- 796 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
DEDELERİN ÇOCUKLARI
Kapısına çocukluk uğramayan tüm arkadaşlarım adına,içten içe o günleri sorguluyorum bazı zamanlar.
O günler, o aylar, o yıllar diye zamanı belirli bir sınıra hapsetmeden, incitmeden anıları, usulca kulaklarınıza fısıldadığımı varsayın, varsayın ki; duyunca vicdan yapmasın bizi es geçen çocukluk.
Taaa başından başlamak gerkirse.
Annelerimizin karnında başladık zorluklarla mücadele etme sanatına,göbek bağlarımızdan bizlere sabır,şükür ve güç pompalıyordu annelerimiz,yine bir şükür ve dualarla geldik bir önceki adresimizden daha soğuk olan,adına dünya dedikleri,bizimse hâlâ alışamadığımız bu puslu mekâna.Gelirken sadece sevinç değil dertte getirmiştik,sonra popomuza yediğimiz o meşhur ilk tokatla ağlamayı da öğrendik.Oysa bir tokatla bir pamuk arasındaydı yetişkinlerin çok önemsediği bu dünya.Asıl önemli olan Anne sütüydü, çok şükür biz bu önemden nasibini bir nebze alanlardan olduk,bir nebze diyorum, çünkü çalışmaktan bitâp düşmüş bir bünyedeydi önem çeşmesi.Katı yiyecek uzmanımız naftalin kokan ninelerimiz tabiki..
Eminim ki bir çoğumuz babasının nasırlı ellerini tutarak herhangi bir yere gitme hayali ile büyüdü,hayaller baba gerçekler dede modundaydık, yani bir anlamda bizler dedelerimizin evlatlarıydık.
Bu döngü hep böyle olmuş yani atalarımızdan ta bugüne gelene dek bu zincir hiç kopmamış peki ya şimdiden sonra bizler bu zinciri koparabilirmiyiz?Biz severiz zoru becerebiliriz...
Yoktular anaokulu zamanımızda o okullar, bizde o açığı, olanlar abi ve ablalarından, olmayanlar olanlarınkinden kopya çekerek kapattık.
Okul kısmına hiç girmeyelim bence, hiç çocukluk yaşayamayan insan ne derece anlayabilir ve eğitebilirdi varlık nedir bilmeyen, sadece adı çocuk olan bizleri?
Ama ellerinden gelenin fazlasını yaptılar didindiler elleri öpülesi öğretmenler.
Yinede hazırladılar bir şekilde bizleri rengi solmuş yetişkinliğe,saygı ve teşekkürlerimizle.
Yaz tatili eşittir çalışmak oldu sabah ezanı eşliğinde, okuldan tarlaya tarladan okula,işte kısır döngü hep böyle, klişe espriler "bu yaz yeşil deniz sahilinde"diye başlardı,topladığımız odun kömür paralarıyla değil de kahkahalarımızla ısınan sınıflarımızda.Üzümüyle tütünüyle kasaba mıntıkasındaki okuyan çocuk rolündeydik sadece.
Bizim gibiler sadece büyüdü, beline gelmediğimiz koca koca yetişkinlerden daha kocamandı hayallerimiz.Omuzlarımız dardı ama inadına yüreklerimiz geniş ve temiz.
Eksiklik olarak görmedik yokluğu ama,doya doya gülmedik de hani,lâkin herşeye rağmen mutlu olmak için çabaladık çaba bile zordu,zoru başarmak,mutluluktu gurur vericiydi anlayacağınız.
Bizler çocukluğumuzun kıymetini şimdi iyi bilmekteyiz,eşiğine gelmediği o kapılar ardında hala inadına büyümekteyiz...
Bacanlı...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.