıma girip çıkanların bıraktıkları izler gün geçtikçe çoğalıyor.
Bazı zamanlar bir kadın, bazı zamanlar bir arkadaş, bazen de bir tanıdık gidiyor gözlerimin önünden o ince köprüye.
Hemen arkalarındayım. Sanki onları aşağıya itip düşürmek ister gibi.
İçimdeki bu duygunun anlamı sözlüklere aşina olmadığımdan belirsiz, tanımsız, tarifsiz.
- Biliyorum aslında hepsi aynı kapıya çıkıyor.
Anlatımınız ne kadar sade fakat bir o kadar da karışık. -Farkındayım demek istediklerinizin.
Kendi farkındalığımın farkında mıyım bilmiyorum. Bugünlerde farklı ruh halleri sergiliyorum.
Gökkuşağının yedi rengini kendime yol çiziyorum.
-Gökkuşağını göremiyor musunuz?
Öyleyse Nisan yağmurlarını bekleyin...
- Alen SARICA & 20’04’2008